(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2012/22838 E. , 2013/18421 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... geldi duruşma talebinden vazgeçtiğini beyan etmesi üzerine incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 16.9.2007 tarihinde düşüp kolu kırılınca davalı şirketin işlettiği hastaneye müracaat ettiğini, hastanede görevli ortepedi doktoru tarafından iğne yaptırıldığını ve o anda sağ ayak bileğinin düştüğünü ve topallamaya başladığını, bacağında oluşan güç kaybı nedeni ile davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, maddi ve manevi olmak üzere şimdilik toplam 30.000.00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının ayağındaki güçsüzlüğün enjeksiyonun komplikasyonu olarak geliştiğini , kusurun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalın kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı hastanede hatalı enjeksiyona bağlı olarak bacağında felç oluştuğunu ve işgücü kaybının meydana geldiğini bu durumun davalının ihmali sonucu meydana geldiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. İlke olarak; doktor, hastasının zarar görmemesi için mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastasının durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır.
Mahkemece hükme esas alınan 21.8.2009 tarihli Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu’nun raporu ile, davacının enjeksiyona bağlı olarak sağ ayağında meydana gelen güçsüzlüğün enjeksiyon nörapatisi ile uyumlu olduğu ve % 36 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu , enjeksiyonun yanlış yere yapılmış olduğuna ilişkin delil bulunmadığı açıklanmış , ocak 2012 tarihli Yüksek ... Şurasının iki üyesinin muhalefeti ile alınan raporunda da; yapılan enjeksiyonun uygulanan tedavinin bir parçası olduğu, ve hastanın ayağında meydana gelen arazın enjeksiyona bağlı bir komplikasyon olduğu, dolayısıyla davalının bir kusurunun bulunmadığı açıklanmıştır.
Ne var ki hükme esasa alınan bu raporlar, olayda davalıların kusurlu olup olmadığının tespiti için yeterli değildir. Bilirkişi raporlarında varılan sonucun hangi maddi verilere dayandırıldığı, davalı çalışanları tarafından davacıya uygulanması uygun görülen iğnenin somut rahatsızlık itibariyle gerçekten uygun bulunup bulunmadığı bunun tatbiki sırasında her hangi bir mesleki hata yada ihmalin olup olmadığı, felç sonucunun uygun iğne seçimine ve bunun doğru şekilde takbikine rağmen meydana gelip gelmediği somut ve denetime elverişli bir biçimde ortaya konulmamış soyut bir değerlendirme yapılmakta yetinilmiştir. Bu haliyle hükme esas alınmasına da olanak yoktur. Davacı iddialarını da karşılamaktan uzak olup, Dairemiz incelemesine gelen benzer dosyalardaki Adli Tıp Raporlarında ise , enjeksiyon nörapatisi vakıalarında talimat verenler ile uygulayıcılara kusur izafe edildiği de anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, davalının tedavi öncesi muhtemelen hasıl olabilecek sonuç ve komplikasyonlar hakkında hastasını bilgilendirmesi BK.md.357.maddesine göre bir zorunluluktur. Davalı tarafın, davacıyı bu konuda bilgilendirdiği ve gerekçeli açıklamaları yaparak uyardığı hususu ve davacının yeterli derecede aydınlatılıp aydınlatılmadığı , operasyonun kopmlikasyonlarının bilinmesi halinde dahi bu operasyona davacının rıza gösterip göstermeyeceği konuları dosya içeriği ile anlaşılamamaktadır.
O halde mahkemece, ilgili Ana Bilim Dallarında Görevli konusunda uzmanlık sahibi özellikle nöroşuriji ve anotomi dalarında uzmanlarının da bulunduğu bilirkişilerden oluşturulacak bir kurula inceleme yaptırılarak davacıya uygulanan iğne ve ilacın seçimi , dozajı, hastanın fiziksel durumu, uygulama pozisyonu , iğnenin boyutu ve yönü ile bunun uygulanması aşamasında her hangi bir mesleki ihmal, tedbirsizlik yada dikkatsizlik bulunup bulunmadığı açık denetime elverişli bir tarzda belirlenmesi kusur oranlarının bu çerçevede saptanması ve ortaya çıkacak 2012/22838 2013/18421
uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.