Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3111
Karar No: 2019/5468
Karar Tarihi: 09.12.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3111 Esas 2019/5468 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/3111 E.  ,  2019/5468 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı ... A.Ş. ile 04.01.2007 tarihinde akaryakıt istasyonun işletme sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 04.01.2012 tarihine kadar geçerli olacak şekilde düzenlendiğini, davalı tarafın haksız olarak sözleşmeyi 20.04.2010 tarihinde fesh ettiğini, davalı şirketin haksız fesih nedeni ile sözleşmenin devam edeceği tarihine kadar elde edeceği kardan yoksun kaldığı, ayrıca haksız fesih nedeni ile cezai şart ödemek ile yükümlü olduğundan bahisle yoksun kalınan kar ile cezai şart bedelinin davalı şirketten tahsili, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı taraf ile akaryakıt istasyonuna ilişkin olarak işletme sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresinin 5 yıl değil bir yıl dolmadan bir ay evvelden haber verilerek sözleşme fesih edilmemesi halinde sözleşmenin kendiliğinden bir yıl uzayacağının belirlendiğini, Rekabet Kurulunun 2003/3 ve 2007/2 sayılı Rekabet Kurulu Tebliğleri ile değişik dikey anlatmalara ilişkin grup muafiyeti tebliği gereğince işletme sözleşmesinin 18.09.2010 tarihinde sona ereceğini, davalı şirketin, davacı şirketten 17.215,59 TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin LPG satışına başladığı tarihte davacı şirketin mal vermeyi kestiğinden sözleşmenin davalı şirket tarafından haklı nedenle fesih edildiğinden davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının bayiisi olan davalıya gerekçe bildirmeden yakıt vermeyi kestiğini, davalının borçları olduğu için, ödeme yapılmadığından yakıt verilmediği iddiası, bilirkişi raporu tespitleri ile esasen davalının alacaklı olduğu anlaşıldığını, Bayilik sözleşmesi iki tarafa da edim yüklediğini, davacı şirketin yakıt verme sorumluluğun yerine getirmediğin, davalının buna ilişkin ihtarname sonrası sözleşmeyi haklı olarak fesih etmiş olduğu gerekçesiyle davacı şirketin bu sözleşmeye dayalı cezai şart ve mahrum kalınan kar talebinin haksız olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairemizin 2014/19888 esas ve 2015/9452 karar ve 25/06/2015 tarihli bozma ilamıyla, “Taraflar arasındaki sözleşmede, davacının bayisi olan davalıya vadeli ya da peşin satış konusunda tercih hakkı bulunmaktadır. Davalı tarafından gönderilen 13.04.2010 tarihli ihtarname içeriğinden davacı şirkete borçlu olduğu ve davacı şirketin de bu alacağı nedeniyle seçimlik hakkını kullanarak davalıya peşin ödeme halinde mal vereceğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının mal vermesi için davalının peşin ödeme yapması ve davacı satıcıyı mal vermeme yönünde temerrüde düşürmesi gereklidir. Somut olayda, davacının bu yönde temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, davalının tek yanlı olarak akdi feshetmesi haksız olup, davacının dava konusu yaptığı talepleri irdelenerek bir karar verilmek gerekirken, delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.”gerekçeleriyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,taraflar arasındaki sözleşmede, davacının bayisi olan davalıya vadeli ya da peşin satış konusunda tercih hakkı bulunmadığını, davalı tarafından gönderilen 13.04.2010 tarihli ihtarname içeriğinden davacı şirkete borçlu olduğu ve davacı şirketin de bu alacağı nedeniyle seçimlik hakkını kullanarak davalıya peşin ödeme halinde mal vereceğini bildirdiği anlaşıldığını, davacının mal vermesi için davalının peşin ödeme yapması ve davacı satıcıyı mal vermeme yönünde temerrüde düşürmesi gerekli olduğunu ve somut olayda; davacının bu yönde temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamadığı ve davalının tek yanlı olarak akdi feshetmesinin haksız olduğundan, davalının sözleşmeyi haksız feshinden dolayı sözleşme süresi sonuna kadar yapılan hesaplama gereğince Kurumlar Vergisi Beyannamesindeki net kar üzerinden hesaplanan 345,51TL kar mahrumiyeti alacağı ile her ne kadar 50.000,00USD cezai şart belirlenmiş ise de bu miktar cezai şartın davalı tarafın ekonomik mahfiyetine sebep olacağından cezai şartta takdiren 9/10 oranında indirime gidilerek, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    (1) 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16. maddesi; “(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
    (2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
    (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
    (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz,” hükmünü içermektedir.
    Dava dosyasının incelenmesinde, eldeki davanın 04.06.2010 tarihinde açıldığı ve Resmi Gazete"nin 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı 2. mükerrer nüshasında yayımlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 19 uncu maddesinde davalı şirketin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devri sonucu davalı şirkete kayyım atandığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu husus gözetilerek yukarıya metni alınan 675 sayılı KHK’nın 16. maddesi uyarınca bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair yönlerin incelenmesine ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 09/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi