14. Hukuk Dairesi 2016/18777 E. , 2020/6261 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 05.06.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 09.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacılar ile davalının kök murislerinden kalan 215 parsel sayılı taşınmaza elbirliği halinde malik olduklarını, mirasçılar arasında bu taşınmazın kullanımı konusunda örtülü veya açık bir anlaşmanın olmadığını, davalının buna rağmen taşınmaza kendisi için ev yaptığını ve taşınmazın tamamını tek başına kullandığını ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesi ile binanın yıkılmasını talep ve dava etmiş, yargılama sırasında taşınmaz üzerindeki bina ve muhdesatın mülkiyetinin depo edilen bedel karşılığında davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Divriği Sulh Hukuk Mahkemesince ortaklığın satış yoluyla giderilmesine dair verilen karar karşısında davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Hangi durumlarda hükümde tashih yapılabileceği, tashihin kapsamı ve ne şekilde yapılması gerektiği 6100 sayılı HMK’nin 304. maddesinde açıklanmıştır. Anılan maddenin 1. fıkrasında "Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir"" denilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir"" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda mahkemece, 01.07.2016 tarihli tashih şerhiyle, “İş bu gerekçeli kararın hüküm kısmının 3 No"lu maddesinde sehven maddi yazım hatası yapılmıştır. Bu itibarla; kararın hüküm kısmının 3 No"lu maddesinde "Davalı kendisini duruşmada vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 1.800,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin "Davacı kendisini duruşmada vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 1.800,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresi şeklinde düzeltilmesi gerekmiştir.
Söz konusu hüküm kısmının 4. maddesindeki sehven fazladan yazılan "Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına" ibaresinin çıkartılmasına ve yerine "Yargılama gideri olan 91,00TL tebligat, 770,80TL keşif, 50,85TL harç, 1,20TL dosya gömleği olmak üzere toplam 913,85TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde tashihine, bu şerhin karara ek sayılmasına ve kararla birlikte taraflara tebliğine” karar verilerek gerekçeli kararın hüküm fıkrası değiştirilmiştir.
Kararın hüküm fıkrasında yer alan harç ve vekalet ücretine yönelik uyuşmazlık, maddi hata niteliğinde olmayıp yapılan bu yanlışlığın hükmün tashihi (HMK m. 304) yoluyla giderilmesi mümkün değildir. Hükmün tavzihi (HMK m. 305) yoluyla da taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu nedenle, mahkmece verilen 01.07.2016 tarihli tashih şerhinin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK"nın "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
Aynı yasanın "Hükmün kapsamı" başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
"Hükmün yazılması" başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
Somut olaya gelince; temyiz edilen kararın gerekçesinde, davanın açılmasına sebebiyet veren davalı tarafın davadaki haklılık durumu da nazara alınarak yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulduğu belirtildikten sonra hüküm sonucunda yargılama giderleri davacı tarafa yüklenmiş ve hükmün gerekçesiyle hüküm sonucu arasında çelişki meydana getirilmiştir.
Açıklanan sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 15.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.