15. Hukuk Dairesi 2018/1368 E. , 2018/2209 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi"nden kaynaklanan tespit talebine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/1597 Esas 2016/2729 Karar sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilâmına uyularak davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir
Davacı davasında murisine ait gayrimenkulde, kat karşılığı inşaat yapmak üzere davalı ile aralarında 5 Mayıs 1999 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini bu sözleşmeye göre kendilerine verilmesi gerekirken verilmeyen birinci katta bulunan 1 nolu dairenin kendilerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı savunmasında davacının murisine karşı tüm hak ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Daiesi’nin 2015/1597 Esas 2016/2729 Karar sayılı ilâmı ile “taraflar arasındaki sözleşme uyarınca yapı ruhsatı alınarak inşaata başlanmışsa da, yargılama sırasında yapılan keşifte alınan bilirkişi raporu ve belediyeden getirtilen yazılara göre yapının projesine aykırı olduğu, hakkında birçok yıkım kararı bulunduğu, tadilat projesi yapılması veya fiili müdahale yoluyla mevcut aykırılıkların yasal hale getirilme imkanının da bulunmadığı bildirilmiştir. Bilindiği üzere, imar mevzuatı kamu düzenine ilişkin olup, buna aykırı inşaatın cezai işleme tabi bulunması karşısında, mahkemece, suç teşkil edecek bir yapıya yasallık kazandıracak şekilde varlığının tanınması uygun değildir. Belirtilen bu
ilkelere göre davacının kendisine ait olduğunun tespitini istediği bağımsız bölümün bu kapsamda aidiyetine karar verilip verilemeyeceği hüküm yerinde tartışılmadan, sanki ortada yasal bir bina varmışcasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ... Belediye Başkanlığı"ndan gelen 29.05.2017 tarihli yazı cevabı da dikkate alınarak, yapı üzerindeki yıkım kararının kaldırılmadığı, yapının yasal hale getirilmediği ve mevcut haliyle yapının ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığının belirlenip, binanın mevcut haliyle yapının ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin kararı bozma kapsamına uygundur. Ancak İmara aykırı ve kaçak yapılar için 18.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanun"un 16. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu"na eklenen geçici 16. madde ile yapılmış yeni bir düzenleme bulunmaktadır. Maddede; afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31.10.2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31.12.2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebileceği, başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedileceği (Geçici16/1); Yapı Kayıt Belgesinin yapının kullanım amacına yönelik olduğu, Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabileceği (Geçici16/3); Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği (Geçici16/4); Yapı Kayıt Belgesinin, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerli olduğu, Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümlerinin uygulanacağı, yapının depreme dayanıklılığı hususunun malikin sorumluluğunda olduğu (Geçici16/10); bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlık ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken belirleneceği (Geçici16/12) düzenlenmiş ve maddenin diğer fıkralarında da uygulama esasları ve istisnaları belirtilmiş ayrıca bu tür yapılarda cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilmesi imkanı getirilmiştir.
3194 sayılı Kanuna eklenen geçici 16. madde, 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış imara aykırı ve kaçak yapılar için uygulanacağından içeriği itibarıyla geriye etkili olarak uygulanması öngörülmüş bir düzenlemedir. Usuli kazanılmış hakkın istisnası olan geriye etkili bir kanuni düzenleme olması nedeniyle anılan hükmün mahkemelerce eldeki davalar için de uygulanması gerektiği gibi, öncesinde aksine verilmiş bir bozma kararı bile bulunsa, temyiz aşamasında da Yargıtay"ca gözetilmesi gerekir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde kanunda belirtilen süre içinde başvurulup gerekli işlemler tamamlanarak Yapı Kayıt Belgesi alınmak suretiyle yapının yasal hale getirilip getirilmediği saptanmak suretiyle uyuşmazlığın mahkemece yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden verilen kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.