Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 2705 Sayılı Yasa ile değişik 1312 Sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelik uyarınca belediye ve köylerde kurulan birliklerin ve elektrik hizmeti için kurulmuş diğer birliklerin elektrik hizmetine ilişkin tesis ve işletmelerinin TEK’e devrinin öngörüldüğünü, bu yasa uyarınca oluşturulan devir kurulunun aldığı kararlarla davalı belediyenin mülkiyetinde bulunan trafo binası ve arsalarının devrinin karara bağlandığını, ancak devrin gerçekleştirilemediğini, TEK’in yeniden yapılanması sonucunda TEDAŞ tarafından kullanılan taşınmazların davacı Genel Müdürlüğe bırakıldığını ileri sürerek, 218 parsel sayılı taşınmazın 1392,53 m²’lik, 221 parsel sayılı taşınmazın 587.85 m²’lik kısmının ifrazen ayrılarak trafo yeri olarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, zaman aşımı ve görev itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak önceden verilen karar Dairece; “ … dav anın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı ancak belediye encümeni kararına dayalı çekişmeli bölümlerin ifrazının mümkün olup olmadığının belirlenmesi mümkün ise iptal ve tescile, ifrazın mümkün olmaması halinde Ek 1. madde doğrultusunda davacı yararına irtifak veya intifa hakkı tesisine karar verilmesi gerekirken, anılan husus açıklığa kavuşturulmadan yazılı biçimde hüküm kurulması doğru olmadığı ” gereğine değinilerek karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 218 parselde A harfi ile gösterilen 1392.53 m2lik alanın ve 221 parselde de 587.85 m²"lik kısmın tapusunun iptali ile TEDAŞ adına trafo yeri olarak tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği vurgulanmak suretiyle izlenmesi gereken yol duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirtilmiş olup, mahkemece  bozma ilamına uyulmuş olmakla yanları lehine kazanılmış hak oluşacağı ve böyle bir durumda da  mahkemece yapılması gereken işin bozmanın gereğini aynen yerine getirmekten ibaret olacağı tartışmasızdır.
Nitekim, mahkemece bozmaya uyduktan sonra  dava konusu edilen bölümlerin, 221 ve 218 nolu parsellerden ifrazının mümkün olup olmadığı sorulmuş, Belediyenin 08/04/2010 tarih, 764/4914-4793  sayılı cevabi yazısında “75 ada, 218 ve 221 parsellerin 09/06/2006 tastik tarihli revizyon imar planında TEK İndirici Merkezi olarak gözükmekte olup taşınmazların tevhid, yola terk ve ifrazı uygundur.”yanıtını verdiği, bu yanıt karşısında mevcut hali ile ifrazın mümkün olduğundan sözetme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; önceki bozma kararında değinildiği gibi Ek 1.madde doğrultusunda davacı yararına irtifak veya intifa hakkı tesisine karar verilmesi gerekirken belediyeden gelen cevabi yazıya yanlış anlam yüklenerek  yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   25.4.2011  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.