17. Hukuk Dairesi 2019/1745 E. , 2020/3824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 17.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 30.06.2015 tarihinde, müvekkillerinin oğlu ..."ın, yolcu olarak bulunduğu motorsikletle davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortalı motorsikletin karıştığı çift taraflı kaza sonucu vefat ettiğini belirterek belirsiz alacak davası olarak her bir müvekkili için 500,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatınin davalıdan tahsilini istemiş, 25.12.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini davacı anne ... için 77.441,23 TL"ye, baba Hüseyin için 66.338,63 TL"ye artırmış, tazminatlara kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın ıslah gibi kabulü ile 143.839,86 TL"nin dava dilekçesinin tebliğinden 1 hafta sonrasından işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, istinaf mahkemesi kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında istinaf kararı ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun görülmesine göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde desteğin ticaret meslek lisesi büro yönetimi ve sekreterliği bölümü öğrencisi olduğunu, okulunu bitirdikten sonra aynı bölümün iki yıllık fakültelerine geçiş hakkı kazanıp ileride devlet kurumlarına rahatlıkla yerleşeceğini iddia ederek tazminat talep etmiş, aktüer kök raporunda desteğin öğrenci olduğuna dair dosyada belge olmaması nedeniyle tazminat hesabı asgari ücret üzerinden hesaplanmış, davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine desteğin yerleşebileceği kurumlardan sorulan memur maaşına göre ek rapor alınmış ve hükme de ek rapor esas alınmıştır. Ancak dosya kapsamında desteğin belirtilen bölümde öğrenci olduğuna dair öğrenci belgesi bulunmamaktadır, mahkemece bu konuda araştırma yapılmadan davacı tarafın beyanına göre memur maaşı üzerinden yapılan hesaplamanın hükme esas alınması doğru değildir. Bunun yanında aktüer ek raporun, desteğin 18 yaşından itibaren memur maaşı elde ettiği varsayılarak fakülte süresince ve fakülteyi bitirdikten sonraki makul iş bulma süresinde gelir elde edemeyeceği düşünülmeden ve fakülte okuduğu dönemdeki yetiştirme gideri hesaplanarak tazminattan düşülmeden, düzenlendiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, öncelikle desteğin kaza tarihinde öğrenci olup olmadığının araştırılması, öğrenci olmadığının tespiti halinde 18 yaşından itibaren asgari ücret elde edileceğinin kabulü ile hazırlanan kök raporun hükme esas alınması; desteğin öğrenci olduğunun tespiti halinde ise yukarıda belirtilen hususlara göre ek rapor alınarak hüküm tesisi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda destek motosiklette yolcu olup kask takıp takmadığı belirsizdir. Ceza dosyasındaki otopsi raporunda, desteğin ölüm sebebinin "künt kafa ve göğüs travmasına bağlı yaygın iskelet kırıkları, iç kanama ve beyin kanaması" olduğu belirtilmiştir. Davalı ... vekili, kask takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği savunmasında bulunmuştur. Bu itibarla, davalının savunması üzerinde durularak mahkemece desteğin müterafik kusurunun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, müterafik kusur oluşturduğunun kabul edilmesi halinde tazminattan %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca kaldırılmasına, yine anılan madde uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.