Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/3164 Esas 2022/519 Karar Sayılı İlamı

İlk Derece Mahkemesi : İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.06.2018 tarih ve 2014/136 - 2018/346 sayılı kararı
Suç :Terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, Kamu malına zarar verme 20.03.2008 (Sanık ..., mala zarar verme)
26.10.2008 (Sanık ..., terör örgütü propagandası yapma)
10.10.2009(Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ..., terör örgütü propagandası yapma, tehlikeli madde bulundurma, mala zarar verme)
12.10.2009 (Sanıklar ..., ..., ... ve suça sürüklenen çocuklar, ..., ... ve ..., mala zarar verme)
29.11.2009 (Sanıklar ..., ..., ..., ... ile suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ..., ... ve ..., terör örgütü propagandası yapma, mala zarar verme, tehlikeli madde bulundurma)
06.12.2009 (suça sürüklenen çocuklar ..., terör örgütü propagandası yapma)
Hüküm :Sanıklar ve suça sürüklenen çocukların silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, kamu malına zarar verme ve terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarına ilişkin verilen beraatleri kararlarına yönelik başvuruların esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden suç tarihinin temadinin kesildiği yakalama tarihi olan 12.12.2009, terör örgütü propagandası yapma suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden eylem tarihleri olan 10.10.2009 ve 29.11.2009 yerine 2009 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden sanıklar hakkında tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçuna ilişkin olarak verilen hükmün, uygulama maddesi gereği 2/3 oranında artırıldığı göz önüne alındığında temyizi kabil olduğu belirlenerek;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçu yönünden kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, verilen cezanın tür ve süresine göre CMK'nın 286/2-g maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin aynı Kanunun 298. maddesi gereğince REDDİNE,
2)Sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar hakkında terör örgütü propagandası yapma suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz istemine ilişkin yapılan incelemede;
Terör örgütü propagandasını yapma suçu için 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde öngörülen cezanın süresi itibariyle, 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesinin 1/e, 66/2 ve 67/4. madde ve fıkrasında belirlenen sürenin suç ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla hükümlerin BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca sanıklar hakkındaki davaların zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
3)Suça sürüklenen çocuklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el diğiştirilmesi suçu yönünden kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçu için 5237 sayılı Kanunun 174/2.maddesinde öngörülen cezanın süresi itibariyle, 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesinin 1/d ve 67/4. madde ve fıkralarında belirlenen sürenin suç ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla hükümlerin BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuklar hakkındaki davaların zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
4)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve el değiştirmesi suçları yönünden kurulan beraat hükümlerine ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Oluş, iddia, iletişimin dinlenmesine ilişkin tape dökümleri ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, şüphelilerle irtibatı olan örgüt mensuplarının telefonlarının dinlenmesi üzerine başlatılan soruşturmalar neticesinde özellikle 14.12.2009 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında beyanı alınan suça sürüklenen çocuk ... Kilic'in "sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'un YDGM komisyonu içerisinde yer aldıkları, komisyon içerisinde faaliyet yürüttükleri, 10.10.2009 tarihinde aras düğün salonuna molotof kokteyli atılması ve araç kundaklanması şeklindeki eyleme kendisiyle birlikte ..., ..., ..., ... (Eylemi organize ettikten sonra eyleme katılan ve molotof kokteyllerini hazırlayıp getiren kişi), ..., ..., ... ve ...'un (Eylemi organize ettikten sonra eyleme katılan ve molotof kokteyllerini hazırlayıp getiren kişi) katıldığını, yine 29.11.2009 tarihinde 15-20 kişilik bir grup halinde örgüt lehine slogan atarak, BİM markete taş atmak suretiyle zarar verdiklerini" söylemesi, bu beyanların iletişimin dinlenmesi sonucu elde edilen tape dökümleriyle doğrulanması nazara alındığında, İETT otobüsüne molotof attıkları şüpheye yol açmayacak şekilde belirlenemeyen sanıkların, dosya kapsamına yansıyan eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçlarını oluşturduğu gözetilmeden mahkumiyetleri yerine delillerin hatalı değelendirilmesi ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.