12. Ceza Dairesi Esas No: 2013/21795 Karar No: 2014/16763 Karar Tarihi: 08.07.2014
Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/21795 Esas 2014/16763 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, yüksek kilolu bir hastayı tedavi amacıyla İstanbul Üniversitesi'nde ameliyat etti. Ancak işlem başarısız olduğu için hastanın izni olmadan ayrılarak özel bir tıp merkezinde görevli gastroenteroloji uzmanına başvurdu. Sanıklar, daha önce iki kez başarısızlıkla sonuçlanan tedavi için tam teşekküllü bir hastane dışında üçüncü kez tedaviyi önceliklendirdi ve hastaya yüksek dozda ilaç vererek uygun bir yatış biçimi sunmadı. Sanıklar, taksirle öldürme suçundan ayrı ayrı mahkum edildiler. Kanun maddeleri TCK'nın 85/1, 62, 50/4-1-a, ve 52/2'dir.
12. Ceza Dairesi 2013/21795 E. , 2014/16763 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK"nın 85/1, 62, 50/4-1-a, 52/2. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Safra yolu obstruksiyonu tanısıyla ileri tetkik ve tedavi amaçlı olarak 20.05.2007 tarihinde İstanbul Üniversitesi ... Tıp Fakültesi Genel Cerrahi servisine yatırılan ve 2003 yılında apendektomi, 2006 yılında da morbid obesite nedeniyle gastrik banding ameliyatı geçirmiş olan 26 yaşındaki yüksek kilolu hastanın, ikinci kez uygulanan ERCP işlemi sırasında ajite olması nedeniyle işlem yapılamadığı ve hastanın izinsiz olarak hastaneden ayrılıp özel bir tıp merkezinde görevli gastroenteroloji uzmanı olan sanık ..."e müracaat ettiği, sanık ... ile anestezi uzmanı olan diğer sanık ... "ın hastaya daha önce iki kez yapılan ve başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen tam teşekküllü hastane dışında üçüncü kez ERCP"ye öncelik verilip, bu işlem sırasında sedasyon için yüksek sayılabilecek dozda ilaç kullanılıp, hastaya uygun yatış biçimi vermedikleri ve bu nedenlerle kusurlu kabul edilen sanıkların taksirinin yoğunluğu gözetilip, alt sınır aşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza tayini yerine, asgari hadden ceza tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamış; 30.05.2007 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında 04.06.2007 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiş; katılanların da hazır bulunduğu ve son celsede mahkemece "katılan tarafın zararının herhangi bir biçimde halen karşılanmamış olması" gerekçesiyle şikayetin devam ettiğini bildirmeleri üzerine sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmediği, sanıkların, yargılama evresinde katılanların zararlarını gidermek suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan faydalanma imkanları varken bu atıfetten yararlanmadıkları, katılanların hükümden sonra zararların giderildiğini belirtip şikayetlerinden vazgeçtikleri anlaşılmakla tebliğnamedeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin kusura, eksik incelemeye, illiyet bağına ve sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, eleştirilen hususlar dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 08.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.