16. Hukuk Dairesi 2017/5614 E. , 2020/5060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 03.11.2020 gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldi. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, İskenderun İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 134 parsel sayılı 10.380 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, komisyon kararı ile davalı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, 115/10380 payı hükmen ... adına intikal görmüştür. Davacı ..., tespitten önceki satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kaydının iptali ile taşınmazın bir bölümünün adına tescili, olmadığı taktirde bu bölüm üzerine ev yapıp ağaç dikmiş olması nedeniyle ev ve arsa değeri olarak 50.000 TL, ağaç değeri olarak 5610 TL (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla) tazminatın davalılardan tahsili istemiyle, tapu maliki ... ile taşınmazı kadastro tespitinden önce satın aldığını öne sürdüğü ...’in mirasçılarına karşı dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tapu iptali ve adına tescili davasının reddine, tazminat talebi yönünden davanın kabulüne, 53.113,30 TL bina değeri ile 4.000,00 TL ağaç değeri olmak üzere 57.613,30 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı ... mirasçıları, davalı ..., ... mirasçıları ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının tespitten önceki satın almaya dayalı olarak dava açmış olmasına ve çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 1988 tarihi ile eldeki davanın açıldığı 12.05.2012 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunmasına göre, davacı vekilinin tapu iptali ve tescil istemine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan ve kararın 1. bendinde geçen “tapu iptali ve tescil yönünden davanın reddine” dair hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
2- Davalılar ... ile ... mirasçılarının, tazminat istemi yönünden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; çekişmeli taşınmazın, öncesinde 16.760 m2 yüzölçümlü olarak davalı ... dışındaki diğer davalıların murisi ... ile dava dışı üçüncü kişiler adına 1980 yılında paylı olarak tespit edildiği, itiraz üzerine komisyonca, taşınmazın 10.380 metrekare yüzölçümündeki bölümünün 134 parsel numarasıyla ve ...’ten satın alma nedeniyle müstakilen davalı ... adına, geri kalan bölümünün ise ayrı bir parsel numarasıyla diğer üçünçü kişiler adına tespitine karar verildiği ve komisyon kararının dava açılmaksızın 22.11.1988 tarihinde bu haliyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı ..., babası ... ve kardeşi ..."ün, taşınmazın bir kısmını tespitten önce taşınmazın o zaman maliki olan ...’ten satın aldıklarını ve üzerine ev yaptıklarını, babası ... ve kardeşi ... tarafından tapu maliki ...’e karşı 10 yıllık hak düşürücü süre içinde tapu iptal ve tescil istemine yönelik İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1993/418 ve 1988/941 Esas sayılı dosyalarıyla ayrı ayrı tapu iptal ve tescil davası açıldığını, yargılama neticesinde mahkemece davanın kabulü ile evlerin zemindeki yüzölçümüne karşılık gelen pay oranında davacıların adlarına tescil kararı verildiğini ve her iki hükmün de kesinleştiğini, bu dosyalarda dinlenen tanık ...’in (davalı ...’in kardeşi), taşınmazı davalı adına kendisinin satın aldığını, satın alırken de satıcı ...’in kendisine ... ve çocuklarına sattığı evlerin dışında kalan yeri sattığını belirttiğini ifade etmiş olup, eldeki dosyada dinlenen davalı tanığı ..."in, dava konusu yerin 1975 yılında davacı tarafca ...’ten satın alındığını ve üzerine ev yapıldığını, 1975 yılından bu güne kadar davacı tarafından bu evde ikamet edildiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Eldeki dosyada yapılan keşif, alınan beyanlar ve dosyaya sunulan uzman bilirkişi raporlarına göre, davacı ..."ün, babası ve kardeşiyle birlikte tespitten önce taşınmazın o zamanki maliki ...’ten yer satın almak suretiyle taşınmaz üzerinde kendilerine ait olacak şekilde ayrı ayrı ev yaptıkları, davacının da kendisine ait olan ev de halen oturduğu, evinin çevresine ağaç diktiği, bu haliyle davacının iyiniyetli olduğunun kabulü gerektiği, taşınmazın kadastro tespiti öncesi maliki ...’in de, taşınmazı ...’e satarken, davacı ...ile davacının babası ve kardeşine sattığı ev yeri dışında kalan yerleri sattığı, diğer bir anlatımla ...’in bu evin yerini (zeminin mülkiyetini) önce davacı tarafa, ikinci kez ...’e satmadığına göre, ...’in sebepsiz olarak zenginleştiğinden söz edilemeyeceği, aksine; davalı ...’in, taşınmazın tespit öncesi maliki ... tarafından davacıya satılan evin zemini (mülkiyeti) dışında kalan yerleri satın almasına karşın taşınmazın tamamının maliki olduğu gözetildiğinde, sebepsiz zenginleşenin davalı ... olduğu açıktır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacının tazminat talebinin ... mirasçıları yönüyle reddine, tapu maliki ... yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ...’in temyiz itirazlarının yukarıda belirtilen nedenlerle reddine, davalı ... mirasçılarının temyiz talebinin aynı nedenlerle kabulü ile tazminata yönelik usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.