Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/1427 Esas 2020/2303 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1427
Karar No: 2020/2303
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/1427 Esas 2020/2303 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/1427 E.  ,  2020/2303 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, dava dışı...ve ....’in 122 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını ve 122 ada 4 parsel sayılı taşınmazın maliklerine yönelttikleri tapu iptali ve tescil davasında lehlerine karar verildiğini, bu kararın infazı sırasında dava ile ilgisi olmayan İbrahim kızı ... adına kayıtlı 122 ada 19 parselin de tapu kütük sayfasının iptal edilerek 122 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının 23 m2 sinin iptali ile 122 ada 19 parsel numarası verilerek ... kızı ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davacının eldeki davada hukuki menfaati olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/576 esas 1980/186 sayılı kararına göre 14/12/1981 tarihinde hükmen tescil edildiğini, kendilerinin de taşınmazı 1985 tarihinde iyiniyetli olarak satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece “...O halde, dava dışı Ayşe Metin ve Ahmet Metin adlarına yapılan tescilin yolsuz olduğu tartışmasızdır. Ancak davalılar 3 parsel sayılı taşınmazı bu haliyle Ayşe ve Ahmet"den satın almış olup iyiniyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağı kuşkusuzdur... Somut olayda; davalıların ikici el konumunda oldukları gözetildiğinde iktisaplarının iyiniyetli olup olmadığı, başka bir ifade ile Türk Medeni Kanunu"nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacaklarının belirlenmesi gerektiğinde kuşku yoktur. Ne var ki, mahkemece davalıların iyiniyetli olup olmadıkları araştırılmış değildir. Hâl böyle olunca; davalıların iktisabının iyiniyetli olup olmadığının ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacaklarının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tarafların tüm delilleri eksiksiz toplanarak açıklığa kavuşturulması, hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. ” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.


    Karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına
    08/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.