Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2628
Karar No: 2020/5050
Karar Tarihi: 03.11.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/2628 Esas 2020/5050 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2017/2628 E.  ,  2020/5050 K.

    "İçtihat Metni"





    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 03.11.2020 gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "miras yoluyla gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanılarak tespiti yapılan 119 ada 23, 112 ada 153, 121 ada 31 sayılı taşınmazlar dışında kalan dava konusu taşınmazların tespitlerine dayanak yapılan tapu kayıtları ile vergi kayıtlarının tüm tesis ve tedavülleri ile varsa haritasının getirtilip, kapsamlarının haritaya göre belirlenmesi; yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişiler tanıklar ve tespit tutanağı bilirkişilerin tümü hazır olduğu halde dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılması; tespit tutanağı bilirkişileri ile mahalli bilirkişi beyanları arasında bir aykırılık olduğu takdirde bu bilirkişilerin taşınmaz başında dinlenip çelişkinin giderilmesi; uzman bilirkişilerden keşfi izlemeye imkan verecek şekilde, ayrıntılı gerekçeli rapor alınması ve dayanılan tapu kayıtlarının oluşma nedenleri titizlikle incelenerek iddianın öne sürülüş biçimi dikkate alınmak suretiyle, dayanılan tapu kayıtlarının gerçeği yansıtmayan yolsuz sicil niteliğinde olup olmadığının araştırılması; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tespit gören 119 ada 23, 112 ada 153, 121 ada 31 sayılı taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi, sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınması; dava konusu taşınmazların öncesinin tarafların kök miras bırakanı ..."a ait olduğu saptandığı takdirde, kök muris ..."nın ölüm gününden sonra mirasçılar arasında yöntemine uygun şekilde paylaşma yapılıp yapılmadığının araştırılması; somut olayda paylaşma olgusunu, buna dayanan davalı tarafın kanıtlaması gerektiğinin düşünülmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 119 ada 23, 139 ada 3, 112 ada 153, 114 ada 9 ve 25, 121 ada 31 ve 32, 123 ada 7 ve 26 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile 32 pay üzerinden 16 payın ..., 4 payın ..., 3’er payın ..., ..., ..., ... adına tapuya tesciline; 119 ada 23 parselde bulunan; iki katlı evin birinci ve ikinci katının ... mirasçıları adına yukarıda belirtilen hisseleri oranında, deponun ... adına, parseldeki 4 adet ahırdan iki tanesinin ... mirasçıları adına hisseleri oranında, iki tanesinin ise ... adına, 139 ada 3 parselde bulunan 455 adet zeytin ağacının ... mirasçıları adına, 114 ada 9 parselde bulunan yaşları 2-25 arasında değişen 271 adet zeytin ağacının ve 97 adet meyve ağacının ... adına, yaşları 35-40 arasında değişen 115 adet zeytin ağacının ise ... mirasçıları adına muhdesat olarak sicilin beyanlar hanesinde gösterilmesine, çekişmeli 130 ada 27 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi ..."nın 11.04.2003 havale tarihli raporunda kırmızı renkle işaretlenmiş 13.510,65 metrekare kısmının, 32 pay üzerinden 16 payın ..., 4 payın ..., 3’er payın ..., ..., ..., ... adına tapuya tesciline, bu alan üzerinde bulunan 209 adet zeytin ağacının ... mirasçıları adına sicilin beyanlar hanesinde gösterilmesine, aynı raporda (A) ve (B) harfleri ile gösterilmiş kısımların ifrazen toplam 9722.20 metrekare olarak 16 pay üzerinden 4 payın ..., 3’er payın ..., ..., ..., ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı/davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kök muris ...’ya ait iken ölümüyle tüm mirasçılarına kaldığı, murisin ölüm gününden sonra mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksim yapılmadığı, davalı/davacı ... tarafından taksim yapıldığının kanıtlanamadığı; tespitlere esas alınan tapu kayıtlarının senetsizden murisin oğlu ... adına oluştuğu gözetildiğinde, taşınmazların kök muris ...’dan oğlu ..."ye kaldığı bu nedenle tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
    Dosyaya getirtilen nüfus kayıtlarının incelenmesinde tarafların kök murisi ...’ın 1963 yılında ölümüyle, geriye kendisinden evvel ölen kızı ...’in oğlu ... (davacı/davalı) ile oğlu ...’nin mirasçı olarak kaldığı, ...’nin de 1995 yılında ölümüyle eşi ... ile ...’den olma çocukları ..., ..., ... ve ...’in (davalı/davacı) kaldığı, mirasçılardan ...’in oğlu ... ile ...’nin kızı ...’nin evli olduğu, yargılama aşamasında ...’in de öldüğü anlaşılmaktadır.
    Davacı/davalı ..., taşınmazların tamamının kök muristen ...’dan kaldığını, taksim yapılmadığını ve kendisinin 1/2 miras payının bulunduğunu öne sürmüş; davalı/davacı ... ise, taşınmazların tapu kaydına dayalı olarak kendi murisi olan babası ... adına tescil edildiğini, kök muris ...’dan kalmadığını, murisi ... tarafından da 139 ada 3 ve 130 ada 27 parsellerin tapu yoluyla kendisine devredildiğini bu nedenle bu taşınmazların yalnızca kendi adına tespit edildiğini, ayrıca kök muris ..."ın mirasının davalı/davacı ... ile babası ... arasında taksim edildiğini, dava dışı bir kısım taşınmaz ile eldeki davanın konusu 123 ada 26 ve 114 ada 9 parselin de ...’e bu nedenle verildiğini savunmuştur.
    Çekişmeli 123 ada 26 ve 7, 121 ada 32, 114 ada 25 ve 9, 139 ada 3, 130 ada 27 parsellerin tapu kayıtlarına dayalı olarak, 119 ada 23 ve 112 ada 153 ve 121 ada 31 parsellerin ise senetsizden tespit gördükleri, taşınmaz başında yapılan keşif, alınan beyanlar ve fen bilirkişi raporları doğrultusunda tespite esas alınan tapu kayıtlarının taşınmazları kapsadıkları (130 ada 27 parselin 13510,65 metrekare kısmı tapu kaydı kapsamında kalır) anlaşılmakta olup, bu durumda öncelikle tapu kayıtlarına değer verilip verilemeyeceğinin, daha sonra ise kök muristen kaldığı kabul edilecek taşınmazlar yönünden taraflar arasında usulüne uygun bir taksim yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerekir.
    Çekişmeli 123 ada 7, 121 ada 32, 114 ada 25 ve 9, 139 ada 3 ve 130 ada 27 parsellerin, sırasıyla Mart 1948 tarih 142, 140, 138, 141, 143, ve 139 nolu tapu kayıtlarıyla ... adına tescil edildiği, ..."nin adına kayıtlı 143 ve 139 nolu tapuları Şubat 1981 tarih 30 ve 29 numara ile bağış nedenine dayalı olarak kayden oğlu davalı/davacı ...’ya devrettiği ve 139 ada 3 ve 27 parsellerin de bu tapu kayıtları esas alınmak suretiyle davalı/davacı ... adına tespit edildiği; 123 ada 7, 121 ada 32, 114 ada 25 ve 114 ada 9 parsellerinde muris ... adına kayıtlı bulunan Mart 1948 tarih 142, 140, 138, 141, nolu tapular nedeniyle ... mirasçıları adına tespit edildiği; 123 ada 26 parselin ise, Mart 1341 tarih cilt 40 ve S.64 numarasıyla kök muris ... Kapankaya’ya ait iken Eylül 1957 tarih 18 nolu tapu kaydı ile satış yoluyla oğlu ... adına tescil edildiği, Ekim 1957 tarih 34 numarasıyla da tarla olan vasfının zeytinlik olarak değiştirilmek suretiyle yine ... adına kaydedildiği anlaşılmaktadır.
    Bir kısım taşınmazların tespitlerine esas alınan Mart 1948 tarih 142, 140, 138, 141, 143, ve 139 nolu tapu kayıtlarının iktisap sebebinde; “taşlık ve pırnallık mahalden para ve emek sarfederek ihya eylediğinden adına parasız olarak tescili tarım memurluğunca bildirildiği anlaşılmakla ... adına tescil edildiği” belirtilmektedir. İktisap sebebinin içeriği dikkate alındığında öncesinin delicelik, pırnallık gibi orman ya da devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup 07.02.1939 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun uyarınca verildiği, söz konusu Kanunun 4. maddesinde; öncesi orman ya da orman dışı olsa bile yabani zeytinlik ya da devlete ait boş arazilerin, bu kanun çerçevesinde imar edeceğini bildiren kişiye bu sahanın teslim edileceği idarece verilen mühlet içinde gereğini yerine getirenlere tapu verileceğinin düzenlendiği; ... adına da bu kanun çerçevesinde tapu kayıtlarının oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle, öncesi itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların, kök muris ...’dan geldiğinin kabulü anılan kanun çerçevesinde hukuken mümkün bulunmayıp, tapu kayıtlarının hukuken geçerli ve itibar edilmesi gereken kayıtlar olduğu, bu nedenle; davacı/davalı ...’in, muris ... adına tesis edilen bu tapu kayıtlarının revizyon gördüğü 123 ada 7, 121 ada 32, 114 ada 25 ve 9, 139 ada 3 ve 27 parseller ile öncesi kök muris ... adına tapuda kayıtlı iken oğlu ...’ya devrettiği 123 ada 26 parselde miras yoluyla gelen bir hakkının bulunmadığı açıktır.
    Ne var ki; davalıların murisi ..."nın, kendi mülkiyetinde bulunan bu taşınmazlardan 123 ada 26 ve 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazları sağlığında (ölmeden en az 15-20 yıl önce) davacı/davalı ...’e verdiği, zilyetliğini de devrettiği, kadastro tespitinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süredir davacı/davalı ...’in zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, bu haliyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B-b koşullarının davacı/davalı ... lehine oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Kök muristen intikal ettiği anlaşılan ve senetsizden tespit gören 119 ada 23 ve 112 ada 153 ile 121 ada 31 parsel sayılı taşınmazların ise, yapılan keşif ve alınan beyanlara göre, davacı/davalı ... ile davalıların murisi ... arasında taksim edildiği, bu parsellerden 112 ada 153 parsel sayılı taşınmazın davacı/davalı ...’e verildiği ve uzun yıllardır ...’in kullanımında olduğu, 119 ada 23 ve 121 ada 31 parsellerin ise davalıların murisi ...’ye kalan yerler olduğu, ... mirasçıları arasında düzenlenen ve tüm mirasçıların imzasının ya da parmak izinin bulunduğu 16.05.1996 tarihli “rızai anlaşma” başlıklı senedin 6. bendinde yer alan “murisimizin, oğlu ... ve kızı ...’a (davacı/davalı ...’in eşi) verdiği tapulu veya tapusuz araziler onlara aittir, bu yerde diğer mirasçıların hakkı yoktur” ibaresinin de taksimin yapıldığının kabulünü gerektirdiği, bu durum karısında davalı/davacı ...’in bu yöndeki temyiz itirazlarının yerinde olduğu, ancak açtığı davada 119 ada 23 parselin murisi olan babası ... tarafından kendisine bağışlandığını ileri sürmüş ise de, iddia dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında, bu taşınmazın ölünceye kadar murisin kullanımında olduğunun, bağışlanıp bağışlanmadığının bilinmediğinin belirtilmiş olması nedeniyle, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca;
    a) Dava konusu 123 ada 26 ve 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazların, tapuya dayalı olarak davalıların murisi ..."nın zilyet ve tasarrufunda bulunan yer olduğu, her iki taşınmazında tamamının tasarruf ve zilyetliğinin davacı/davalı ...’a devredildiği ve tamamı üzerinde ... lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu 13/B-b koşullarının oluştuğu, anlaşılmakta ise de, davacı/davalı ... tarafından 1/2 paya yönelik dava açılmış olması nedeniyle, talepten fazlasına hükmedilemeyeceğine, ve Mahkemece de 1/2 payın davacı/davalı ... adına tesciline karar verildiğine göre, sonucu itibariyle doğru olan hükmün, gerekçesi bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    b) Çekişmeli 112 ada 153 parsel sayılı taşınmazın kök muris ...’ya ait iken ölümüyle mirasçıları olan ... ile ...’ya kaldığı, yapılan taksimle bu taşınmazın ...’e düştüğü, uzun yıllardır ...’in zilyetliğinde bulunduğu anlaşılmakta ise de, davacı tarafından 1/2 paya yönelik dava açılmış olması nedeniyle talepten fazlasına hükmedilemeyeceğine ve Mahkemece 1/2 payın davacı ... adına tesciline karar verildiğine göre sonucu itibariyle doğru olan hükmün, gerekçesi bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    c) Dava konusu 139 ada 3 ve 130 ada 27 parsel sayılı taşınmazlar öncesinde davalıların murisi ... adına tapulu olup, murisin kayden Şubat 1981 tarih 30 ve 29 nolu tapularla taşınmazları oğlu İbrahim’e devrettiği, tespitlerin de bu tapu kayıtları esas alınmak suretiyle davalı/davacı ... adına yapıldığı, 139 ada 3 parselin tamamının, 130 ada 27 parselin ise 13.510 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tespite esas tapu kaydı kapsamında kaldığı, fen bilirkişisi raporunda (A) ve (B) harfleriyle gösterilen bölümlerin ise ... tarafından bilahare 3. kişiden satın alınan ve sonradan açmak suretiyle taşınmaza dahil edilen yer olduğu anlaşılmakta olup, yukarıdaki anlatımlar karşısında, Mahkemece, davacı/davalı ...’ın kök muris ...’dan miras yoluyla gelen bir hakkının bulunmadığı gözetilerek, davacı/davalı ...’ın davasının reddine, taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı/davacı ...’nın temyiz itirazlarının açıklanan nedenle kabulü ile dava konusu 139 ada 3 ve 130 ada 27 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA,
    d) Çekişmeli 119 ada 23 ve 121 ada 31 parsel sayılı taşınmazların kök muris ...’ya ait iken ölümüyle mirasçıları olan davacı/davalı ... ile davalıların murisi ...’ya kaldığı, aralarında yapılan taksimle bu iki taşınmazın ...’ye düştüğü, ...’nin zilyet ve tasarrufunda iken ölümüyle de mirasçılarına kaldığı, taksimle birlikte davacı/davalı ...’in taşınmazlarda miras yoluyla gelen bir hakkının kalmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davacı/davalı ...’ın davasının reddine, taşınmazların tespit gibi (119 ada 23 parselin hükümde beyanlar hanesine yazılmasına karar verilen muhdesatlar aynen korunmak suretiyle) tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı/davacı ...’nın temyiz itirazlarının kabulü ile 119 ada 23 ve 121 ada 31 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA,
    e) Dava konusu 123 ada 7, 121 ada 32 ve 114 ada 25 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; taşınmazların sırasıyla Mart 1948 tarih 142, 140, 138 nolu tapularla davalıların murisi ...’nın tasarruf ve zilyetliği altında iken ölümüyle mirasçılarına kaldığı, tapu kayıtlarının oluşum nedenleri gözetildiğinde taşınmazların kök muris ...’dan gelmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, bu nedenle davacı/davalı ...’ın bu taşınmazlarda miras yoluyla gelen bir hakkının bulunmadığı anlaşıldığına göre, Mahkemece, davasının reddi ile yukarıda anlatılan nedenlerle tespit gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı/davacı ...’nın temyiz itirazlarının bu nedenler kabulü ile dava konusu 123 ada 7, 121 ada 32 ve 114 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren temyiz edene verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi