Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/5080
Karar No: 2014/16742
Karar Tarihi: 07.07.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/5080 Esas 2014/16742 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2014/5080 E.  ,  2014/16742 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 141. maddesine göre haksız tutuklamadan dolayı tazminat talep eden davacı ..."ın, davalı Maliye Hâzinesi aleyhine açtığı davada, davacı vekiline yapılan bildirime rağmen 1 ay içerisinde muhtırada belirtilen eksiklikleri gidermediğinden bahisle dava dilekçesinin 5271 sayılı Kanun"un 142/4. maddesi uyarınca reddine dair İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 09/09/2013 tarih, 2013/212 esas, 2013/341 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 25/10/2013 tarih ve 2013/869 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 28.01.2014 gün ve 94660652-105-35-0640 - 2014-2260/6756 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.02.2014 tarih ve 2014/41514 sayılı tebliğnamesi ile;
    İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesince, davacı vekiline dilekçesindeki eksik bilgi ve belgeleri tamamlaması için gönderilen muhtıranın 05/06/2013 tarihinde tebliğ edilmesini müteakip, davacı vekilinin belgelerden bir kısmını dosyaya sunduğu, ancak dosyaya sunulan belgelerde hakim havale tarihi bulunmadığından süresinde sunulup sunulmadığının tespit edilemediği, ayrıca dilekçesindeki bir kısım eksikliklerin giderilmediği (davacının muvafakatini gösteren belge ve davacının ikametgah belgesini sunmadığı) gibi, yeni tarihli vekaletname de sunmadığı gerekçeleriyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemine ilişkin hususların 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 141 ilâ 144. maddeleri arasında düzenlendiği, 142/3. maddesinde dava dilekçesinin ihtiva edeceği hususların, 4. fıkrasında dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkemenin izleyeceği yöntemin, 6. fıkrasında ise yeterli bulunan dilekçe üzerine istem ve ispat belgelerinin değerlendirilme usulünün yer aldığı, somut olayda çözümlenmesi gereken hususun dava dilekçesinin ihtiva etmesi gereken hususların nelerden ibaret olduğu ve reddi koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı,
    Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca verilen 21/12/2010 tarihli ve 2010/6-212 esas, 2010/263 sayılı kararda belirtildiği üzere, "Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemi, kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla getirilmiş bulunan kendine özgü bir kurumdur. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca, Anayasamızın 19. maddesinin son fıkrasının 03.10.2001 gün ve 4709 sayılı Yasa ile; "bu esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, devletçe ödenir" şeklinde değiştirilmesi üzerine, 466 sayılı yasanın yürürlükten kalkıp kalkmadığına ilişkin ortaya çıkan tartışmalar, 23.11.2004 gün ve 177-203 sayılı kararında; "466 sayılı Yasa"ya dayalı tazminatlarda, her türlü sorun, öncelikle yasa normlarıyla çözümlenecek, açıklık bulunmayan ahvalde "tazminat Hukuku" kıyaslamasına başvurulacak, fiilin en ziyade "haksız fiil" benzeri olduğu gözetilerek çözüme ulaşılacaktır" tespiti yapılarak sonlandırılmış ve koruma tedbirleri nedeniyle tazminat kurumunun kendine özgü bir kurum olduğu açıkça vurgulanmıştır. Buna göre, bu kurumun salt ceza yargılaması hukuku veya salt tazminat hukuku mantığı ile değerlendirilmesi, karşılaşılan sorunların çözümlenmesi olanağı bulunmamaktadır. 01 Haziran 2005 tarihinden sonra gerçekleşen işlemler açısından da karşılaşılan sorunlar çözümünde, Ceza Genel Kurulunun anılan kararından hareketle öncelikle CMK"nın 141 ila 144. maddeleriyle getirilen düzenlemelerin esas alınması, çözüme ulaşılamaması halinde ise tazminat hukuku kurallarına başvurulması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK"nın "tazminat isteminin koşullan" başlıklı 142. maddesinin ... 3. fıkrasında; "tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir" şeklinde tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesinde yer alması gereken hususlar, 4. fıkrasında ise; "dilekçesindeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur, süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddolunur" şeklinde dilekçedeki bilgi ve belgelerin eksik olması durumunda bu eksikliğin tamamlanmasının yolu gösterilmiş, eksikliğin tamamlanmaması halinde ise dilekçenin mahkemece reddolunacağı hükme bağlanmıştır.Bu düzenlemeye göre maddenin ... 3. fıkrasında; tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesinde, "açık kimlik ve adresi ile zarara uğranılan işlemin ve zararın nitelik ve niceliğinin" bulunması ve bunlara ilişkin belgelerin de dilekçeye eklenmesi zorunlu kılınmıştır. Maddenin 4. fıkrasında ise, dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkemenin, "eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğinin" davacıya bildirileceği ve süresi içinde eksiği tamamlanmayan dilekçenin, mahkemece itiraz yolu açık olmak üzere reddolunacağı açık ve net bir şekilde belirtilmiş, bu aşamada dilekçedeki eksikliklerin mahkemece resen yapılacak araştırma ile giderilmesine olanak tanınmamış, bilgi ve belgeleri yetersiz olan ve verilen sürede eksiklikleri de tamamlanmayan dilekçelerin reddolunması hususunun takdire bağlı kılınmadığı emredici bir ifade ile hüküm altına alınmıştır. Aynı maddenin 5. ve devamı fıkralarında ise mahkemece yeterli kabul edilen dilekçe üzerine yapılacak işlemler sıralanmıştır. Maddede yer alan düzenlemeden de anlaşılacağı üzere yasa koyucu tarafından maddi ve manevi tazminat istemleri açısından farklı koşullar öngörülmediğine göre maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin dilekçelerin yeterliliği konusunda aranan koşullarda ayrıma gidilmemesi ve birlikte değerlendirilmesi gerekir." şeklindeki açıklamalar somut olay açısından nazara alındığında, tazminat talep eden davacı vekilinin 17/05/2013 tarihli dava dilekçesinde, tazminat isteminde bulunan kişinin açık kimlik ve adresini, mesleğini, haksız tutuklu kalınan günler dolayısıyla uğranılan zararı belirttiği ve tacir olan müvekkiline ait vergi levhası, kurumlar vergi beyanı, ticaret sicil çıktıları, vekaletname gibi belgeleri de dilekçesine eklediği, talep edenin tutuklu kaldığı ve beraat ettiği İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/112 esas, 2013/247 sayılı kararını kapsayan dosya suretinin de dosyasına sunulduğu, her ne kadar sunulan dosya sureti üzerinde hakim havale tarihi bulunmadığından, 1 aylık süre içerisinde sunulup sunulmadığının anlaşılamadığı mahkemesince red gerekçesi yapılmış ise de, mahkemece eksik hususların giderilmesi için davacı vekiline muhtıra gönderilmesine dair tensip kararının 22/05/2013 tarihinde verildiği ve tetkikatın 09/09/2013 tarihine bırakıldığı, muhtıranın ise 05/06/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 1 aylık sürenin 05/07/2013 tarihinde sona ermesine rağmen tensip kararı gereğince dosyanın 09/09/2013 tarihinde ele alındığı, kaldı ki mahkeme dosyasının aynı adli yargı çevresi içerisinde bulunan İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinden istenebileceği, bu hususun dilekçedeki bir eksiklik olarak görülemeyeceği, dava dilekçesine eklenen vekaletnamenin, beraat kararı verilen mahkemedeki vekaletname ile aynı olması sebebiyle, vekâlet ilişkisinin devam edip etmediğinin anlaşılabilmesi için yeni tarihli bir vekaletname ibraz edilmesi gerektiğine ilişkin gerekçenin de kabul edilmesinin mümkün olmadığı, zira beraat edilen mahkemeye sunulan vekaletnamenin düzenleme şeklinde tanzim edilmiş bir genel vekaletname olduğu, sadece beraat edilen ceza yargılamasında sanığı temsil etmek üzere verilmiş bir vekaletname olmadığı, ceza davasının sonuçlanması ile bu vekalet ilişkisinin sona ermeyeceği, davacının vekilini azlettiğine dair bir iddia veya belge de bulunmadığı nazara alındığında; davacının dilekçesinin 5271 sayılı Kanun"un 142/3. maddesindeki asgari koşulları sağladığı, ancak mahkemesince gerekli görüldüğü takdirde, aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca, istemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat miktarının saptanmasında her türlü araştırmanın yapılabileceği veya hâkimlerinden birine yaptırabileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği görüşü ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde tazminat talebinin dayanağı ve delili olarak İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/03/2013 tarih, 2013/112 esas, 2013/247 karar sayılı ceza dava dosyasının gösterilmiş olması, dayanak dosyanın örneği ve eklerinin dosya kapsamında bulunması ile birlikte maddi ve manevi tazminat talepleri ile ek taleplerin izaha ihtiyaç duyulmayacak şekil ve açıklıkta belirtilmiş olması karşısında, sunulan deliller kapsamında naip hakim atanarak inceleme ve araştırma yapılması yerine, yetersiz ve isabetsiz gerekçe ile dava dilekçesinin reddine dair karara karşı, vaki itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi,
    İsabetsiz olup, kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 25/10/2013 tarih ve 2013/869 değişik iş sayılı kararının Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince, KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi