Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/3859 Esas 2013/8525 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3859
Karar No: 2013/8525

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/3859 Esas 2013/8525 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/3859 E.  ,  2013/8525 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...mevkiinde bulunan 1633 parsel sayılı taşınmazı 1993 yılında satın aldığını, bu parselin güneyinde bulunan tapusuz taşınmazın da bu parselle birlikte bütün halde zeminde kullanıldığını, 1633 sayılı parsele revizyon gören 2605 tahrir nolu vergi kaydının miktarı ile geçerli kapsamı içinde kaldığını, taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) ile işaretlenen 5958,26 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 19.07.1996 tarihinde ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 1971 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına göre 1633 parsel sayılı taşınmaz, 26.08.1993 tarihinde davacı tarafından çapa bağlı olarak satın alınmıştır. Dava konusu olan ve 1633 sayılı parselin güneyinde bulunan tapusuz taşınmaz da bu satış ile birlikte davacı tarafından satın alınmamıştır. Her ne kadar dava konusu yerin 1633 sayılı parsele revizyon gören 2605 tahrir nolu vergi kaydı kapsamında kaldığı iddia edilmekte ise de, bu durum önceki maliki ilgilendirmekte olup; davacı bu kayda dayanarak kendi adına tescil isteyemez. Davacının 1633 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı tarihte, dava konusu taşınmazda zilyetliğinin başladığı kabul edilse dahi dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gibi, davacı tarafından sürdürülen zilyetliğin malik sıfatı ile de olmadığı, dosya içindeki milli emlak müdürlüğüne hitaben yazdığı 22.07.1999 tarihli taşınmazı satın almak için verdiği dilekçesinden de anlaşımaktadır. Davalı taşınmaz, 1971 yılında yapılan tapulamada paftasına orman yazılarak tapulama harici bırakılmış, daha sonra 1996 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bırakılmış, tahdit dışında kaldığı tarihten itibaren de dava tarihine kadar 20 yıllık süre geçmediğinden, eski tarihli belgelere dayalı olarak, usûlüne uygun şekilde orman araştırması yapılmamışsa da bu durum bozma nedenine göre sonuca etkili değildir. Davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.