Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13703
Karar No: 2011/4572
Karar Tarihi: 19.4.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13703 Esas 2011/4572 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/13703 E.  ,  2011/4572 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/03/2010
    NUMARASI : 1992/518-2010/127

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, Ankara  Üniversitesi Rektörlüğü, mülkiyeti Hazineye ait Ziraat Fakültesine tahsisli Ziraat Fakültesi bölümleri ve bahçesi olarak kullanılan 2030 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının imar uygulamasına tabi tutularak 31978 ada 13 nolu imar parseli içinde kaldığı ve bu parseli imar uygulaması ile iktisap ettikleri gerekçesi ile davalı K.K.Ö.tarafından diğer davalı müteahhit olan İ..inşaat yaptırıldığını, kamu hizmetine tahsis edilmiş taşınmazın özel mülkiyete konu olacak şekilde imar düzenlemesi yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürüp, 31978 ada 13 parselin tapusunun iptalini istemiştir.
    Asli Müdahil Hazine, 31978 ada 13 nolu parselin zeminde 2030 ada 6 parselin bir kısmı, Çubuk Çayı yatağı ile şahsa ait 2027 ada 65 parselin bir kısmından Çubuk  I.Etap Islah İmar Planına göre  oluşturulduğunu, bu imar  planının idare  mahkemesince iptal edildiğini ileri sürüp, tapunun iptali ile Çubuk Deresi yatağı ile 2030 ada 6 nolu parselin kadastro sınırlarının korunmasını teminen 2030 ada 6 parselden gelen kısmın Hazine adına tescilini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı Üniversitenin aktif dava ehliyeti bulunmadığı, tapu maliki olmayan davalı İsmail ile davalı Belediye  Başkanlığı aleyhine açılan davalarda pasif  husumet yokluğu, davalı Kamil aleyhine Hazine tarafından açılan davanın ise 31978 ada 13 parselin 2030 ada 6 parsel ile ilgisinin bulunmadığı, 2027 ada 65 parselin imarından oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı ve asli müdahil tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.4.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Ankara Üniversitesi Rektörlüğü vekili Avukat S.S., Hazine vekili Avukat G.Ş. ile temyiz edilen K. K. Ö.t vd. vekili Avukat T.G., Keçiören Belediye Başkanlığı vekili Avukat G.n Ya. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü tarafından davalılar  aleyhine açılan yolsuz  tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup Maliye Hazine tarafından asli müdahil sıfatıyla taşınmazın Hazine adına tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, Ankara Üniversitesi Rektörlüğünün taşınmazın öncesinde mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı gerekçesiyle aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine, asli müdahil Hazinenin talebinin ise çekişmeli 10 ve 11 sayılı imar  (tevhidle 13 nolu parsel) parsellerinin  2027 ada  65 sayılı kadastral parselde  yapılan imar  uygulaması neticesinde  oluştuğu ve davacı Hazinenin bu parselde  kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar  verilmiştir.
    Oysa, hemen  belirtilmelidi ki, 2030 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1941 tarihli genel kadastro sırasında Hazine adına tespit edilerek sicil kaydına intifanın Tarım  Bakanlığına ait olduğu şerhin konulduğu ve Tarım Bakanlığına tahsis edilen bu taşınmazın Ziraat  Fakültesinin hizmet binası ve bahçesi olmak üzere idarenin  kullanımına bırakıldığı ve ifraz sonucu 2030 ada 6 nolu parselin oluştuğu, ne varki, anılan bu taşınmazın 2981/3290 Sayılı Yasanın 10/c maddesi hükmü uyarınca yapılan imar  uygulaması netcisinde 741 m²"lik  bölümünün civar  taşınmazlarla birlikte şuyulandırma sonucunda 31978 ada 10 ve 11 nolu parseller olarak 18.7.1991 tarihinde T. Taahhüt İnşaat  A.Ş."ne özgülendiği ve 30.7.1991 tarihinde bu parsellerin  davalı K. satış suretiyle  temlik  edildiği, 29.8.1991 tarihinde tevhid edilerek 13 nolu parselin oluştuğu ve 5.8.1991 tarihli kat  karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca K.tarafından diğer  davalı İsmail"e bina yaptılarak bağımsız  bölümlerin oluştuğu, bunlardan bir  tanesinin davalılardan aynı zamanda yüklenici olan İ. Ç.na temlik  edildiği ve  yargılama sırasında da K.tarafından diğer  bağımsız  bölümlerin dava dışı şahıslara satış  yoluyla  intikal ettirildiği, ancak  bu şahıslara davada  yer  verilmediği, öte yandan birinci ve ikinci imar  uygulamalarının bu süreçte idari yargıda  iptal edildiği dosya kapsamı ile  ve  özellikle dosya  üzerinden yapılan  bilirkişi tetkikatı raporu ile sabittir.
    Ne varki, elde edilen bilirkişi raporundan sonra Keçiöeren  Belediye Encümeninin 4.9.2001 gün, 1328 karar ve 1917 kayıt  sayılı kararından yeni bir  uygulama veya imar  tadilat planı yapıldığı izlenimi uyanmaktadır. Oysa, mahkemece bu husus gözetilmiş değildir.
    Kaldı ki, mahkemece çekişme konusu 10 ve 11 (tevhidle 13) sayılı imar  parsellerinin 2027 ada 65 sayılı kadastral  parselden geldiği gerekçesi ile işin esası bakımından ret  kararı verilmiş ise de, temin  edilen bilirkişi raporuna göre bu kabul tarzının doğru  olmadığı, çekişme konusu yerin mükiyeti  Hazineye ait 2030 ada 6 sayılı müfrez kadastral parsel sınırları içinde kaldığı ve imar  sonucu 10 ve 11 (tevhidle 13) parsel  olarak vücut  bulduğu sabittir.
    Bütün bunlara karşı, yargılama aşamasında kayıt maliki K.in çekişmeli 13 parsel sayılı taşınmazdaki oluşan bağımsız  bölümleri dava dışı kişilere  temlik  ettiği ve kendisinin taşınmazda mülkiyetten ve sicile bağlı bir hakkının kalmadığı gözetildiğinde HUMK."nun 186.maddesi hükmünün öngördüğü usulü prosedür yerine getirildikten sonra mahkemece eşin esasına girilerek  bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar  verilmiş olması doğru değildir.
    Bilindiği üzere;  dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi  veya malik olmanında doğal bir sonucudur.Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun l86.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi  hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.             Kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak  davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
    Diğer  taraftan, her  nekadar, mahkemece davacı üniversite  yönünden taşınmaza mülkiyet sahibi olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmişse de bunun yasal  olduğu söylenemez.
    Diğer bir hususda, hukuki yararın  dava şartı olduğu kuşkusuzdur. Somut olayda, çekişmeli taşınmaz Tarım Bakanlığına tahsis edildikten sonra Ziraat Fakültesinin faaliyetini yürütebilmesi bakımından Bakanlıkça da bu fakülteye tahsis edilmiştir. Taşınmazın sicil kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesinde davacı üniversitenin hukuki yararının bulunmadığı söylenemez. O halde, anılan davacı bakımından kurulan hükmün  doğru olmadığı açıktır.
    Hal böyle olunca, öncelikle yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde HUMK."nun öngördüğü usül işlemlerinin tamamlanması, bundan sonra işin esasının irdelenip değerlendirilerek gerektiğinde işin ehli 3 kişiden oluşacak  bilirkişi heyeti aracılığı ile yukarıda değinilen Encümen kararı da gözetilerek  rapor  alınması çekişmeli  yerler  bakımından anılan Encümen kararının yeni bir  uygulamayı teşkil edip etmediğinin saptanması, eğer alınan kararın çekişmeli taşınmazlarla bir ilgisinin bulunmadığının tespit edilmesi halinde önceki imar  uygulamalarının  iptal  edildiği, bu nedenle sicilin dayanağının yolsuz  tescil durumuna düşeceği ve çekişmeli taşınmazda kamu hizmet malı olması sebebiyle T.M.K."nun 1023.maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmayacağı gözetilerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmelerle, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
    Davacı ve asli müdahilin, temyiz  itirazları yerindedir. Kabulüyle,  hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davacı ve Asli Müdahil vekilleri için 825.00."şer-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, 19.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi