19. Hukuk Dairesi 2018/3151 E. , 2019/5471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde temlik alan davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı şirketin hırdavat işi ile uğraştığını, dava dışı bir şirketten aldığı 15.000,00 TL bedelli çeki davalı bankaya kredi borcu için rehin olarak verdiğini, iş bu çek ile takibe girişen davalı bankanın yetkili hamil olmadığını iddia ederek davaya konu çekten dolayı davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine ve % 20 oranında kötüniyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu çekin temlik cirosu ile alındığını savunarak davanın reddi ile % 20 oranında tazminat istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davalı bankanın davaya konu çeki teminat amacıyla almış olduğunun anlaşıldığı, çekin rehin amacıyla cirosunun geçerli olmadığı, bu sebeple davalı bankanın yetkili meşru hamil olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Konya 5. İcra Müdürlüğü’nün 2013/4153 esas sayılı dosyasında takibe konulan çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, şartları bulunmadığından davacı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm temlik alan vekilince temyiz edilmiştir.
Hüküm, Dairemizin 2016/14755 esas ve 2018/506 karar ve 08/02/2018 tarihli ilamıyla; “Temlik, karar tarihinden sonra dosyaya bildirildiğinden ... A.Ş.’nin karar başlığında davalı olarak gösterilmesi ve hükmün onun hakkında kurulmasında bir yanlışlık yoktur. Bununla birlikte HMK. madde 125/f.I, “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: (a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. (b) isterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.” düzenlemesini içermektedir. Mahkemece bu madde hükmü gözetilerek davacıya seçim hakkını hangi yönde kullandığı sorulup, sonucuna göre yargılamaya devam edilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu alacağın davalı ... Bank A.Ş. tarafından düzenleme şeklinde alacağın devri sözleşmesi ile noterde 29.04.2015 tarihinde ... Yönetim A.Ş.’ne temlik edildiği, davacının davasını temlik alan ... Yönetim A.Ş."ye yönelttikleri, temlik eden diğer davalı hakkındaki davadan vazgeçtiği anlaşılmakla mahkememizin 30/04/2015 tarihli önceki kararında açıklanan ve yazılan gerekçelerle davanın kabulü ile, davacının Konya 5. İcra Müdürlüğü"nün 2013/4153 esas sayılı dosyasında takibe konulan çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, şartları bulunmadığından davacı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm temlik alan vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, teminat olarak verildiği iddia edilen çekten dolayı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece 30/04/2015 tarihli karara atıf yapılarak çekin rehin maksadıyla verildiği ve çekte rehin cirosu ile devrin davalıyı meşru hamil kılmayacağı gerekçesiyle kabul kararı verilmiş ise de dava konusu çek üzerinde yapılan incelemesinde rehin cirosu ile değil temlik cirosu ile devredildiği ve dolayısıyla davanın meşru hamili olduğu kabul edilerek aradaki kredi borç bakiyesi kadar çekin geçerli olduğu kabul edilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden temlik alan davalıya iadesine, 09/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.