21. Hukuk Dairesi 2014/12141 E. , 2014/14000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aydın 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2014/48-2014/106
1-Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’nın 30.12.2013 tarih 9919 sayılı, Yargıtay 1. Başkanlığı"nın 14.01.2014 gün, 80803665/2013/51/674 sayılı yazıları ile temyiz incelemesi için dosyaların fiziki olarak gönderilemeyeceği, dosyadaki tüm belgelerin yerel mahkemece taranarak sisteme aktarılacağı ve bu şekilde dosyanın elektronik ortamda Yargıtay"a gönderileceği, temyiz incelemesinin de elektronik ortamda yapılması gerektiği bildirilmiştir.
Elektronik ortamdan Dairemize gönderilen temyize konu edilen yukarıda esas nosu yazılı dava dosyasının UYAP ortamından yapılan temyiz incelemesinde;
Dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgelerin elektronik ortama aktarılmadığı anlaşılmıştır.
Sağlıklı bir temyiz incelemesi yapılabilmesi için, dosyada bulunan tüm belgelerin mahkemece UYAP"ta taranması ve UYAP ekranına aktarılması suretiyle mümkündür. Temyize konu dosyada bulunan bir kısım evrakın elektronik ortamda bulunmaması ve türüne uygun, okunaklı şekilde taranmaması halinde temyiz incelemesinin yapılması olanaklı değildir.
2-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda dosya incelenerek;
Gerekçeli karar tebliğ edilmeyen tarafların tespiti halinde yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek,
Temyiz dilekçesinin, HUMK"nun 433. maddesi gereğince karşı tarafa .yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra
3-Bu nedenlerle, mahkemece dava dosyasının tamamının eksiksiz şekilde uyap ortamına aktarılarak incelemeye elverişli hale gelip gelmediği denetlenerek belgelerin tamamının incelenebilir şekilde yüklenmesi halinde Uyap ortamında gönderilmesi, aksi halde “fiziken” gönderilmesi için yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.