BAM Hukuk Mahkemeleri Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/164 Esas 2020/138 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2016/164
Karar No: 2020/138
Karar Tarihi: 03.03.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/164 Esas 2020/138 Karar Sayılı İlamı

T.C. TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/164 Esas - 2020/138


DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 03/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM :
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/03/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalılardan ... adli ortaklığı arasında 17/08/2015 tarihli ... ve ... İnşaatına ait betonarme yapılar taşeronluk sözleşmesi yapıldığını, davacı ile sözleşme yapan adi ortaklık olması nedeniyle adi ortaklık ile adi ortaklığı oluşturan şirketlerin her birinin ayrı ayrı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacı ile davalı arasındaki sözleşmeye göre KDV hariç ... göleti için işçilik yevmiyesi günlük 90,00 TL/gün, dipsavak tünel imalatları 53,00 TL/m3, dolusavak ve menfez beton imalatları 50,00 TL/m3, demirsiz dolgu betonları 13,00 TL/m3, demirsiz menfez betonları 17,00 TL/m3 ... için işçilik yevmiyesi günlük 90,00 TL/gün, dipsavak tünel imalatları 50,00 TL/m3, dolusavak ve menfez beton imalatları 50,00 TL/m3 demirsiz dolgu betonları 13,00 TL/m3, demirsiz menfez betonları 17,00 TL/m3 olarak anlaştıklarını, davalı, haksız ve kötüniyetli olarak davacının hakedişini ödemeden sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ettiğini, davalının sözleşmeyi haksız fesgi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararlar ile alacağı .... Noterliği’nin 13/01/2016 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile talep edilmesine rağmen, bugüne kadar ödenmediğini, davacı ile yapılan sözleşme kapsamında müvekkilinin davalıya ait işyeri altında SGK’ya bildirim yapmış ve çalıştırdığı işçilerden kaynaklı ... yevmiye bedeli ile beton ve diğer imalatlardan kaynaklı alacağının ödenmediğini, SGK kayıtlarında davacının çalıştırdığı işçi sayısının kayıtlı olduğunu, fazlaya ait hakları ve bilirkişi tarafından belirlenecek miktarı talep etme hakkı saklı kalmak koşulu ile ... ve ... göletleri bakımından işçilik, dipsavak tünel, dolusavak ve menfez beton, demirsiz menfez imalatlarından kaynaklı 50.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davcıya verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle, davalılar adına kayıtlı araçlar ve taşınmazların 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbi kararı verilmesine, fazlaya ait hakları ve bilirkişice belirlenecek miktarı talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla ... ve ... göletleri bakımından işçilik, dipsavak tünel, dolusavak ve menfez, beton, demirsiz dolgu, demirsiz ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının uğramış olduğu zarara karşılık fazlaya ait hakları saklı kalmak koşulu ile 1.000,00 TL’nin 18/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini, yargılama gdierleri ile avukatlık ücretinin davlılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde delillerini ibraz etmiştir.
Duruşmalara gelen davacı vekili dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalılara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalılar vekili tarafından mahkememize sunulan 30/03/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle ...’nın ayrı ayrı sicil numaraları olması nedeniyle bu davada taraf olamayacaklarını, açılan davayı kabul etmediklerini, davacı ile müvekkili ... adi ortaklıkları arasında 17/08/2015 tarihinde ... ve ... inşaatı nedeniyle taşeronluk sözleşmesinin yapıldığının doğru olduğunu, davacı ile yapılan sözleşmenin hakı nedenlerden dolayı fesih edildiğini, davacının süresi içerisinde usulüne uygun olarak edişlere itiraz etmediğini, sözleşmenin 32. maddesinde hak ediş raporunun itiraza kabil olmadığının yazdığını, davacının talep ettiği alacak miktarının ve müvekkili firmaya olan borcunun yapılacak incelemede ortaya çıkacağını, müvekkili firmanın karşı davalıdan alacaklı duruma geldiğini, zira işçilik ödemeleri müvekkili firmaca belgelerde de görüleceği gibi yapıldığını, davacının müvekkili firmayı zarara uğratmak için kendisine uyarılar gittikten sonra işçilik ücretlerini keyfi olarak arttırmış ve bunu müvekkili firmaya yıkmış olduğunu, buna göre toplam 179.540,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca işçi alacakları olarak halen mevcut olan ve müvekkili firmaca ödenmesi gereken 51.902,00 TL borçla birlikte davacının 231.442,00 TL ödeme yaptığını, davacının müvekkili firmaca yapılan hakedişler doğrultusunda 161.688,00 TL alacağının doğmuş ve bu alacağı müvekkili firmaca ödendiğini, bu itibarla davacıya bir borç bulunmamakla birlikte 69.754,00 TL alacaklarının olduğunu, bu nedenlerle, davacının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile 69.754,00 TL alacağın, 2.000,00 TL gecikme cezasının ve şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat talebinin dava tarihinden itibaren işleyecek aysal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Duruşmalara gelen davalı vekili cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Rize Ticaret Sicil Müdürlüğü, Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü, .... Noterliği, cevabi yazısı ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgeleri göndermiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 15/04/2016 havale tarihli dilekçesi ile cevaba cevaplarını ibraz etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 18/12/2017 havale tarihli dilekçesi ile esasa ilişkin beyanlarını ibraz etmiştir.
Mahkememizce yazılan talimatlar aracılığıyla tanık beyanları alınmış, tanıklar ...’in “...Ben ... ve ... inşaatında 80 gün kadar çalıştım.taraflar arasındaki sözleşmenin feshine ve sorununa dair herhangi bir bilgim yoktur. Ben taraflar arasında ne yaşandı bilmiyorum. Sadece dava konusu inşaatta 2 sene önce 80 gün çalıştım, esasen bizim maaşlarımızı ... verecekti ancak belirli süre çalıştıktan sonra maaşlarımızın ödemdeğini gördük biz bu nedenle işi bırakacak iken ... inşaate bağlı şantiye şefimiz bize çalışmaya devam etmemizi bundan sonra maaşlarımızı onların ödeyeceğini söyledi . Ancak daha sonra ... inşaatte bizim maaşlarımızı ödemedi. Daha sonra ise geçen sene 11. ayda kar yağınca ... yetkilileri bize artık şantiyeyi kapattıklarını herkesin başlarının çaresine bakmasını söyledi. Daha sonra ... yapı bizim adımıza dava açınca 500,00 TL kesilerek kalan alacağımız ... Yapı tarafından hesaplarımıza yattırıldı...” şeklinde, ...’ın “...Ben davacı ... bünyesinde 2015 yılında ... Ulaş , ... ve ... inşaatında formen olarak çalıştım, çalıştığım döneme ilişkin ücretlerimiz ve yevmiyelerimiz tam olarak ödenmedi, çünkü ... ortaklığı üst işverendi, ... taşerendu, üst iş veren olan ... ortaklığı tarafından ... ödeme yapılmadığı için bizde ücret ve yevmiyelerimizi tam olarak alamadık, ben 2015 yılı içerisinde iki ay kadar çalıştım, ücretleri ödemiyorlardı, mağdur olunce ayrıldım, bu işyerinde sabah saat yedide işe başlıyorduk, öğlen 12:00-13:00 arası öğle tatili vardı, akşam 17:00 itibari ile iş sona eriyordu, sekiz saatin üzeri mesaidi, aylık 4500,00TL civarında bir ücretimiz vardı ancak tam olarak alamadık, tanıklık ücreti talebim yoktur...” şeklinde, ...’un “..Ben davacı ... bünyesinde 2015 yılında ... Ulaş , ... ve ... inşaatında formen olarak çalıştım, çalıştığım döneme ilişkin ücretlerimiz ve yevmiyelerimiz tam olarak ödenmedi, çünkü ... ortaklığı üst işverendi, ... taşerendu, üst iş veren olan ... ortaklığı tarafından ... ödeme yapılmadığı için bizde ücret ve yevmiyelerimizi tam olarak alamadık, ben 2015 yılı içerisinde iki ay kadar çalıştım, ücretleri ödemiyorlardı, mağdur olunce ayrıldım, bu işyerinde sabah saat 07:30 da işe başlıyorduk, öğlen 12:00-13:00 arası öğle tatili vardı, akşam 17:30 itibari ile iş sona eriyordu, sekiz saatin üzeri mesaidi, aylık 4000,00TL civarında bir ücretimiz vardı ancak tam olarak alamadık, tanıklık ücreti talebim yoktur...” şeklinde, ...’nun “...Ben davacı .... Tic. Ltd. Şti de hatırladığım kadarıyla 2015 yılında kalıp kalfası olarak çalışıyordum. Davalı ... ana firma olarak çalışır, davacı ... yapı da ...'ın taşeron firması olarak iş yapar. ... inş.'ın sahibi olan ... beyin kardeşi şu an ismini hatırlamıyorum ve ...'ın şantiye sorumlu şefi ... bey arasında bir kavga olmuş, bizde çalışanlar olarak bunları duyduk. Daha sonra enerji sağlamak ...'a ait iken bu kavgalardan sonra bu işler aksamaya başladı. Sonrasında ödeneklerde sıkıntı olmaya başladı. Biz bütün çalışanlar olarak maaşımızı alamaz olduk. Daha sonra maaşımızın asgarisini işten ayrıldıktan sonra ... bir ay eksik olmak üzere maaş hesaplarımıza ödedi. Ben davacı şirkette 4,5 ay kadar çalıştım. Ödeneklerde sıkıntı olduğundan ve şirketler arasındaki anlaşmanın büyümesi nedeniyle ve maaşımızı da alamadığımızdan dolayı ben ekibimi de alarak ekibim ve ben işten ayrıldık. Daha sonraki gelişmelerden haberim yoktur. Daha sonra biz orada çalışmış olduğumuz süredeki maaşlarımızı almaya ... inş.'a gittiğimizde davacı şirketin iflas ettiğini öğrendik. Yüklenici firma ... olduğundan biz de maaşlarımızı ... dan talep ettik. Benim çalıştığım dönemde davacı şirketten sadece ilk bir ay maaşımı alabildim. Biz maaşımızı almak için davacı şirket sahibi olan ... beye geldiğimizde ... bey bize davalı ...'dan hakedişlerini alamadığını söyledi. Bize sizin yapmış olduğunuz işlerin hakedişlerini davalı şirketin şantiye şefi ... beyin onaylamadığını, ödemeleri yapmadığını söyledi. Bunun üzererine ... beye gittiğimizde ... bey de bize şu an hakediş yapılmadığını para ödeyemeyeceğini söyledi. Oysaki biz kendi kanaatimizce yapılan yerleri önceki dönemde hakedişin çok üstünde olduğunu biliyorduk. Tanıklık ücretini istiyorum. benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir...” şeklinde, ...’ın “...tarafları tanımam. taraflar ile herhangi bir husumetim yoktur, ben sivas ulaş ... köyünde yapımı devam eden su göletini yapan ... şirketinde gece bekçisi olarak çalışmaktayım. Gündüz hiç çalışmadım. ... şirketi bildiğim kadarı ile 2015 yılında göletin yapım işinde çalıştı. Bu şirket demir kalıp işini yapıyorlardı. Yaklaşık üç, dört ay çalıştılar. Üç dört ay sonra da inşaat alanını terkedip gittiler ancak niçin gittikleri konusunda herhangi bir bilgim yoktur. ... ile aralarında herhangi bir sözleşme olup olmadığını bilmiyorum. ... nin bu ... dan herhangi bir alacağı olmadığını bilmiyorum. ... alacağını alamadığından dolayı şirketi inşaat sırasında terkedip terketmediğini de bilmiyorum...” şeklinde, ...’nun “...Taşeren firma gerekli ödemeleri yapmadığı için onun ödemediği faturaları biz üslendik, iş yarım kaldı ve işin tamamlanamamasından ötürü zarara uğradık, söz konusu işin zamanında teslim edilemememesi nedeniyle DSİ den alınması gereken ödeneğin tamamı alanmımamıştır. Gerekli ödemeler yapılmadığı için piyasadaki firmalar tehdit ederek ödemelerini bizden almışlardır. İşçilere ödeme yapılmadı, işçi ödemelerini de biz ödemek durumda kaldık. Taşeron firma hak edilişik hesaplanmalarına davet edildi ancak gelmedi, Tanıklık ücreti talebim yoktur...” şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası 20/03/2018 tarihinde bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişiler SMMM ..., İnşaat Mühendisi ... ve İnşaat Mühendisi ... tarafından tanzim edilen 28/05/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu işte davacı taşerondur. Davalı ... Adi ortaklığı ise işveren konumundadır. Öncelikle yukarıda bazı kısımları verilen sözleşmede belirtilen yasak fiil ve davranışı davacının işlediği ve işte yavaşlamaya neden olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın düzenlediği 01.12.2015 tarihli tutanakta şantiyede işçilerin işe çıkmayacaklarını ve şantiyede iş yapılamadığını tespit eden tutanakta DSİ, sürveyanının da imzasının bulunması tutanağı tek taraflı bir tutanak olmaktan çıkarmıştır. Normalde bu tip tutanaklardan binden fazla aralıklı olacak şekilde tutularak işin sürüncemede bırakıldığı tespit edildikten sonra fesih işlemine geçmek genel olarak yapılan uygulamadır Sözleşmede madde 9. maddesinde tutanaktan sonra 7 gün taşerona durumu değiştirmesi için sûre verildikten sonra ve bir ilerleme tespit edilmediğinde tek taraflı fesih yetkisi vermektedir. İşin geciktirildiğine dair tutanak tarihi 01.12.2015 olmakla birlikte fesih ihtarnamesi ise 02.12.2015 tir. Yani tutanağın tutulmasını ertesi günü iş fesh edilmiştir. Bu yönüyle fesih işlemi sözleşmenin belirttiği bu hükme uymamakta şekit şartlarından olan süre verme işlemini içermemektedir. Ancak madde 32. madde f. Fıkrasında, İşveren, Taşeron’un işleri sözleşmede belirtilen sürede bitiremeyeceği kanaatine varırsa veya işin herhangi bir aşamasında Taşeron'un yetersizliği kanaatine varırsa, işveren herhangi bir süre vermeksizin ve bu hususlar bir kez daha gerçekleşse İhtar tebliği İle Sözleşme’yi fesh etmeye yetkilidir.” Hükmü ile işverenin talep etmesi halinde sebep göstermeksizin sözleşmeyi tek taraflı fesih etme yetkisi işveren davalı tarafa verilmiştir. Bu durumda bu madde açısından işin tek taraflı feshine bir mani yoktur ve işin sürüncemede bırakıldığı da göz önüne alındığında fesih işlemi sözleşmeye uygundur. Alacak konusunda ise davacı taşeron 1 ve 2 nolu hakedişlere itirazlarım belirtmemiştir Faturaları da uygun şekilde kesmiştir. Devamında ise işin bir nedenle aksadığı ve bunun taşeronun davalı işverenden para alamamasına bağlandığı anlaşılmaktadır. Ancak taşeron yaptığı ve bitirdiği iş karşılığı para almaktadır. Dolayısı ile bir firmanın işi bırakarak para almasını beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki davacı çalıştırdığı işlerin maaş ödemelerini bizzat kendisi yapmakla yükümlüdür. Taşeron işçilerinin şantiyede bir nedenle iş bırakmasının sorumluluğu işçilerin işvereni olan taşeron firmaya aittir. Davacı işveren davalıdan alacaklarını almak üzere resmi yollara başvurması gerekirken tarafına yapılan hakediş ödemelerini almış, itiraz etmemiştir. İşin kesin hesabının tek taraflı olarak yapılması, fesih işleminin hukuken geçerli sayıldığı takdirde, uygundur. Kesin hesaba davet usulünce davalı tarafından yapılmış ancak davalı icabet etmemiştir Sözleşmeye göre itiraz hakkı ortadan kalkmıştır. Davacı taraf dilekçesinde 1550 yevmiye davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmektedir Öncelikle dosya kapsamındaki belgelerden tespit edildiği şekliyle, kesin hesap dönemine yönelik olarak tespit edilen yevmiye toplamı 432 adettir. Ancak önceki 2 nolu hakedişte de SGK listesinde çalışılan gün ile hakedişte ödenen yevmiye sayıları birbirine uymamaktadır. Aynca maaşlar yukarıda detayları ile açıklandığı şekilde hızla arttırılmıştır. SGK kayıtları ile işyerinde işverenin şantiye şefince tutulmuş olan puantaj olsaydı, hangi işçinin gerçekten şantiyede çalıştığı konusunda değerlendirme yapmak daha kolay olurdu. Eldeki veriler ışığında, itirazsız şekilde devamı esnasında, davacının işi aksatarak ve işyerini resmi bir gerekçe göstermeden terk etmesi sözleşmesine ve borçlar kanununun ilgili hükümlerine aykırıdır. Öyle ki davacı taşeron firmaya ait bazı firma ödemelerin işveren davalı tarafından ödenmesi ve karşı davada belirtilerek mahsuplaşmamn istenmesi davacının iş ile alakasını keserek işi sürüncemede bıraktığı kanaatini güçlendirmiştir. Davalının toplamda 20 milyonun üzerinde bir işi DSİ ye taahhüt ederken, işin bazı kısımlarını taşerona ihale etmiş ancak işin ana kalemlerini oluşturan beton imalatlarında aksaklıklar yaşanması üzerine kendi imkanları ile çözemeyeceği sorunlar yaşadığı ve sözleşmenin sair hükümleri dahilinde taşeronu işten çıkarmıştır Davalı işverenin kesin hesap yaparak mahsuplaşma davetine icabet etmeyen davacı ... inşaatın sözleşmenin 18. ve 32. Maddelerine göre, oluşan kesin hesapta bir hak iddia edemeyeceği kanaatine varılmıştır. Ayrıca dilekçesinde belirtilen yevmiye sayısı ve imalat unsurlarının oluştuğu dair bir tespit mevcut veriler ışığında yapılamamıştır. Sunduğu teknik gerekçeler ve açıklayıcı belgeler davacının iddia ettiği 1550 yevmiyeyi ve beton alacağını sağlamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 12/06/2018 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası 10/07/2018 tarihinde aynı bilirkişilere tevdii edilmiş, bilirkişiler tarafından tanzim edilen 03/10/2018 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Heyetimizce hazırlanarak mahkemenin takdirlerine sunulan rapor, heyet üyelerinin uzmanlık alanlar? doğrultusunda, dosya kapsamındaki bilgiler ve sair yasal mevzuatın değerlendirilmesi suretiyle yasanın belirttiği kurallar doğrultusunda ve Mahkemece tarafımızdan cevaplanmasını istediği sorular çerçevesinde hazırlanmıştır. Bu konuda açık, net ve herkesin anlayacağı bir dille hazırladığımız raporun, dava konusu ve dosya kapsamından anlaşılabilen veriler ışığında objektif ve mesnetli değerlendirmelere sahip olduğu açıktır. Davacı mn-karşı davalı vekilinin temel itirazı, raporda aslen belirtilen ve vurgulanılan husus olan, sözleşmenin haksız şekilde fesih edilmediğidir Ancak heyetimizin değerlendirmesi ise ilk raporda belirtilen şekilde aksi yöndedir. Yani heyetimiz ilk raporunda belirtilen husus ve değerlendirmeleri aynen tekrar eder. Açıkça belirtilmesine rağmen bu husus ile alakalı olan bazı kısımları yeniden açıklamanın faydalı olabileceği düşünülmektedir.Dava konusu işte davacr-karşı davalı taşeron iken davalı-karşı davacı ... Adi ortaklığı ise işverendir, tik raporda detayları verilen örneklerle sözleşmede belirtilen yasak fiil ve davranışları davacının işlediği ve ayrıca işin devamını engeller nitelikte yavaşlatmaya neden olduğu incelenen tüm bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Belirli mali zorluklar yaşanması üzerine dahi bu tür bir uygulamaya gidilmesi sözleşmece yasaklanmıştır. Konunun çözüm yolları sözleşmede belirtilmişken işin yavaşlatılarak yüklenicinin genel manada edimin ifasına engel olması kabul edilemez. Davalı tarafın düzenlediği 01.12 2015 tarihli tutanakta şantiyede işçilerin işe çıkmayacaklarını ve şantiyede (ş yapılamadığını tesprt eden tutanakta DSİ sürveyanının da imzasının bulunması tutanağı tek taraflı bir tutanak olmaktan çıkarmıştır. Bu haksız bir hukuki değerlendirme değil, dosyadaki evrakın değerlendirilmesi gereken asıi noktasıdır. Sözleşmenin 9. maddesinde İşverene açıkça, söz konusu tutanaktan sonra 7 gün taşerona durumu değiştirmesi için süre verildikten sonra ve bir ilerleme tespit edilmediğinde tek taraflı fesih yetkisi vermektedir. İşin geciktirildiğine dair tutanak tarihi 01.12.2015 olmakla birlikte fesih ihtarnamesi ise 02.12.2015 tir. Yani tutanağın tutulmasını ertesi günü iş fesh edilmiştir. Bu yönüyle fesih işlemi sözleşmenin belirttiği bu hükme uymamakta şekil şartlarından olan süre verme işlemini içermemektedir. Ancak burada beraberce değerlendirilmesi gereken husus ise sözleşmenin madde 32 nin f. Fıkrasında belirtilen hususdur. Burada “İşveren, Taşeron’un İşleri sözleşmede belirtilen sürede bitiremeyeceği kanaatine varırsa veya işin herhangi bir aşamasında Taşeron’un yetersizliği kanaatine varırsa, işveren herhangi b?r süre vermeksizin ve bu hususlar bir kez daha gerçekleşse ihtar tebliği İle Sözleşme’yi fesh etmeye yetkilidir.” hükmü ile işverenin talep etmesi halinde maddede belirtilen sınırlarda sözleşmeyi tek taraflı fesih etme yetkisi işveren davalı tarafa verilmiştir. İşin sürüncemede brrakıldığı da göz önüne alındığında fesih işlemi sözleşmeye uygundur. Alacak konusunda ise davacı taşeron 1 ve 2 nolu hakedişlere İtirazlarını belirtmemiştir. Faturaları da uygun şekilde kesmiştir. Devamında ise, işin bir nedenle aksadığı ve bunun da taşeronun davalı işverenden para alınamaması sebebiyle olduğunu iddia etmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki, hem işveren idareden hem de taşeron işverenden yaptığı ve bitirdiği işin karşılığında peyderpey para almaktadır. Bu şartJar ahırda firmanın işi bırakarak psra almayı beklemesi hayatın olağan akışına aykırıdır Davacı çalıştırdığı işlerin maaş ödemelerini bizzat kendisi yapmakla yükümlüdür. Taşeron işçilerinin şantiyede bir nedenle İş bırakmasının sorumluluğu işçilerin İşvereni olan taşeron firmaya aittir. Davacı işveren davalıdan alamadığını belirttiği alacaklarını almak üzere resmi yollara başvurması gerekirken, tarafına yapılan hakedfş ödemelerini yapıldığı şekilde ve ödendiği miktarlarda almış ve Itlra2 etmemiştir. Jşin kesin hesabının tek taraflı olarak yapılması, fesih işleminin hukuken geçerli sayıldığı takdirde, uygundur. Kesin hesaba davet usulünce davalı tarafından yapılmış ancak davalının icabet etmediği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Dolayısı ile sözleşmeye göre, taşeronun bu konudaki itiraz hakkı ortadan kalkmıştır. Davacı taraf dilekçesinde ısrarla 1550 yevmiye davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Öncelikle dosya kapsamındaki belgelerden tespit edildiği şekliyle, kesin hesap dönemine yönelik olarak yevmiye toplamı 432 adettir. Ancak önceki 2 nolu hakediste de SGK listesinde çalışılan dün ile hakediste ödenen yevmiye savılan da birbirine uymamaktadır. Ayrıca maaşlar raporda belirlenen tüm detayları ile açıklandığı şekilde bilinmeyen bir nedenle aşama aşama hızfa arttırılmıştır. Eldeki veriler ışığında, itirazsız şekilde devamı esnasında, davacının işi aksatarak ve işyerini rssmî bir gerekçe göstermeden terk etmesi sözleşmesine ve borçlar kanununun ilgili hükümlerine aykırıdır. Aynca, davacı taşeron firmaya alt bazı firma ödemelerinin İşveren davalı tarafından ödenmesi ve karşı dava da belirtilerek mahsuplaşmanın istenmesi davacının iş ile alakasını keserek işi sürüncemede bıraktığı kanaatini güçlendirmiştir. Sözleşmenin sair hükümleri çerçevesinde işverenin taşeronu işten çıkarmasının sözleşmeye uygun olduğu değerlendirilmiştir. Davalı işverenin kesin hesap yaparak, mahsuplaşma davetine icabet etmeyen davacı ... inşaatın sözleşmenin 18. ve 32. Maddelerine göre, oluşan kesin hesapta geçmişe dönük ve düzenleyici bir hak İddia edemeyeceği kanaatine varılmıştır. Ayrıca dilekçesinde belirtilen yevmiye sayısı ve imalat unsurlarının oluştuğu dair bir tespit mevcut veriler ışığında yapılamamıştır. Sunulan teknik gerekçeler ve açıklayıcı belgeler davacının iddia ettiği 1550 yevmiyeyi ve beton alacağını sağlamadığı gibi maktadır. Davacı karşı davalının itiraz dilekçesinde, tanık beyanlarından alıntılar yapılarak özetle işverenin yevmiyeleri yani işçi alacaklarını ödemediği ve bunun da gerekçesinin işverenin ödeme yapmaması olduğu belirtilmektedir. Ancak gözden kaçırılan konu şudur ki, öncelikle çalıştırılan işçilerin ödemelerinin yapılmasının asıl sorumluluğu işçileri çalıştırana aittir. İşverenden ödeme alınmaması ayrı bir konudur ve asıl işveren konumundaki idareye yapılacak resmi './azışmalar ile dahi çözüme kavuşturulamazsa, mahkeme yoluna gidilmesi gerekir. Bunun tam tersine itirazsız şekilde ara hakedişleri imzalarken kendi işçilerin alacaklarının ödememelerinin, ödenek alınamaması nedeniyle olduğu iddiasının, dava konusu olayın sürecine aykırı olduğu değerlendirilmiştir. 1550 yevmiye alacak olduğu iddiası itiraz dilekçesinde de yinelenmektedir. Bununla alakalı detaylı ve karşılaştırmalı değerlendirme ilk raporumuzda zaten yapılmıştır. Neresinden değerlendirilirse doğeriendirilsin bu yevmiye rakamına dosyadaki bilgi ve belgeler rle ulaşılamamaktadır. Yine ilk raporda da belirtildiği şekilde yevmiye bilgilerinin ve maaşların incelendiğinde ise ödemelerin yapılamadığı iddia edilen dönemde çelişkili ve abartılı maaş artışları tespit edilmiştir. Bu yönüyle iddiaların temelsiz olduğu değerlendirilmesi heyetimizce yeniden yapılmıştır. Tekrar özetlemek gerekirse dosya kapsamından elde edilen bilgiler ışığında yeniden değerlendirme yapıldığında, davacı karşı davalının dilekçesinde belirttiği itirazlara istinaden ilk raporumuzda yapılan değerlendirmelerden herhangi birinde detayları açıklandığı şekilde bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 30/10/2018 havale tarihli dilekçesi ile ek bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası 04/02/2019 tarihinde bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişiler SMMM ..., İnşaat Mühendisi ... ve İnşaat Mühendisi ... tarafından tanzim edilen 24/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafından ana yüklenicisi olduğu işler ite ilgili, işlerin bir kısmını alt yüklenici olarak yapmak için davacı ile olan sözleşmesini haklı nedenler ile ve usulüne uygun olarak fesih etmiştir. Davacı ve davalılar arasında 1 ve 2 nolu hak edişler karşılıklı olarak imza altına alınmış ve faturalandın İm ıştır. Bunlar ile ilgili taraflar arasında bir ihtilaf söz konusu değildir. Davalı fesih sonrası, davacıyı kesin hesabı yapmak için usulüne uygun olarak davet etmiştir. 8u süre içerisinde davete davacının yetkili birini göndermemesi ile davalı sözleşmeden doğan hakkını kullanarak tek taraflı olarak kesin hesabını yapmıştır. Davalının yapmış olduğu kesin hesaba göre davacının ... İşi için 6.070,64TL. ve ... Göleti İşi için de 72.231,15TL. alacağı tespit edilmiştir. Davalının kesin hesaptan doğan usulüne uygun olarak yaptığı tasfiye sonrası kesin hakedişlerin toplam tutarı 78.301,79TL.sıdır. Davacı sözleşmenin feshinden sonra davalıya kesmiş olduğu beton ve diğer imalatlar ve ... yevmiye işçilik ile ilgili 240.373,94TL. Iık fatura hiçbir hakedişe dayandırmadığından ve davalı tarafından zamanında itiraz ve iade edildiğinden dolayı hükümsüzdür. Davacı vekili tarafından ... yevmiye karşılığı 1555X9O,0OTL =139.950TL. +25.191,00TL<%18KDV)= 165.141,00TL. alacağı olduğu tam olarak anlaşılamamıştır. Şöyle ki ... gün SGK kayıtlarında işin başladığından son güne kadar girilen gün sayısıdır. Oysaki işin 1. ve 2. hakedişlerin de hiçbir ihtilaf yoktur. İhtardan sonrası için tespit edilen sürede ki yevmiye miktarı ise şantiye şefinin bir puantaj tutmadığından dolayı tam denetlenebilir olmamak ile birlikte SGK kayıtları ile bu sürede 432 yevmiyedir. 432X90=38.880.00TL+6.998,40(%18KDV)= 45.878,40TL. bulunur. Fakat bu veri de tek başına bir anlam ifade etmez çünkü kesin hesaplar yapılmış ve net alacak miktarı usulüne uygun belirlenmiştir. Davalının işin gecikmesinden dolayı karşı dava ile ilgili hesaplama talebi hesaplanamaz bir veridir. Şöyle ki dava dosyası ekinde ana işveren olan DSİ işleri ile yapılan hak-edişlerin hiç birinde gecikmeye bağlı olan bir ceza kesilmemiş ve iş programına aykırılık gözlenmemiştir. Daha önce hiçbir belgeye dayandırılmayan karşı dava hakkı hesaplanamaz izahtan varis bir varsayımdır. Davalının kendi tespitleri ile yasal sürelere uyarak ve kesin hesap yaparak davacının 78.301,79TL. bir atacağı olduğu ve işveren, ... (davacı) adına yaptığı ödemeler ile sözleşmenin 18.ve 32. maddelerine istinaden mahsuplaşmaya davet ederek sözleşmeden kaynaklı bütün yükümlülüklerini yerine getirdiği anlaşılmıştır. ... sözleşmeden kaynaklı maddelere bağlı olarak mahsuplaşma davetine icabet etmeyerek kesin hesaptan bir hak talep edemeyeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 08/05/2019 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası 03/10/2019 tarihinde aynı bilirkişilere tevdii edilmiş, bilirkişiler tarafından tanzim edilen 08/01/2020 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafından ana yüklenicisi olduğu işler ile ilgili, işlerin bir kısmını alt yüklenici olarak yapmak için davacı ile olan sözleşmesini haklı nedenler ile ve usulüne uygun olarak fesih etmiştir. Davacı ve davalılar arasında 1 ve 2 nolu hak edişler karşılıklı olarak imza altına alınmış ve faturalandın İm ıştır. Bunlar ile ilgili taraflar arasında bir ihtilaf söz konusu değildir. Davalı fesih sonrası, davacıyı kesin hesabı yapmak için usulüne uygun olarak davet etmiştir. 8u süre içerisinde davete davacının yetkili birini göndermemesi ile davalı sözleşmeden doğan hakkını kullanarak tek taraflı olarak kesin hesabını yapmıştır. Davalının yapmış olduğu kesin hesaba göre davacının ... İşi için 6.070,64TL. ve ... Göleti İşi için de 72.231,15TL. alacağı tespit edilmiştir. Davalının kesin hesaptan doğan usulüne uygun olarak yaptığı tasfiye sonrası kesin hakedişlerin toplam tutarı 78.301,79TL.sıdır. Davacı sözleşmenin feshinden sonra davalıya kesmiş olduğu beton ve diğer imalatlar ve ... yevmiye işçilik ile ilgili 240.373,94TL. Iık fatura hiçbir hakedişe dayandırmadığından ve davalı tarafından zamanında itiraz ve iade edildiğinden dolayı hükümsüzdür. Davacı vekili tarafından ... yevmiye karşılığı 1555X9O,0OTL =139.950TL. +25.191,00TL<%18KDV)= 165.141,00TL. alacağı olduğu tam olarak anlaşılamamıştır. Şöyle ki ... gün SGK kayıtlarında işin başladığından son güne kadar girilen gün sayısıdır. Oysaki işin 1. ve 2. hakedişlerin de hiçbir ihtilaf yoktur. İhtardan sonrası için tespit edilen sürede ki yevmiye miktarı ise şantiye şefinin bir puantaj tutmadığından dolayı tam denetlenebilir olmamak ile birlikte SGK kayıtları ile bu sürede 432 yevmiyedir. 432X90=38.880.00TL+6.998,40(%18KDV)= 45.878,40TL. bulunur. Fakat bu veri de tek başına bir anlam ifade etmez çünkü kesin hesaplar yapılmış ve net alacak miktarı usulüne uygun belirlenmiştir. Davalının işin gecikmesinden dolayı karşı dava ile ilgili hesaplama talebi hesaplanamaz bir veridir. Şöyle ki dava dosyası ekinde ana işveren olan DSİ işleri ile yapılan hak-edişlerin hiç birinde gecikmeye bağlı olan bir ceza kesilmemiş ve iş programına aykırılık gözlenmemiştir. Daha önce hiçbir belgeye dayandırılmayan karşı dava hakkı hesaplanamaz izahtan varis bir varsayımdır. Davalının kendi tespitleri ile yasal sürelere uyarak ve kesin hesap yaparak davacının 78.301,79TL bir alacağı olduğu ve işveren, ... (davacı) adına yaptığı ödemeler ile sözleşmenin 18.ve 32. maddelerine istinaden mahsuplaşmaya davet ederek sözleşmeden kaynaklı bütün yükümlülüklerini yerine getirdiği anlaşılmıştır. ... sözleşmeden kaynaklı maddelere bağlı olarak mahsuplaşma davetine icabet etmeyerek kesin hesaptan bir hak talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır. Davalı fesih sonrası, davacıyı kesin hesabı yapmak için usulüne uygun olarak davet etmiştir. Bu süre içerisinde davete davacının yetkili birini göndermemesi ile davalı sözleşmeden doğan hakkını kullanarak tek taraflı olarak kesin hesabını yapmıştır. Davalının yapmış olduğu kesin hesaba gore davacının ... İşi için 6.070,64TL. sı ve ... Göleti İşi için de 72.231,15TL. sı alacağı tespit edilmiştir. Davalının kesin hesaptan doğan usulüne uygun olarak yaptığı tasfiye sonrası kesin hakedışlerm toplam tutarı 78.301,79TL sidir. Davacı vekili tarafından ... yevmiye karşılığı 1555X90,00TL=139.950TL +25.191.00TL(%18KDV)=165.141:00TL.sı alacağı olduğu ikdamı tam olarak anlaşılamamıştır. Şöyle ki ... gün SGK kayıtlarında işin başladığından son güne kadar girilen gün sayısıdır. Oysaki işin 1. ve 2 hakedişlerin de hiçbir ihtilaf yoktur. İhtardan sonrası için tespit edilen sürede ki yevmiye miktarı ise şantiye şefinin bir puantaj tutmadığından dolayı tam denetlenebilir olmamak ile birlikte SGK kayıtları ile bu sürede 432 yevmiyedir. 432X90=33.330,00TL+6.998.40(%18KDV)=45 878,40TL.sı bulunur Fakat bu veride tek başına bir anlam ifade etmez çünkü kesin hesaplar yapılmış ve net alacak miktarı usulüne uygun belirlenmiştir. Davalının işin gecikmesinden dolayı karşı dava ile ilgili hesaplama talebi ile ilgili olarak dosyaya belge sunmamıştır Şöyle ki dava dosyası ekinde ana işveren olan ... işlen ile yapılan hak edişlerin hiç birinde gecikmeye bağlı olan bir ceza kesilmemiş ve iş programına aykırılık gözlenmemiştir. Ödenek dilimlerinde ki paranın tamamının kullanılmadığının tespiti için gerekli belgelerin eksik olduğu bildirilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında ... ve ... inşaatına ait betonarme yapılar ile ilgili her bir gölette yapılacak işlerin birim işçilik ve malzeme bedellerine ilişkin anlaşma yapıldığı ancak davacının iddiasına göre davalının, iş devam ederken davacının hak edişini ödemeden sözleşmeyi tek taraflı feshettiği bu nedenle yarım kalan işlerin bedeli olan 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ettiği, dava konusu iş uzmanlık gerektiğinden alacağın varlığı ve miktarının tespiti için dosya bir SMMM ve iki inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor hazırlamaları istenmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda; Davalı fesih sonrası, davacıyı kesin hesabı yapmak için usulüne uygun olarak davet etmiştir. Bu süre içerisinde davete davacının yetkili birini göndermemesi ile davalı sözleşmeden doğan hakkını kullanarak tek taraflı olarak kesin hesabını yapmıştır. Davalının yapmış olduğu kesin hesaba gore davacının ... İşi için 6.070,64TL'si ve ... Göleti İşi için de 72.231,15TL alacağı tespit edilmiştir. Davalının kesin hesaptan doğan usulüne uygun olarak yaptığı tasfiye sonrası kesin hakedişlerin toplam tutarı 78.301,79 TL olduğu bildirilmiştir. İşbu rapor, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olup hükme esas alınmıştır. Davalı taraf mahkememize sunduğu dilekçe ile davacıya karşı olan karşı davasından feragat ettiğini beyan etmiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının davasının kabulüne, davalının karşı davasının ise feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarı açıklanan nedenlerle;
1- Davacı karşı davalının davasının talebi ile bağlı kalınarak KABULÜ ile, 50.000,00 TL’si imalat bedeli, 1.000,00 TL’si haksız fesih nedeniyle davacının uğramış olduğu zarar tazminatı olmak üzere toplam 51.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
2- Davalı karşı davacının karşı davasından feragat etmiş olması nedeniyle karşı davanın REDDİNE.
3- Asıl davada alınması gereken toplam 3.483,81 TL’den peşin alınan 870,96 TL'nin mahsubu ile bakiye 2.612,85 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA.
4- Karşı davada alınması gereken toplam 54,40 TL’nin peşin alınan 1.243,00 TL'den mahsubu ile bakiye 1.188,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVALIYA İADESİNE.
5- Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplanan 7.430,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
6- Karşı davada davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplanan 10.258,02 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
7- Davacının yaptığı aşağıda dökümü yapılan toplam 4.186,36 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE.
8- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA.
6- Yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK'nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince davacı tarafından iban numarası bildirilmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılarak, iban numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla TARAFLARA İADESİNE.

Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2020

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.