19. Hukuk Dairesi 2019/2119 E. , 2019/5452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, davacı ... ile dava dışı ..."un davacı ... Ltd. Şti."nin %50 oranında ortakları olduğunu, şirketin fiili ve resmi idaresini yürüten ..."un şirketi zarara uğratan eylemleri nedeniyle Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/327 Esas sayılı dosyasıyla imza yetkisinin kaldırılmasının istendiğini, bunun üzerine davalı ile dava dışı ... arasında el ve işbirliği içinde hazırlanan bono ile şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı ..."nin şirketin ortağı olarak bu senetten olumsuz etkileneceğini, takibe konulan bononun bedelinin tamamen muvazaalı olduğunu, bu senede konu olan alacağın şirketçe alınmadığını, senedin, şirketi ve şirket ortağı olan davacıyı zarara uğratma gayesiyle sonradan düzenlenmiş bir senet olduğunu ileri sürerek, davacıların borçlu olmadıklarının tespitine ve %40 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ... ile ... arasında yaşanan anlaşmazlıkların davalıyı ilgilendirmediğini, davalının borç para verdiğini ve bu alacağına karşılık olmak üzere de davacı şirketten usulüne göre düzenlenmiş bir senet aldığını, vadesi geldiğinde senedin karşılığı ödenmediği için icra takibi başlatıldığını, ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacılardan ... ile dava dışı ..."un davacı şirkete %50 oranında ortak olup, her ikisinin de tek başına şirketi temsile yetkili oldukları, davaya ve takibe konu senedin şirket ortağı ... tarafından temsil yetkisine dayanılarak şirket adına imzalandığı ve davalıya verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar şirket kayıtlarında davaya konu senedin borç olarak kayıtlı olduğu anlaşılmakta ise de, davacı şirketin muhasebe işlerini yürüten tanık beyanında, ilgili aya ilişkin kayıtlar kapandıktan sonra şirket ortağı ..."un bu senetle ilgili kayıt yapmasını istemesi üzerine ticari kayıtlara senedin işlendiğini ifade ettiği, takibe konulan senedin niteliği itibarı ile sebebinden soyut olup senet alacaklısının borcun sebebini kanıtlama yükü bulunmamakta ise de senedin limited şirket tarafından gerçek bir kişiye nakden alınan para karşılığı verilmesinin mümkün olmadığı ayrıca senet alacaklısının isticvap davetiyesine mazeretsiz olarak uymadığı, davacı şirketin ticari kayıtlarında senet bedelinin hangi amaçla alındığı veya ne sebeple borçlanıldığı konusunda da herhangi bir kayıt bulunmadığı gerekçesiyle davacı şirket yönünden davanın kabulüne, diğer davacı ..."nin açtığı davanın ise husumet nedeni ile reddine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2015/10867 esas ve 2016/2497 karar ve 17.02.2016 tarihli bozma ilamında; ”Şirket ana sözleşmesinde davacılardan ... ve yargılama aşamasında şirket adına feragat dilekçesi sunan ..."un davacı şirkette %50"şer oranında ortaklıklarının bulunduğu ve münferiden şirketi temsile yetkili oldukları anlaşılmaktadır. Dava açıldığı sırada davacı şirket adına dava dilekçesini mahkemeye sunan Av. ... "in şirket adına alınmış vekaletnamesi de dosyada bulunmamaktadır. Vekaletname eksikliği her aşamada tamamlanacağından, mahkemece söz konusu eksikliğin tamamlattırılması gereklidir. Ayrıca şirketi münferiden temsile yetkisi bulunan ..."un mahkemeye sunduğu feragat dilekçesi, şirket ile ortaklar arasında menfaat çatışması olduğunu göstermektedir. Mahkemece, öncelikle davacı şirketin temsil sorunu çözümlendikten sonra, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı şirketin davadan feragat ettiği, davacı ... vekilinin şirketin borcundan dolayı menfi tespit taleplerinin olduğunu beyan ettiği, şahsı ile alakalı olarak bir talebinin olmadığı gerekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş, ancak bozma gereği yerine getirilmemiştir. Davacı şirketin ... ve ... isimli iki ortağı olduğu ve her iki ortağında şirketi münferiden temsile yetkili olduğu anlaşılmaktadır. İşbu dava, davacı şirket adına şirket temsilcisi ... tarafından görevlendirilen avukat tarafından açılmış ve açılan bu davadan şirket temsilcisi ... tarafından görevlendirilen vekil aracılığıyla feragat edilmiştir. Görüldüğü gibi şirketi münferiden temsile yetkili olan ve aynı zamanda şirkette eşit pay sahibi olan ortaklar arasında işbu dava nedeniyle menfaat uyuşmazlığı bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizce yapılan bozmada bu hususa işaret edilmiş, ancak mahkemece temsil sorunu çözülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, bu davayı açtıran davacı şirketin münferit yetkili temsilcisi ...’ye, şirketin diğer münferit yetkili temsilcisi ...’a karşı işbu davanın şirket adına takip edilmesi için bir kayyım tayini amacıyla dava açması hususunda mehil verilip, mahkemece tayin edilecek kayyım tarafından işbu davaya devam edilmesi sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.