Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/22791
Karar No: 2015/34721
Karar Tarihi: 08.12.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/22791 Esas 2015/34721 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/22791 E.  ,  2015/34721 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 21. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2014
NUMARASI : 2013/74-2014/188

Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I


A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, babası H. B. vefat etmeden önce davalı şirkette postacı olarak çalıştığını, murisin 01/12/1997 tarihinde çalışmaya başladığını ve vefat edene kadar da çalışmaya devam ettiğini, murisin çalıştığı dönemde fazla mesai ücreti, tatil ücretleri ile izin ücretlerinin de ödenmediğini iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile hafta tatili, fazla çalışma, genel tatil, yıllık izin ücret alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı P.. M.. vekili, işin taşeron firmalara ihale edildiğini, en son olarak diğer davalı A. Turizm Tekstil İnş. Otomotiv. San ve Tic. Ltd. Şti. ile sözleşme imzalandığını ve davacının da bu şirkette 21/09/2010 tarihine kadar çalıştığını, davacının işçilik haklarından taşeron firmaların sorumlu olup müvekkili idarenin bir sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konu alacakların da zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı A. Turizm Tekstil San ve Tic. Ltd. Şti vekili, müvekkili şirket yönünden bir sorumluluk mevcut ise murisin ancak 2010 yılı Mayıs ayı ile vefat tarihi arasındaki dönemi kapsadığını ve bu durumda da 1 yılını doldurmayan murisin kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, tatil izni, fazla mesai alacaklarına hak kazanamadığını, müvekkilinin ihaleyi üstlenmiş olduğu dönem içinde tüm işçilerin hak edişlerini zamanında ve eksiksiz olarak ödediğini, ayrıca davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın davacının hissesine düşen oranlarda kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dava, muris işçinin ölümü üzerine mirasçılarından olan davacı tarafından veraset ilamı ibraz edilerek, miras bırakanın hak kazandığı işçilik alacaklarının ödenmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında murisin hak kazandığı işçilik alacakları açısından mirasçının ölen murisin işçilik alacaklarını tek başına talep edip etmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK.’un 114/1.d maddesi uyarınca “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları” dava şartıdır. Aynı kanunun devam eden 115/2 maddesine göre ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”.
Miras bırakanın davacı dışında başka mirasçısının da bulunduğu dosyaya sunulan veraset ilamından anlaşılmaktadır.
TMK 640/II maddesinde; "miras bırakanın ölümü ile birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklığın meydana geleceği, mirasçıların terekeye el birliği ile sahip olacakları, sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri" Aynı maddenin IV maddesine “Mirasçılardan her birinin, terekedeki hakların korunmasını isteyebileceği, sağlanan korumadan mirasçılardan hepsinin yararlanacağı ”öngörülmüştür.
TMK 701/II maddesinde ise "el birliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkının ortaklığa ait malların tamamına yaygın olacağı" hükme bağlanmıştır.
TMK. mad. 640/IV hükmü, mirasçılardan biri ya da bir kısmının başvurabileceği yasal yolları "terekedeki hakların korunması" ile sınırlı tutmuştur. Açılan dava veya başvurulan yasal yolun bu nitelikte olmadığı durumlarda ana kural (TMK. mad. 701/II) geçerli olup, bir ya da bir kısım mirasçının istemi, sıfat yokluğundan reddedilecektir.
Elbirliğiyle hak sahipliği, terekedeki mallar üzerinde elbirliğiyle mülkiyet hakkı; haklar üzerinde ise, elbirliğiyle alacak hakkı, elbirliğiyle telif hakkı vs. biçiminde tezahür etmekte ve bunun bir görünüm biçimi olarak da mirasbırakanın bir bankadaki mevduat hesabı üzerinde de, elbirliğiyle hesap hükümlerinin cari olacağı bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, tüm mirasçıların ortak hareket etmediği (MK 640/11), miras ortaklığına temsilci atanmadığı (MK640/III) ya da elbirliğiyle hak sahipliğinin paylı hak sahipliğine dönüştürülmediği (MK 644) durumlarda, bazı mirasçıların mirasçılık belgesine dayanarak murisin işçilik alacakları üzerinde tek başına tasarrufta bulunması mümkün değildir.
Somut olayda, davacının murisinin hak kazandığı kıdem tazminatının ve diğer işçilik alacaklarının ödenmesine ilişkin istemi "terekedeki hakların korunması" ile ilgili olmayıp terekedeki haktan yararlanmaya yönelik bulunmaktadır. Böyle bir durumda ana kural gereğince birlikte hareket etme gereği vardır.
Bu durumda alacakların tahsili konusunda mirası reddetmeyen tüm mirasçıların birlikte dava açması veya miras ortaklığına temsilci atanması yahut TMK" nun 644. maddesi uyarınca iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi gerekmektedir. Davacı elbirliği ortaklığın müşterek mülkiyete dönüştüğüne dair iddiada bulunmamıştır. Diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi yada miras ortaklığına temsilci atanması veya elbirliğiyle hak sahipliğinin paylı hak sahipliğine dönüştürülmesi için 6100 sayılı HMK.’un 115/2 maddesi uyarınca süre verilmesi, süre sonunda giderildiği takdirde davaya devam edilerek esas hakkında karar verilmesi, eksiklik süre sonunda giderilmediği takdirde ise davanın aynı madde uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece tamamlanabilir dava şartının yerine getirilmesi için süre verilmeden doğrudan yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi