20. Hukuk Dairesi 2013/5603 E. , 2013/8549 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... Köyünde yapılan genel arazi kadastrosu sırasında, ... Köyü, 786 parsel sayılı 16350,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayanılarak... adına tespit edilmiş; ... ve ortaklarının süresi içinde yaptıkları itiraz üzerine, tapulama komisyonunca, 786 parselin yüzölçümünün ve sınırlandırılmasının iptaliyle, krokide (A) harfi ile gösterilen yerin ... adına, (B) harfi ile gösterilen 15750,00 m² yüzölçümündeki yerin ise... adına tespitine karar verilmiş; ....’in komisyon kararına karşı kadastro mahkemesinde açtığı dava üzerine, ... Kadastro Mahkemesinin 26.05.1992 tarih ve 1990/27-1992/97 sayılı kararıyla, komisyon kararı ile 786 parsel içinde (A) harfi ile işaretli ... adına tespit edilen bölümle ilgili tespitin iptaliyle, 786 parsel sayılı taşınmazın 16350,00 m² yüzölçümüyle... adına tespit ve tesciline karar verilmiş ve sözü edilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesiyle taşınmaz... adına tapuya tescil edilmiş ve en son satış yoluyla ...’a geçmiştir.
Tapuda 16350,00 m² yüzölçümüyle .... adına kayıtlı olan dava konusu 786 parsel sayılı taşınmaz, ... Köyünde 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosu sırasında, 15812,55 m² yüzölçümü ve 121 ada 17 parsel sayısıyla ve mülkiyeti tapu kütüğünde olduğu gibi sınırlandırılmıştır.
Davacı ... Yönetimi vekili, 13.05.2011 tarihli dilekçesiyle, husumeti Hazineye yönelterek, ... Köyünde, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi kapsamında kadastro haritalarındaki sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataların giderilmesi için çalışmanın yapıldığını ve sonucunun askıya çıkarıldığını, ancak yapılan çalışma sırasında kesinleşmiş Devlet Ormanı alanına müdahalede bulunularak, ... Köyü, 786 parsel sayılı taşınmaza tarla vasfı verilerek davalı adına tespit yapıldığını ve dava konusu yerin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde ve orman vasıf ve karakterinde olduğunu ileri sürerek, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a madde uygulaması ile kesinleşmiş Devlet Ormanı üzerine ihdas edilen 786 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ve taşınmazın Hazine adına orman vasfıyla tapuya kayıt ve tescili istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan yenileme çalışmasında herhangi bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve dava konusu ... Köyü, eski 786 parsel, yeni 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 29.09.1943 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 13.04.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan yenileme çalışmasında herhangi bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; öncelikle, dava konusu 121 ada 17 parsel (eski 786 parsel) tapuda Hazine adına değil, dava dışı .... adına kayıtlı olduğu dairece iade kararıyla dosyaya getirtilen 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Davacı ... Yönetimi, husumeti Hazineye yönelterek dava açmasına rağmen, mahkemece, davada taraf ehliyetinin re"sen nazara alınması gereken bir olgu olduğu gözetilmemiş, yine davacı ... Yönetiminin dava dilekçesinden davanın mülkiyet hakkına mı yoksa 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza mı yönelik olduğu veyahut her iki istemi de birlikte mi içerdiği hususları net olarak anlaşılamadığı halde mahkemece, davacı ... Yönetimine talep sonucu açıklattırılmamış, yine Orman Yönetiminin mülkiyet iddiasına ilişkin olarak da kadastro mahkemesinin görevli olmadığı düşünülmemiştir.
Bilindiği üzere taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d maddesine göre dava şartıdır. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise, bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse, davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder (HMK madde 115/2). Yine, HMK."nun “Tarafta İradî Değişiklik” başlığını taşıyan 124. maddesinde aynen “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddî bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” denilmektedir.
O halde, mahkemece; öncelikle, kanunî prosedüre uygun olarak HMK."nun 115/2. maddesine göre, davacı ... Yönetimine, davayı doğru hasma yöneltmesi için kesin süre verilmeli, dava doğru hasma yöneltilmez veya davacı ... Yönetimi tarafından dava doğru hasma yöneltilmesine rağmen HMK’nun 124. maddesindeki prosedüre göre tarafta iradî değişiklik sağlanamazsa davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddelerine göre dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmelidir. Ancak, HMK’nun 124. maddesine göre usulüne uygun olarak davalı tarafta iradî değişiklik yapılsa dahi davacı ... Yönetiminin Hazineye karşı açtığı davanın pasif sıfat yokluğu sebebiyle reddine karar verilmelidir. Şayet, Orman Yönetimi, verilen kesin süre içinde husumeti doğru hasma yöneltir ve tarafta iradî değişiklik HMK’nun 124. maddesinde açıklandığı şekliyle sağlanabildiği takdirde (karşı tarafın açık rızası veya maddenin 3 ve 4. bentlerinde açıklanan hususlarla sınırlı olmak üzere hâkimin gerekçeli kabulüyle), dava konusu taşınmazın tapu maliki Habibe Çakal’a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilip, tapu maliki Habibe Çakal’ın savunma ve delillerini bildirmesine olanak tanındıktan sonra işin esasına girilmelidir.
5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca, evvelce kadastrosu ve tapulaması yapılmış yerlerde yeniden kadastro çalışması yapılamaz. Ancak, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi amacıyla aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, yeniden çalışma yapılabilir ve bu çalışma ikinci kadastro sayılmaz. 22. maddenin birinci fıkrasında yer alan "İkinci kez kadastro yapılamaz" hükmünün istisnası olarak düzenlenen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca; yapılan tespitte, teknik sebeplerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde
göstermediği tespit edilen paftalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek tapu kayıtlarının düzeltilmesi sağlanır. Ancak, mülkiyet ve mülkiyetle ilgili haklar ile parselasyon, arazi toplulaştırması, ıslah, imar, sulama alanlarında arsa ve arazi düzenlemesi ve köy yerleşim haritaları yenileme çalışması bu kapsam dışındadır. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastro çalışmaları, 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 1/1. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 11 inci maddesine göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır.
Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ise, aynı Kanunun 26. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre, kadastro mahkemeleri, dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmesi halinde ve askı ilân tarihleri içinde açılacak davalarda görevlidir. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan tespitlere karşı askı ilân süresi içinde dava açılması halinde, kadastro mahkemesi görevli olup, mahkemece yapılacak inceleme, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmasına ilişkindir. Bu davada, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin bir araştırma yapılamaz. Bu taleplere yönelik açılan davalarda ise görevli mahkeme, 6100 sayılı H.M.K."nun 2. maddesi uyarınca genel görevli asliye hukuk mahkemeleridir.
Bu nedenle, mahkemece, yukarıda açıklandığı şekilde, HMK"nun 124. maddesindeki düzenleme gözetilerek tapu maliki gerçek kişiye husumet yöneltildiği takdirde, Hukuk Genel Kurulunun 05.12.2012 gün ve 2012/20-874 E. - 1016 K. ve 2012/20-875 E. - 1017 K. sayılı kararlarında da benimsediği üzere, davacı ... Yönetimi vekiline dava dilekçesi açıklattırılıp, davanın sadece 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yapılan kadastro paftalarının yenilenmesi çalışmasına itiraza mı yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu veya her iki istemi de birlikte mi içerdiği hususları belirlenmeli, davanın sadece mülkiyete ilişkin olması halinde, mahkemece, başkaca araştırma yapılmadan görevsizlik kararı verilmeli; yalnızca paftaların yenilenmesi işlemine itiraz veya her iki isteme de yönelik olduğu belirlendiği takdirde ise, çekişmeli parselin yenilemeden önceki ilk tesisinden itibaren, miktar, cins ve malik değişikliklerini, ifraz ve tevhitleri gösteren tapu kayıtları, tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı, davalı tarafın dayandığı mahkeme kararlarına ilişkin dosya asılları getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendiyle, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve toplanan delillere göre 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendine göre yapılan kadastro işlemine yönelik davanın esasına ilişkin bir karar verilmeli; davacı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemi, dava konusu parselin mülkiyetine yönelik bir hakka ilişkin olduğundan, bu talep yönünden ise görevsizliğe karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.