Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1704 Esas 2011/5717 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1704
Karar No: 2011/5717
Karar Tarihi: 03.11.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1704 Esas 2011/5717 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1704 E.  ,  2011/5717 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.03.2010 gün ve 75/51 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... vekili, dava konusu 165 ada 2 parselin davacı tarafından 24.12.1979 tarihli harici satış senediyle satın ve devralındığını, o tarihten beri malik sıfatıyla davasız, aralıksız, 20 yılı aşkın süreden beri zilyet olunduğunu, ancak tapu sicilinde takyid olması nedeniyle tapu devrinin yapılamadığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapu siciline tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ...’in (...) son mirasçısı olan Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 165 ada 2 parsel; 20.3.1974 gün 45 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı belirtilerek 25.10.1977 tarihinde tapulama yoluyla ...oğlu ... adına tespit edilmiş, tutanağın itirazsız kesinleşmesi üzerine 19.2.1980 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı tapulama tespitinden sonra; ancak, kesinleşmeden önceki bir tarihi ihtiva eden 24.12.1979 tarihli harici satış senedine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi hükmüne göre, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz, şeklinde kural mevcuttur. Ne var ki, somut olayda davacı taraf tespit öncesi bir nedene dayanmadığından on yıllık hak düşürücü sürenin somut olaya uygulanması söz konusu olmaz. Uyuşmazlığın tespit öncesi neden olarak nitelendirilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesine atıfta bulunularak ret kararı verilmesi doğru değildir.
    Ne var ki, dava konusu parsel, kadastro öncesi de tapulu bir yer olup, tapu kaydı henüz hukuki değerini yitirmeden yazılı delil başlangıcına dönüşmeden tutanağın kesinleşmesinden önce tapulu taşınmaz haricen satıldığından, yapılan bu harici satış; TMK.nun 706, BK.nun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri gereğince hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz, alıcıya herhangi bir hak bahşetmez. TMK.nun 706. maddesindeki resmi koşul, bir kanıtlama koşulu değil, bir biçim koşuludur. Bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiş ise de; dava redle sonuçlanmış olup hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.
    Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının açıklanan nedenle reddiyle, sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.