3. Hukuk Dairesi 2013/9420 E. , 2013/12696 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen menfi tesbit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde; sözleşmeli personel statüsünde görev yaparken, çalıştığı yerin özelleştirilmesi sonucu memur olarak atandığını, parasal haklarına ilişkin olarak davalı aleyhine dava açtığını, mahkeme kararıyla maaş farkına hak kazandığını, davalı tarafça kendisine ....248,74 TL ödeme yapıldığını, kararın Danıştay tarafından bozulmasının ardından mahkemece talebinin reddedildiğini, bunun üzerine aldığı parayı ....01.2008 tarihinden itibaren aylık 200,00 TL"lik taksitler halinde davalıya geri ödemek zorunda kaldığını belirterek; ana paraya işletilen faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; idari yargı kararlarının 30 gün içinde uygulanma zorunluluğu bulunduğu için mahkeme kararı doğrultusunda davacıya ödeme yapıldığını, davacının bu parayı yasal faiziyle birlikte ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; temerrüde düşürülmediği için davacıdan faiz talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulü cihetine gidilmiş ve davacının davaya konu faiz ödemesi yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; mahkeme kararı doğrultusunda ödenen paranın, ödemeye dayanak teşkil eden mahkeme kararının temyiz incelemesi sonucu bozulup, ardından reddedilmesiyle iade borcu doğan davacının; parayı elinde bulundurduğu döneme ait faizden sorumlu olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının ........2000 günü ......"ın özelleşmesi sonucu sözleşmeli personel statüsünden kadrolu memur olarak davalı idare emrine atandığı, ....03.2003 tarihinde ..... İdare Mahkemesi"nde dava açarak; "........2000 ile ....09.2001 tarihleri arasındaki maaş zam oranlarının maaşına yansıtılmasını" talep ettiği, mahkemenin ........2003 tarihli kararında; "davacının yoksun kaldığı parasal haklarının, yıllara göre memur maaş artış oranları uygulanarak bulunan ücret farkının, davanın açıldığı ....03.2003 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi" yönünde talebi kabul ettiği, davacının bu karar doğrultusunda davalıdan ....03.2004 günü toplam ....248,74 TL maaş farkı aldığı, davalının temyiz istemi üzerine temyiz incelemesini yapan Danıştay .... Dairesi"nin 08.....2004 günlü kararı ile ..... İdare Mahkemesi"nin kararını bozduğu, bozmaya uyan mahkemece, 04.....2007 günü bu defa; davacının ücret artışlarından yararlandırılmamasında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, bunun üzerine davalının, davacıdan, ....248,74 TL ana para, ....040,24 TL faiz, 325,00 TL vekalet ücreti, 100,25 TL temyiz yargılama gideri olmak üzere toplam ....714,23 TL"yi ... gün içerisinde ödemesi talebinde bulunduğu, davacının bunun üzerine taahhütname imzaladığı anlaşılmaktadır.
Davacı,....01.2008 tarihli taahhütnamede; "... asıl ve faizlerden oluşan toplam ....714,23 TL borcumu kayıtsız şartsız aynen kabul ediyorum, ...bu borçların tamamen tasfiyesine kadar yürütülecek kanuni faizlerini ....01.2008 tarihinden başlamak üzere aylık 200,00 TL"lik taksitlerle (haricen maaşımdan yapılacak kesinti suretiyle) ödemeyi de aynen kabul ve taahhüt ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacının taahhüdü doğrultusunda maaşından ....01.2008 gününden itibaren aylık 200,00 şer TL kesilmiştir.
Dosya kapsamından; davacının, serbest iradesiyle yazılı taahhütte bulunup, kendisine ödenen parayı, yasal faizi ile birlikte kayıtsız şartsız geri ödemeyi kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu uyuşmazlığın taahhütname kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Hal böyle olunca mahkemece, imza ve metin içeriği inkar edilmedikçe taahhütnamenin geçerli olduğu ve tarafları bağladığı gözetilerek, taahhütname çerçevesinde değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile taahhütname yok sayılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.