Esas No: 2020/6665
Karar No: 2021/814
Karar Tarihi: 02.03.2021
Danıştay 10. Daire 2020/6665 Esas 2021/814 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6665
Karar No : 2021/814
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
TEMYİZ EDENLER (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı
VEKİLİ : 1. ...
2- ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMLERİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ... , K: ... sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; oğlu ...'ın, 19/03/2016 tarihinde İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, İstiklal Caddesinde meydana gelen terör eylemi sonucunda hayatını kaybettiğinden bahisle uğranılan zararlara karşılık 10.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince; dava konusu olayda; teröristlerce düzenlenen saldırıda, ölenin herhangi bir kusurundan söz etmenin mümkün olmadığı, somut terör eyleminin niteliği gereği davalı idarece önceden tespit edilerek önlenmesinin de beklenemeyeceği, dolayısıyla olayda idarenin bir hizmet kusurunun bulunmadığı, ancak olayın bizatihi maksat ve hedefinin salt devlet ve onu teşkil eden toplum olması özünde bu toplumun bir ferdi olarak ölmüş olması nedeniyle ölenin yakını olan davacı tarafça uğranılan manevi zararın, duyulan ızdırap ve elemin ağırlığı ölçüsünde sosyal risk ilkesine göre de tazmin edilmesi gerektiği, davacının, 10.000,00 TL maddi tazminat istemi bakımından yapılan incelemede; davacının 5233 sayılı Kanun kapsamında 06/06/2016 tarihinde başvurduğu, İstanbul Valiliği Zarar Tespit Komisyonu'nca ... tarih ve ... sayılı kararı ile ...'ın, terör saldırısından ölümü nedeniyle yasal mirasçısına 37.992,50 TL ödenmesine karar verildiği, 02/07/2018 tarihinde davacı vekili ... tarafından imzalanan sulhname ile davacı tarafın maddi tazminat bedelini tahsil ettiği, davacı tarafın sulhname imzalamış olması ve fazlaca maddi tazminatı gerektirir bir hususu ileri sürmemesi ve bu konuda bilgi ve belge bulunmaması nedeniyle maddi tazminat isteminin reddi gerektiği, davacının, 200.000,00 TL manevi tazminat istemi bakımından yapılan incelemede; olayın vuku buluş şekli ve davacının bundan sonraki yaşamı üzerindeki neticeleri, bu nedenle duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak düzeyde davacıya 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 06/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesinin hakkaniyete uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, sulhname imzalanmadan ödeme yapılmadığından sulhnamenin zorla baskıyla imzalattırıldığı, bu nedenle geçerliliğinin bulunmadığı, davalarının destekten yoksun kalma istemine dayalı olduğu, hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğu ileri sürülmektedir.
Davalılar İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği tarafından, olayın bir terör olayı olduğu, bu nedenle 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacıya sulhname ile maddi tazminatlara ilişkin ödeme yapıldığı, manevi tazminatların ilgili Kanun kapsamında düzenlenmediğinden ödenemeyeceği, idare aleyhine manevi tazminat sorumluluğunun ancak idarenin kusur / kusursuz sorumluluk halinde söz konusu olabileceği, kabul etmemekle birlikte manevi tazminatın yüksek belirlendiği, idarenin temerrütü söz konusu olmadığı için manevi tazminata faiz yürütülemeyeceği, harçtan muaf olmalarına rağmen aleyhlerine hüküm kurulduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca, karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.