Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4557
Karar No: 2018/15552
Karar Tarihi: 26.09.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/4557 Esas 2018/15552 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/4557 E.  ,  2018/15552 K.

    "İçtihat Metni"

    Kasten yaralama ve tehdit suçlarından sanık ..."nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 106/1 (1. cümle), 62 (2 kez) ve 52/2. (2 kez) maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesine göre her iki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına ilişkin Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 20/04/2010 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresinde kasten işlediği yeni bir suçtan mahkumiyetine karar verildiğinden bahisle önceki hükmün açıklanarak 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 106/1 (1. cümle), 62 (2 kez) ve 52/2. (2 kez) maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına yönelik Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18/06/2018 gün ve 94660652-105-35-740-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/06/2018 gün ve 2018/55549 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli kararı ile her ne kadar sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 20/04/2010 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik gereğinin yapılması için ihbarda bulunulmuş ise de, söz konusu Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 20/04/2010 tarihli kararının 01/06/2010 tarihinde kesinleştiği, ihbarda bulunan Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli ve 2010/257 esas, 2010/317 sayılı kararına konu ikinci suçun 07/05/2010 tarihinde işlendiği gözönüne alındığında, 5 yıllık denetim süresi başlamadan önce ikinci suçun işlendiği ve hükmün açıklanma şartlarının oluşmadığının gözetilmemesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Kasten yaralama ve tehdit suçlarından sanık ..."nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 106/1 (1. cümle), 62 (2 kez) ve 52/2. (2 kez) maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesine göre her iki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına ilişkin Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 20/04/2010 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresinde kasten işlediği yeni bir suçtan mahkumiyetine karar verildiğinden bahisle önceki hükmün açıklanarak 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 106/1 (1. cümle), 62 (2 kez) ve 52/2. (2 kez) maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına yönelik Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararının, Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli kararı ile her ne kadar sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 20/04/2010 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik gereğinin yapılması için ihbarda bulunulmuş ise de, söz konusu Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 20/04/2010 tarihli kararının 01/06/2010 tarihinde kesinleştiği, ihbarda bulunan Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli ve 2010/257 esas, 2010/317 sayılı kararına konu ikinci suçun 07/05/2010 tarihinde işlendiği gözönüne alındığında, 5 yıllık denetim süresi başlamadan önce ikinci suçun işlendiği ve hükmün açıklanma şartlarının oluşmadığının gözetilmemesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ..."nin, ikinci suçu denetim süresi içerisinde işleyip işlemediğinin ve buna bağlı olarak önceki hükmün açıklanarak sanığın TCK"nın 86/2, 106/1 (1. cümle), 62 (2 kez) ve 52/2. (2 kez) maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkrayla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tâbi kılınmıştır.
    Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle "sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
    CMK"nın hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kenar başlıklı 231. maddesinin onuncu ve on birinci fıkraları; " (10) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.)Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. (11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." biçimindedir.
    Bu düzenleme dikkate alındığında, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, hakkındaki mahkûmiyet hükmü açıklanacak, yükümlülüklerin yerine getirilememesi durumunda da, kısmen infaza karar verilebileceği gibi koşulları bulunmakta ise, hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesi suretiyle yeni bir mahkûmiyet hükmü de tesis edilebilecektir. Hüküm açıklanırken Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/3-752 esas, 2014/200 sayılı kararında da açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesinde yer alan seçenek yaptırımlara çevirme zorunluluğu gibi hususlar dikkate alınabilecektir.
    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında tehdit ve kasten yaralama eylemleri nedeniyle cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 20/04/2010 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararıyla sanığın TCK"nın 86/2, 62, 52/2, 106/1 (1. cümle), 62, 50/1-a, 52/2. maddeleri gereğince sırasıyla 2.000,00 Türk lirası ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, CMK"nın 231. maddesine göre her iki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, Tire Asliye Ceza Mahkemesince sanığın itirazının reddine karar verilmek suretiyle anılan kararların 01/06/2010 tarihinde kesinleştiği, Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli ve 2010/257 esas, 2010/317 karar sayılı yazısıyla sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinin ihbar edildiği, ihbar üzerine yapılan yargılama neticesinde Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararıyla sanığın TCK"nın 86/2, 62, 52/2, 106/1 (1. cümle), 62, 50/1-a, 52/2. maddeleri gereğince sırasıyla 2.000,00 Türk lirası ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına hükmolunduğu, hükümlerin sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 28/06/2017 tarihli ve 2014/33905 esas, 2017/18064 sayılı kararıyla kasten yaralama suçu yönünden, kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olması nedeniyle sanık müdafiinin temyiz isteğinin reddine, tehdit suçu yönünden ise; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 01/06/2010 tarihinde kesinleşmesinden önce 07/05/2010 günü işlenen suç nedeniyle CMK"nın 231/11. madde ve fıkrasına aykırı olarak, hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verildiği, bozma kararı sonrasında tehdit suçundan yargılamanın Tire 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2017/427 esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği, Tire Kapatılan 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 20/12/2017 tarihli ek kararıyla kasten yaralama suçundan hükmolunan 2.000,00 Türk lirası adlî para cezasının infazının durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli ve 2010/257 esas, 2010/317 karar sayılı hükmünün incelenmesinde; suç tarihinin 07/05/2010 olduğu, sanık hakkında yağma, kamu malına zarar verme, iftira ve tehdit suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulduğu, sanık müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nce kamu malına zarar verme ve iftira suçlarından kurulan hükümlerin onanmasına, diğer hükümlerin bozulmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden,
    Yukarıda açıklandığı üzere, sanığın tehdit suçundan TCK"nın 106/1 (1. cümle), 62, 50/1-a, 52/2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para ile cezalandırılmasına dair Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararının, Dairemizin 28/06/2017 tarihli ve 2014/33905 esas, 2017/18064 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiği, bozma kararı üzerine anılan suç yönünden dosyanın Tire 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2017/427 esas sırasına kaydedildiği, yargılamanın bu dosya üzerinden devam ettiği, bu suretle de kanun yararına bozmanın ön koşulu olan istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşme şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, tehdit suçundan sanığın cezalandırılmasına dair Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Sanığın kasten yaralama suçundan TCK"nın 86/2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezasıyla cezalandırılmasına dair hükme gelince,
    CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, geri bırakılan hükmün açıklanacağının belirtilmesi, Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 20/04/2010 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihinin 01/06/2010 olması, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle ihbarda bulunulan Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli ve 2010/257 esas, 2010/317 karar sayılı hükümlerine konu suç tarihinin 07/05/2010 olduğunun anlaşılması karşısında; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinden önce 07/05/2010 günü işlenen suç nedeniyle denetim süresi içerisinde işlenmiş kasıtlı suçtan bahsedilemeyeceği gözetilip sanığın bu süre içerisinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kasten yaralama suçundan sanığın TCK"nın 86/2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezasıyla cezalandırılmasına dair Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1)Kanun yararına bozmanın ön koşulu olan istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşme şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, tehdit suçundan sanığın cezalandırılmasına dair Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kararına yönelik, kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE,
    2)Kasten yaralama suçundan sanığın cezalandırılmasına dair hükme gelince; kanun yararına bozma istemine ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriğinde yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, kasten yaralama suçundan sanığın cezalandırılmasına dair Tire Sulh Ceza Mahkemesinin 21/02/2013 tarihli ve 2008/590 esas, 2010/208 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 26/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi