8. Hukuk Dairesi 2011/1061 E. , 2011/5593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve Hazine ile ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.12.2010 gün ve 187/607 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında yol olarak paftasında gösterildiğini, esasen buranın yol olmadığını, vekil edenine ait olduğunu belirterek dava konusu yerin vekil edeni adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin yol ve yol boşluğu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, teknik bilirkişi ...’in 28.6.2010 tarihli krokisinde kırmızıya taralı 759,57 m2’lik yer bakımından davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satış ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
Dava başlangıçta ... Kadastro Mahkemesinde; kadastro tespitine itiraz davası olarak açılmış, ancak yargılama sırasında dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakılması ve bu tür yerler hakkında tutanak düzenlenme olanağı bulunmadığından, Kadastro Mahkemesinin görevsiz olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Kadastro Mahkemesinin görevsizliğe ilişkin 22.10.2008 tarih ve 2008/110 Esas, 2008/81 sayılı Kararı 28.1.2009 tarihinde kesinleşmiş olup, dosyanın süresi içinde Asliye Hukuk Mahkemesine aktarıldığı belirlenmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ... taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ...’ün muhtarıdır. Her ne kadar ... davada taraf gösterilmemiş, bunun yerine ...’ün daha önce bağlı olduğu Konakpınar Köyüne dava yöneltilmiş ise de, esasen taşınmazın ... sınırları içinde yer aldığı anlaşıldığından taraf durumunda bulunan köy muhtarının yerel bilirkişi olarak dinlenilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Tek tanık olarak ... dinlenilmiş, yerin bir kısmının davacı tarafından kullanıldığını ve burayı fazla kullanmadığı içinde bakımsız hale geldiğini, köylünün buradan gelip geçtiğini bildirmiş ve kadastro mahkemesinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ..., davacı tanığı ..., davalı Hazine tanığı Kemal Kesen ve ...da: dava konusu yerin öteden beri yol olduğunu, köylüler tarafından yol olarak kullanıldığını, davacının bu yerde bir zilyetliğinin olmadığını açıklamışlardır. Dosya arasında bulunan orijinal pafta ve teknik bilirkişilerin krokileri birlikte değerlendirildiğinde, tescili istenen dava konusu yerin 162 ada 1, 152 ada 2, 155 ada 1 ve 156 ada 4 sayılı parseller arasında yer alan yollarla bir bütünlük gösterdiği ve geçişi sağladığı, aynı zamanda köy meydanı niteliğinde bulunduğu açıkça görülmektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B-son fıkrası uyarınca yol ve benzeri orta mallar haritasında gösterilmekle yetinilir. Bu nedenle özel mülkiyete konu olamazlar. Kadastro Mahkemesinde dinlenen tarafların tanıklarıyla yerel bilirkişilerin açık beyanlarında, dava konusu yerin yol olduğunu, köylünün buradan gelip geçtiğini bildirmelerine ve Asliye Hukuk Mahkemesinde keşifte dinlenen ...’ninde dolaylı yoldan bu yerin yol olduğunu açıklamasına karşın dava konusu yerin mahkemece davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi dosya kapsamıyla örtüşmemektedir.
Saptanan bu somut olgular karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Kabul şekline göre de, taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ... Köyü Tüzel Kişiliğine TMK.nun 713/3. fıkrası uyarınca dava yöneltilmemiş ise de, varılan sonuç karşısında bu durum sonuca etkili bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.