11. Hukuk Dairesi 2017/2834 E. , 2019/155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03/03/2017 tarih ve 2015/240 E - 2017/224 K sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 18/04/2017 tarih ve 2017/287-2017/282 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı banka arasında yapılan protokole göre davacı şirkete davalı bankanın ... şubesinden 10.000.000,00 TL tutarında kredi kullandırılacağı hususunda taraflar arasında mutakabat sağlandığını, davacı şirketin ortakları ile kefil olacak kişinin imzalarının tam olmasına rağmen, kefilin eşinin şehir dışında olması nedeniyle yazılı muvafakatinin alınamayacağından bahisle davalı bankaca kredinin müvekkil şirkete kullandırılamayacağının söylendiğini, buna rağmen 30/09/2014 tarihinde davacı şirketin 0621 - ... ... şubesi 0196511 numaralı hesabına 7.200.000,00 TL’nin davacı şirketin bilgisi ve onayı olmaksızın aktarıldığını, usulsüz olarak kredi tesis edildiğini, davalı banka ile davacı şirket arasında tanzim edilen protokolde tarafların anlaşmasının 10.000.000,00 TL miktarlı krediye ilişkin olduğunu, davalı bankaya sözkonusu krediyi istemediğini bildirdiğini, ancak davalı bankanın kredinin kapatılması için kredi erken kapama komisyonu talep ettiğini, davacı şirket ticari işlerinin sekteye uğramaması amacıyla 13/10/2014 tarihinde davalı banka tarafından istenen 230.000,00 TL erken kapama komisyonunu tüm dava hakları saklı kalmak kaydıyla ödediğini, taşınmazı üzerindeki ipoteği fek ettiğini, 08/01/2015 tarihli ihtarname ile davalı bankanın erken kapama komisyonunu iadesini talep ettiklerini ancak sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, 230.000,00 TL erken kapama komisyonunun ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kredi teklifleri sonrasında davacı firmaya 25/08/2014 tarihinde yapılan teklife istinaden oluşturulmuş olan 10.000.000,00 TL yatırım kredisi limitinden 03/09/2014 tarihinde 7.2 Milyon TL"lik kullandırımı yapıldığını, davacı firmanın 2 marjla kullandırılmış işlek kredisinin 700.000,00 TL riski bulunması ve teminatta 5.000.000,00 TL"lik ipotek olması dolayısıyla teminat açığı oluşması sebebiyle kredi kullandırımı 7.200.000,00 TL olarak yapıldığını, 13/10/2014 tarihinde davacı firmanın yazılı talimatına istinaden yatırım kredisinin kapatıldığını, 24/10/2014 tarihinde ise işlek kredi riskinin kapatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı bankadan 22/09/2014 tarihli dilekçesiyle ise 10.000.000,00 TL tutarında kredi talep ettiği, davacıya 10.000.000,00 TL kredi kullanılması hususunda tarafların mutabakata vardığı ve davacı taraf ile davalı bankanın ... şubesi arasında 15/08/2014 tarihli 18.000.000,00 TL bedelli GKS"nin imzalandığı ve 30/09/2014 tarihinde sözleşmeye istinaden 7.200.000,00 TL"nin davacının hesabına aktarıldığı, ancak bu krediye kefil olan ..."un eşinin muvafakatinin sağlanamaması sebebiyle kredi üzerine bloke konulduğu, davacının ise 13/10/2014 tarihinde blokeyi kaldırarak krediyi geri ödediği ve bu erken kapama sebebiyle davalı bankanın 230.000,00 TL komisyon tahsil ettiği, davalı bankanın teminat şartlarının yerine getirilmemesi gerekçesiyle davacı hesabına kısmi miktarda kredi aktarılması ve üzerine kullanımı engelleyecek şekilde bloke konulmasıyla, bankadan herhangi bir kaynak çıkışının olmadığı dolayısıyla belirtilen kâr mahrumiyeti, zarar ve maluliyetin oluşmadığı gerekçesiyle davacı tarafından ödenen 230.000.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, protokol kapsamında, davacının davalıdan 10.000.000,00 TL kredi kullandırılmasını talep ettiği, protokol kapsamında yapılmış herhangi bir kredi sözleşmesi bulunmamasına rağmen, davacı bankaca 30/09/2014 tarihinde 7.200.000,00 TL kredinin davacıya tahsis edilerek, hesabına yatırıldığı ve fakat eksiklikler olduğu gerekçesiyle bloke konulduğu, dolayısıyla davacı tarafından fiilen kullanılmadığı, davacı taraf kredinin tahsis edilip bloke konulmasından 13 gün sonra yani 13/10/2014 tarihinde krediyi kapattığı, davalı bankaca erken kapama nedeniyle 230.000,00 TL aldığı, davacının ön protokol ile 10.000.000,00 TL kredi talebinde bulunduğu, davalı bankanın ayrıca bir sözleşme, bilgilendirme veya onay almadan davacı tarafa, istemin altında kredi tahsis ettiği, davacının bunu kabul ettiğine dair dosyada belge bulunmadığından, davacının tahsis edilen daha az krediyi kabul etmemesinin mümkün bulunduğu, davalının önceki kredi sözleşmesi kapsamında alınan teminatın miktarı gözetilerek daha az kredi tahsis ettikleri savunmasının yerinde bulunmadığı, tahsis edilen kredinin üzerine tahsisinden itibaren davalı bankaca bloke konulmuş olması nedeniyle, davacının esasen fiilen ve hukuksal olarak kredi kullandığından bahsedilemeyeceği, davacının tahsis edilen işbu krediyi de buna rağmen 13 gün sonra yani 13/10/2014 tarihinde ödemesi nedeniyle, davalı bankanın erken kapama ve benzeri masraf talep etmesinin yerinde bulunmadığı, dürüstlük kuralı, hak ve adalet kurallarının da bu görüşü desteklediği, yerel mahkemece aynı görüşü bildiren bilirkişi kurulu raporu esas alınarak, davanın kabülüne karar vermesinde ve tarafların niteliği nazara alınarak avans faizi uygulamasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, yerinde bulunmayan istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 11.783,45 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.