12. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/5538 Karar No: 2019/1936 Karar Tarihi: 12.02.2019
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/5538 Esas 2019/1936 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlu, kendisine yapılan icra emri tebligatının usulsüz olduğunu savunarak, meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etti. Mahkeme, 05/04/2016 tarihli duruşmada verilen kısa kararda “şikayetin reddine” hükmederken, gerekçeli kararda “şikayetin kabulüne” karar verdi. Ancak, HMK'nun 298/2. maddesi uyarınca tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunlu olduğu için, bu durum yasalara aykırıdır. Ayrıca, 10.4.1992 gün ve 7/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da bozma nedeni olarak kabul edilir. Bu nedenle, kararın çelişki giderilerek yeniden hüküm kurulması için bozulmasına karar verildi. Mahkeme kararı, İİK'nin 366. ve HUMK'nin 428. maddeleri uyarınca bozulmuştur.
12. Hukuk Dairesi 2018/5538 E. , 2019/1936 K.
"İçtihat Metni"
......
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, kendisine yapılan icra emri tebligatının usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin 05.02.2016 olarak düzeltilerek, meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesini, talep ettiği, mahkemece, 05/04/2016 tarihli duruşmada verilen kısa kararda “şikayetin reddine” hükmedildiği halde gerekçeli kararda, "şikayetin kabulüne" karar verildiği, anlaşılmıştır. HMK"nun 298/2. maddesi uyarınca tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunlu olmakla; gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin, artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin, Anayasa"nın 141. maddesi ile HMK"nun yukarıda değinilen emredici nitelikteki maddesine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, re"sen gözetilmesi yasa ile hakime yüklenmiş bir görevdir. Somut olayda ise duruşmada verilen kısa kararda şikayetin reddine, gerekçeli kararda ise şikayetin kabulüne karar verilmesi ile çelişki yaratılmıştır. Gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırıdır. Yukarıda değinilen yasal düzenleme ile 10.4.1992 gün ve 7/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca anılan husus bozma nedeni olmakla; kararın, çelişki giderilerek yeniden hüküm kurulması için bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.