
Esas No: 2015/8031
Karar No: 2016/4206
Karar Tarihi: 06.04.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/8031 Esas 2016/4206 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62/1, 52/2 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılanla internette tanıştığı, evli olmasına rağmen kendisini bekar olarak tanıtıp gerçek ismini kullanmadığı, arkadaşlıklarının ilerlemesi üzerine evlenmek amacıyla İzmir’de buluştukları, birlikte zaman geçirdikten sonra sanığın parasının gelmediğini söyleyerek katılandan para istediği, bunun üzerine katılanın .... ...., .... Bankası"na ait kredi kartları ve bankamatik kartları ile toplam 4.000 TL nakit çekerek ayrıca 3.000 TL’lik altın alarak daha sonra bunu paraya çevirdikten sonra sanığa toplam 7.000 TL verdiği, sanığın rahatsızlanması üzerine hastaneye kaldırıldığı, kayıtlardan gerçek ismini öğrenen katılana çifte vatandaş olduğunu bu ismi de kullandığını söylediği, şarjının bittiğini söyleyerek katılana ait cep telefonunu aldığı, ailesini havalanından almak için katılanın yanından ayrılan sanığa bir daha ulaşılamadığı, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın savunması, katılan beyanı, teşhis, fatura ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre sanık hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Katılanın, sanığın cep telefonunun polise teslim etmesinden sonra sanık hakkında hala şikayetçi olduğunu ifade etmesi karşısında kısmi iadeye rızası olmadığı anlaşıldığından tebliğnamede yer alan bu yöndeki bozma istemine iştirak edilmemiştir.
TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 06/04/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Çoğunluk görüşüyle uyuşmazlık TCK"nın 168/4. maddesinde düzenlenen kısmi iade veya kısmi tazmin sonrasında mağdurun şikayetinin sürüyor olmasının, bu tür bir iade veya tazmine rızasızlık olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasındadır.
TCK"nın 168/4. maddesi gereğince etkin pişmanlığa dayalı kısmi iade veya kısmi tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun rızası aranır. Onaylamak, uygun bulmak, yetinmek gibi anlamlara gelen "rıza" kavramı, yakınmamak anlamına gelen şikayetçi olmamaktan hem mahiyet hem de sonuçları bakımında oldukça farklıdır. TCK"nın 168/4. maddesi, etkin bir pişmanlık yaşayan failin zararı elde olmayan nedenlerle kısmen giderebildiği durumlar için cezada hakkaniyeti sağlamayı amaçlamaktadır. Mağdurun da yasa koyucunun bu amacı doğrultusunda hem şikayetinin sürdürülüp hem de TCK"nın 168/4 maddesi bağlamında kısmi iade veya tazmine, iade veya tazminden hemen sonra ya da daha sonra rıza gösterecek olması mümkündür. Ayrıca çoğunluk görüşündeki yaklaşım kovuşturulması şikayete bağlı olan ve olmayan suçlar bakımından da farklı sonuçlar doğurabilecektir.
Bu gerekçelerle; kısmi iadeye katılanın rızasının bulunup bulunmadığının araştırılması için hükmün tebliğnameye uygun olarak bozulması gerekirken yazılı gerekçeyle onanması şeklindeki çoğunluk görüşüne iştirak etmek mümkün olmamıştır. 06.04.2016