3. Hukuk Dairesi 2013/9949 E. , 2013/12613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde, hakkında kaçak elektrik kullanmak suçundan dolayı ceza davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda beraat ettiğini, haksız olarak tahakkuk edilen 1.590TL cezayı ödediğini, manevi olarak da zarara maruz kaldığını belirterek 1.590 TL maddi, 3.500 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 5.090TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafınca temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay,,, Hukuk Dairesi Başkanlığı"nın 02.11.2012 tarih, 2012/3087 E. - 2012/7512 K. sayılı ilamında; “Davacının manevi tazminat talebi ile ilgili temyiz itirazlarının reddi ile, Ceza Mahkemesinin kesinleşen kararı ile davacının kaçak elektrik kullanmadığı açıkça belirlenmiştir. Anılan karara dayanak bilirkişi raporunda da davacının tespit öncesi tüketim değerinin kurulu güce oranla uygun miktarda olduğu ve tespit sonrasında bir artış görülmediğinin bu nedenle davacı olan sanığın kaçak elektrik kullanmadığı somut olarak belirlenmiş olması karşısında B.K"nun 53. maddesi gereğince bu maddi belirlemeyle bağlı olan hukuk hakiminin aksi yönde kaçak elektrik kullandığı yönünde hüküm oluşturması mümkün değildir. O halde davacının istirdada yönelik talebinin kabulüne karar vermek gerekir." gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesinden sonra kurulan yeni hükümde maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, 1.590 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmişti
Hüküm, davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai bir karardır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık esastan sona erer ve hüküm kesinleşince, artık o dava konusu uyuşmazlık hakkında aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz ve kesin hüküm oluşturur (HUMK. Madde 237, HMK. Madde 303).
HUMK.nun 389.maddesinde (HMK.nun 297/2.maddesinde) “Verilen karar ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yazılmalıdır” hükmü getirilmiştir. Bozma ilamından önce temyiz edilmiş, fakat bozma nedeni yapılmamış hususlar ile ilgili hükümler kesinleştiği için ilgili taraf yönünden usuli müktesep hak niteliğini kazanmıştır. Mahkemece; bu talepler ile ilgili olarak yeni kurulan hükümde “Hükmün bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmelidir. Mahkemenin bu kararı tespit hükmü niteliğindedir.
Somut olayda, davacının manevi tazminat talebi reddedilmiş, davacı bu hususu da temyiz konusu yapmış, manevi tazminat talebi ile ilgili temyiz itirazları reddedilmiştir. Manevi tazminatın reddine ilişkin mahkeme kararı kesinleşmiştir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yeniden manevi tazminata ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle 30,62 TL kaçak ve 1.528,73 TL revizyon tahakkukunun yapıldığı ve abonenin borcunu 11.11.2004 tarihinde ödemiş olduğu, belirtilen bedellerden 30,62 TL"nin her ne isim altında olursa olsun bir tüketim bedeli olduğu, davacının kaçak elektrik kullanımı nedeniyle revizyon tahakkuku olarak yapılan ve davacı tarafından ödenen miktarın 1.528,73 TL olduğu ve bu miktarda davacının alacağı olduğu belirtilmesine karşın mahkemece davacı tarafından ödendiği belirtilen 1.590 TL"nin ne kadarının kaçak elektrik bedeli olup olmadığı hususu irdelenmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.