8. Hukuk Dairesi 2011/1635 E. , 2011/5712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 18.06.2010 gün ve 196/178 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R AR
Davacı, dava dilekçesinde; dedesinden, babasına, babasından da kendisine kalan 12014,61 m2 yüzölçümlü taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla 107 ada 12 sayılı parsel ile Hazine adına tarla niteliğiyle tespit edildiğini, taşınmazın Hazine ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, taşınmazın 5.9.1939 tarih ve 51 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, Hazinenin tapu kaydının dava konusu taşınmaza uymadığını, kazanma süresi ve koşullarının davacı yararına gerçekleştiğini gerekçe göstermek suretiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 10152.96 m2 yüzölçümlü taşınmaz bakımından tapu kaydının iptali ile ayrı bir parsel numarasıyla davacı, krokide B harfi ile gösterilen 1861.65 m2’lik yerin aynı ada ve parsel ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin kısmen tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu 107 ada 12 sayılı parsel 21.01.2003 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 5.9.1939 tarih ve 51 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi gereğince tarla niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 22.1.2004 tarihinde kadastro tutanağının kesinleşmesiyle tapu kaydı oluşmuştur.
Revizyon gören Hazineye ait 5.9.1939 tarih ve 51 sıra nolu tapu kaydının yapılan keşifte uygulanmasına çalışılmış ise de, yapılan uygulamanın yeterli olduğu söylenemeyeceği gibi, yöntemine uygun bir biçimde yapılan bir uygulamadan da söz edilemez. Tapu uygulaması için mahkemece, taraflarca gösterilmediği halde re’sen dinlediği Cafer Bulut’un tapu uygulamasıyla ilgili beyanı da yetersiz olup hükme esas alınamaz. Kaldı ki, hukuk mahkemelerinde kendiliğinden hazırlama prensibi geçerli olup taraflarca gösterilmeyen bir tanığın mahkemece re’sen dinlenilmesi usule aykırıdır. Bundan ayrı mahkemece kaymakamlıktan istenen 3.8.2009 tarihli yerel bilirkişi listesinde üç kişinin ismi yer aldığı halde bu kişilerin mahkemece dinlenmediği bunun yerine herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin ikinci yerel bilirkişi listesinde yer alan üç bilirkişiden ikisinin dinlenilmesi de aynı biçimde usule aykırıdır. Kaldı ki, dinlenen kişilerin yaşı itibariyle 1939 tarihli tapunun hudutlarını bilmeye yeterli bulunmamaktadır.
Hazine adına senetsizden oluşturulan 5.9.1939 tarih 51 sıra nolu tapu kaydının neye dayanılarak oluştuğu tapu kaydının edinme sebebinden tam olarak anlaşılamamaktadır. Ancak, Tapu kaydında gösterilen hudutlar ve mevkii ile keşif tutanaklarında tarif edilen hudutların kısmen birbirlerini doğruladığı görülmektedir. Ancak, oldukça yaşlı ve olay yerini bilen kişiler aracılığıyla tapu kaydının uygulamasının yapılması gerekmektedir. Bunun dışında 5.9.1939 tarih 51 sıra nolu tapu kaydı dava konusu yere uymuyor ise kadastroca başka bir parsele uygulanıp uygulanmadığı hususu da Kadastro Müdürlüğünden sorularak saptanması gerekmektedir.
O halde mahkemece yapılacak iş; birinci yerel bilirkişi listesinde yer alan bilirkişiler ile taraf tanıklarının yeniden yapılacak keşifte Hazinenin 5.9.1939 tarih 51 sıra nolu tapu kaydının mevkii ve hudutları itibariyle tek tek okunmak suretiyle dava konusu yere uyup uymadığının saptanmasına çalışılması, anılan tapu kaydının söz konusu parsele uymuyor ise kadastroca başka bir parsele revizyon görüp görmediğinin Kadastro Müdürlüğünden sorulması, gelecek cevaba göre değerlendirmenin yapılması, yerel bilirkişi ve tanıkların ...nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiye ile çağrılmaları, aynı Kanunun 259. maddesi uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmelerinin sağlanması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde ...nun 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle çelişkinin giderilmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici madde 3. yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.