10. Hukuk Dairesi 2014/7746 E. , 2015/7882 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ... rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemece; davanın kısmen kabulü yerine, tümden kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununda; yazılı, sözlü, basit ve seri olmak üzere dört yargılama usulü düzenlenmiş iken 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda yazılı ve basit yargılama usulleri düzenlenmiştir.Bir davada, hangi yargılama usulünün uygulanacağı uyuşmazlığın niteliği veya davanın görüleceği mahkemeye göre belirlenmektedir. Bu bağlamda; 5510 sayılı Kanununun 101’inci maddesinde, anılan Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili çıkan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde İş Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7’nci maddesinde ise, İş Mahkemelerinde sözlü yargılama usulünün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 447’nci maddesindeki diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hallerde, bu Kanununun basit yargılama usulü ile ilgili hükümlerinin uygulanacağına ilişkin hüküm karşısında; artık, iş mahkemelerinde, basit yargılama usulünün uygulanması gerekecektir.
Yazılı yargılama usulü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmiş, basit yargılama usulü ise temel özellikleriyle kaleme alınmış, 322/1’inci maddesinde basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hâllerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanacağı belirtilmiştir. (Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Muhammet Özekeş, Medeni Usul Hukuku, 12. Baskı, ... 2011, s.586).
6100 sayılı Kanunun iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi başlıklı 141. maddesi "(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez" şeklinde ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununun basit yargılama usulü başlıklı altıncı kısmında yer alan 319. maddesi "İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar. " şeklinde olmakla, basit yargılama usulüne tabii davalarda yazılı yargılama usulüne ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun 141. maddesinin uygulaması mümkün değildir.
Somut olayda; Mahkemece, davacı vekilinin, ön inceleme duruşmasındaki daralttığı talep dikkate alınarak, davanın kabulü ile davacının ... vatandaşı olarak yurtdışında çalışmaya başladığı ve 18 yaşını ikmal ettiği 07.01.1991 tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıcı olarak tespitine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde 26.09.1987 tarihinin, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sigorta başlangıcı olarak tespiti isteminde bulunulmuş olup; ön inceleme duruşmasında, talebin daraltılmış olması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununu 319. maddesine aykırılık oluşturduğundan, dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak bu hali ile dava dilekçesindeki talep çerçevesinde kısmen haklı çıktığı belirgin olan davalı Kurum lehine, avukatla temsil edildiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca vekalet ücretine karar verilmesi ve davalı Kurumun kabul ret oranına göre yargılama gideri ile sorumlu tutulması, öte yandan sigorta başlangıcının 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi gereğince uygulanmakta olan Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır
S O N U Ç : Hüküm fıkrasının birinci bendinde yazılı “Davanın Kabulü ile” harflerinin silinerek yerine “Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE” ibaresinin ve “Türkiye’de” kelimesinden sonra gelmek üzere “5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında” ibaresinin ; hüküm fıkrasının yargılama giderleri ile ilgili dördüncü bendinde yazılı “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” kelimelerinin silinerek, yerine, “kabul red durumuna göre 8,00 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,” harf ve rakamlarının; ayrıca hüküm fıkrasının avukatlık ücretine ilişkin altıncı bendinden sonra gelmek üzere “Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.320,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” kelimelerinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.