Esas No: 2019/206
Karar No: 2021/1787
Karar Tarihi: 05.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/206 Esas 2021/1787 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/206
KARAR NO: 2021/1787
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2014/659 Esas, 2018/1107 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirketin ... Mağazası olarak işletmek üzere kiraya verdiği Kayseri ... AVM Alışveriş Merkezindeki ...-...-... ve ... numaralı bölümlerin ve deponun ... tarafından oluşturulacak konsepte uygun olarak dekorasyon işlerinin yapımına ilişkin 30/05/2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin taşınmazı ... mağazası olarak işletmek üzere kiralayan ... Ltd. Şti'nin davalıya verdiği ön keşif listesine istinaden imzalandığını, işin aciliyeti gerekçesiyle müvekkilinin bir an önce işe başlaması istendiğinden sözleşmeye ekli keşif listesinin dışındaki ilave işlere ilişkin düzenleme yapıldığını, müvekkilinin ... mağaza konseptine göre iş miktarında ortaya çıkan artış ve ilave işlerle birlikte işin tamamını sözleşme ve eklerine uygun bir şekilde tamamladığını, davalının işi kiralayan ... Ltd. Şti. ile birlikte teslim aldığını ve söz konusu taşınmazın halen ... mağazasında işletildiğini, davalının müvekkilinin bakiye alacağını ödememesi nedeniyle bakiye alacağın ödenmesi ihtarıyla Kadıköy ... Noterliğinin 01/10/2013 tarih ve ... yevmiye numarasıyla ihtarname keşide edilerek tebellüğ edildiğini, tebellüğe rağmen temerrüdün sürmesi nedeniyle bu kez alacağın tahsili için İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını ancak davalı borçlunun icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında yüklenici sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme konusu işlerin toplam bedelinin sözleşmede açıkça belirtilerek, ilave işler yapılmasının kararlaştırılması durumunda bunun ayrıca yazılı protokoller ile hükme bağlanacağının ifade edildiğini, davacının ilave iş adı altında bedeller talep etmesi ve ayrıca sözleşme kapsamındaki işlerin bir kısmını başka bir yükleniciye yaptırması sebebiyle kesin hesap yapılamadığını, davalı tarafından sözleşme haricinde hizmet veya iş alınmaması nedeniyle ek bedel taleplerine itiraz edildiğini belirterek, davanın reddini, davacı aleyhine %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, talimat yoluyla yapılan keşifte sözleşmeye dahil olan ve olmayan yapılan mevcut işlerin imalat bedellerinin teknik olarak hesaplandığı, bilirkişiler tarafından varılan nihai ve kesin kanaate iştirak edildiği, sözleşme uyarınca sözleşme bedeli olan 308.000,00 TL+ KDV tutarının 363.440,00 TL olduğu noktasında ihtilaf bulunmamakla davalının yapmış olduğu toplamda 350.242,78 TL'lik ödeme düşülmek suretiyle bakiye 13.197,22 TL alacağın davalının ödemekle sorumlu olduğu bedel olduğu, bunun yanında ilave olarak yapıldığı ifade edilen işlere ilişkin sunulan asıl ve ek bilirkişi raporlarındaki tablolar nazarında ve son rapordaki tespitte elektrik tesisatıyla ilgili olarak yapıldığı sabit görülen ilave işlerin de eklendiği ve iş bu sebeple hükme esas alınması gerektiği, 62.440,86 TL'nin (KDV dahil) elektrik işlerine yönelik yapılan ve bedeli ödenmemiş ek iş bedeli olduğu, 96.624,04 TL'nin (KDV dahil) mekanik işlerine yönelik yapılan ve bedeli ödenmemiş ek iş bedeli olduğu ve davalıdan tahsili gereken toplam bedelin sözleşme bakiye bedeli ve ilave işler toplamı olmak üzere 172.262,11 TL olduğu, takip öncesi keşide olunan ihtarname ile davalının temerrüde düşürüldüğü, buna göre davalının takip öncesi işleyen 1.775,72 TL'lik faiz bedelinden sorumlu olduğu, alacak likit ve belirlenebilir nitelikte olmadığından icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı, reddolunan alacak bedeli yönünden davalı tarafça talep edilen kötü niyet tazminatının da yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul ... İcra Müd. ... E. Sayılı dosyasına vaki itirazının kısmen kabulü kısmen iptaliyle takibin 172.262,11-TL asıl ve 1.775,72-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 174.037,83-TL üzerinden asıl alacak bedeli olan 172.262,11-TL'ye takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit ve belirlenebilir olmayıp tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine, reddedilen kısım yönünden davalı tarafça talep olunan kötü niyet tazminatının yasal şartları gerçekleşmediği takdir olunmakla reddine, karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, taraflar arasında yapılan 30.05.2013 tarihli dekorasyon sözleşmesinin 3. ve 4. Maddeleri göz önünde bulundurulduğunda, sözleşmenin görütü bedel olarak akdedildiğini, TBK'nın 480. Maddesi gereğince eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenicinin, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemeyeceğini, ek işler adı altında yapıldığı tespit edilen işlerin taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca götürü ücret kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından davacı yanın ek işlerinin bedeli tespit edilerek hüküm altına alınmış olduğu belirtilmiş ise de, dava konusu olayda davacı tarafından yapılan işler sözleşme ile belirlenen ve götürü bedelle yapılmış olan işler olduğundan ek iş yapılmasının söz konusu olmadığını, kaldı ki ek iş yapılması halinde sözleşmenin 4. maddesi kapsamında bu hususun taraflarca yazılı hale getilmesi gerektiğini, yapıldığı iddia edilen ek işlere ilişkin taraflarca kararlaştırılmış yazılı bir belge bulunmadığını, mevcut bilirkişi raporları çelişkili olup çelişki giderilmeden hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarında yapılan hesaplamaların tamamen birbirinden farklı olduğunu, son aldırılan iki bilirkişi raporunda da yapmış oldukları itirazların değerlendirilmediğini, cevap dilekçelerinde yer alan savunmaların ve delillerinin değerlendirilmediğini, cevap dilekçelerinde "davacı yanın sözleşme ile belirlenen edimlerini yerine getirmediği ve müvekkili şirketin dava dışı firmalara eksik kalan işleri tamamlattığı iddiası" yer almasına rağmen yerel mahkeme tarafından bu iddialarının değerlendirilmediğini, sunmuş oldukları deliller arasında müvekkili şirket adına dava dışı şirketler tarafından tanzim edilen faturaların sunulduğunu, müvekkili şirket tarafından dava dışı yüklenicilere yaptırılan iş ve işlemlerin davacı yan tarafından yapılmış olarak nitelendirildiğini ve hatalı hüküm tesis edildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafında, takipteki alacaklarının tamamının hüküm altına alınması gerekirken, 20.889,77 TL’nin reddine dair verilmesinin hatalı olduğunu, ek iş kalemlerinin bir kısmına ait miktarlar eksik gösterilmek suretiyle kök raporda düşülen hatanın hükme esas alınan ek raporda giderilmediğini, 2.3 poz no’lu kanal izolasyonu (stüdyo mağaza tarafına) ek iş miktarı 87 m2 olduğu halde raporda hatalı şekilde 60 m2 gösterildiğini, 2.10 poz no’lu sprinkler – pendent ek iş miktarı 20 adt olduğu halde raporda hatalı şekilde 4 adt olarak gösterildiğini, 2.11 poz no’lusprinkler – rozetli ek iş miktarı 5 adt olduğu halde gösterilmediğini, 10.7 poz no’lu depo kısımlarına 33*33 seramik yapılması malzeme+işçilik birim fiyatı sözleşmede 43,40 TL olarak taraflarca belirlendiğini, sözleşme ile kararlaştırılan bedelin taraflar için bağlayıcı olduğunu, bilirkişilerin sözleşme ile kararlaştırılan bedelin tespitinde hataya düştüklerini, davalının iş ve imalatları kullanıyor olduğu halde bedelinin tahsili için yaptıkları icra takibine müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak kasdıyla haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, bu nedenle icra inkar tazminatı taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, hüküm altına alınması gerektiği halde asıl alacak, takip öncesi işlemiş faiz alacaklarından haksız ve hukuka aykırı şekilde reddine karar verilen miktar, yasal koşulları oluştuğu halde reddedilen icra inkar tazminatı talepleri yönünden kararın müvekkili lehine kaldırılarak, sabit hale gelen davalarının ve icra inkar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında, bakiye ve ek imalata ilişkin iş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasında Kayseri ... AVM Alışveriş Merkezindeki 106-107-108 ve 109 numaralı bölümlerin ve deponun ... tarafından oluşturulacak konsepte uygun olarak dekorasyon işlerinin yapımına ilişkin 30/05/2013 tarihili sözleşme imzalanmıştır. Davacı yüklenici tarafından, söz konusu imalata yönelik olarak ön keşfe istinaden mekanik ve elektrik projeleri mevcut olmaksızın işin aciliyeti sebebiyle ön keşif bedeli doğrultusunda sözleşmenin imzalandığı, konuyla ilgili olarak sözleşmeye 4. maddenin eklendiği belirtilerek, bakiye ve sözleşme dışı işler bedelinin davalıdan tahsili talep edilmektedir. Davalı taraf ise, sözleşmenin toplam bedel gösterilmek suretiyle götürü bedel üzerinden imzalandığını, bu sebeple ilave iş yapıldığı iddiasına istinaden davalıdan herhangi bir bedel talep edilemeyeceğini, ilave iş yapımının yazılı olarak ayrıca kararlaştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Dava konusu edilen sözleşme dışı işlerle ilgili olarak yeni bir sözleşme yapılmadığından, yerleşik Yargıtay 15. Hukuk Dairesi kararlarında belirtildiği üzere, bu bakımdan uyuşmazlığa 818 sayılı BK' nın 410. ve devamı maddeleri ile 6098 sayılı TBK'nın 526. ve devamı maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümleri uygulanacak ve sözleşme kapsamında bulunmayan ilave işlerin bedelleri yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle belirlenecektir. Bu ne nedenle davalı vekilinin sözleşme görütü bedelli olduğundan ve sözleşmenin 4. maddesi kapsamında taraflarca yazılı hale getirme mevcut olmadığından, ek işler adı altında yapıldığı tespit edilen işlerin taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca götürü ücret kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine dair istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Yine davalı vekili istinafında, "davacı yanın sözleşme ile belirlenen edimlerini yerine getirmediği ve müvekkili şirketin dava dışı firmalara eksik kalan işleri tamamlattığı iddiası" iddialarının değerlendirilmediği belirtilmiş ise de, davalı tarafça sözleşme konusu işlerin bir kısmın üçüncü kişilere yaptırıldığının ileri sürüldüğü, ancak sözleşme konusu işlere ilişkin KDV dahil 363.440,00-TL'lik faturanın davalı defterlerine kaydedilmiş ve süresinde bir itirazda bulunulmamış olması karşısında, bu faturadaki miktar kadar iş bedeli bulunduğunu iş sahibinin kabul etmiş sayılacağı, davalı tarafın buna dair sunmuş olduğu dava dışı firmalara ilişkin faturaların her zaman temin edilebileceklerinden bu kabulün aksini ispata yeterli olmayacağı anlaşıldığından, davalı vekilinin buna dair istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.Yine davalı vekili istinafında, bilirkişi raporlarındaki çelişki giderilmeden hüküm tesis edildiği, yapılan hesaplamaların tamamen birbirinden farklı olduğu, son aldırılan iki bilirkişi raporunda da yapmış oldukları itirazların değerlendirilmediği ileri sürülmüş ise de,Mahkemece alınan 21.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda; iddia edilen sözleşmeye konu ve ilave işlerden, mekanik ve sıhhi tesisat işleri ile elektrik işlerinin incelenebilmesi için asma tavanın sökülmesi gerektiği, bu sökme işlemi sırasında oluşabilecek zarardan dolayı bu işlere dair bir tespitte bulunulmadığı, tespit edilen diğer işler bakımından davacının taraflar arasında imzalanan sözleşme dışında (mekanik ve sıhhi tesisat işleri ile elektrik işleri hariç) duvar kaplama ve alçıpan işleri zemin kaplama işleri ile boya işlerine ait olmak üzere toplam 35.315,50-TL, yine taraflar arasında imzalanan sözleşme dışında duvar yıkım ve nakliye ile duvar yapımı karo yapımı ve dilatasyon yapımı olmak üzere toplam 27.800,00-TL fazladan iş yaptığı, yapılan incelemelerde davacının eksik imalatının bulunmadığı belirtilmiş, Sonrasında yeni bir heyetten alınan 21.08.2017 tarihli raporda; mahallinde yapılan teknik incelemeler neticesinde davacının davalıya yaptığı ilave işlerin KDV dahil 96.624,04-TL olduğu, davacının ilave işlerle birlikte yaptığı iş tutarının 363.440,00-TL + 96.624,04-TL toplam 460.064,04-TL olduğu, davalının davacıya banka havaleleri ile toplam 350.242,78-TL ödeme yaptığı, davacıya yapılan işlerin toplamı olan 460.064,04-TL'den ödenen 350.242,78-TL mahsup edildiğinde takip tarihi itibariyle 109.821,26-TL davalıdan alacaklı olunduğu belirtilmiş, Aynı heyetten alınan 19.02.2018 tarihli ek raporunda ise, davacının mekanik tesisat konularındaki itirazlarının yerinde olmadığı, bunlara dair hesaplamalarda bir isabetsizliğin bulunmadığı, ek rapor aşamasında yapılan hesaplamaya göre davacının kök rapordaki alacağına ilave olarak 62.440,86-TL daha alacağının bulunduğu, yani toplam 172.262,11-TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir. İlk alınan raporda bir kısım işler incelenmediğinden, incelemesi yapılabilen sözleşmeye konu ve ilave işler incelenmiş, ikinci heyetten alınan kök raporda, ilk raporda incelenemeyen mekanik ve sıhhi tesisat işleri de incelenerek ilave işler bedeli buna göre yeniden belirlenmiş, bu heyetten alınan ek raporda ise, tarafların kök rapora itirazları karşılanmış ve daha önce sözleşme bedeline dahil olarak değerlendirilen bir kısım elektrik işlerinin esasında ilave işler olduğu ve bedellerinin ödenmediği belirtilerek bunlara dair hesaplanan bedel de ilave işler bedeline dahil edilmiştir. Ayrıca, ilk heyetten alınan raporda 363.440,00-TL'lik iş bedeli faturasının davalı defterlerine göre tamamen ödenmiş olduğunun yazmasının sebebi, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 04/09/2013 tarihli 13.197,12-TL'lik fatura miktarının da ödeme miktarına dahil edilmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak bu fatura davacı defterlerinde kayıtlı olmadığından ve dosyada buna dair başkaca bir delil de bulunmadığından ikinci heyetten alınan raporda doğru bir şekilde bu fatura miktarı ödemeye dahil edilmemiş ve bakiye iş bedeli alacağı olarak belirlenmiştir.Buna göre, alınan raporlar arasında esaslı bir çelişki bulunmamakta olup, bir kısım işler ilk heyet tarafından yerinde incelenemediğinden, ikinci heyet tarafından da bir kısım elektrik işleri kök raporda hatalı olarak sözleşme konusu işlere dahil edildiğinden farklılıklar oluşmuş olup, ikinci bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek rapor içerikleri göz önünde bulundurulduğunda, mahkemenin bu raporlara dayalı olarak hüküm kurmasının yerinde olduğu, davalı vekilinin buna dair istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili istinafında, kalan 20.889,77-TL talepleri bakımından da davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, kök raporda ek iş kalemlerinin bir kısmına ait miktarların eksik gösterildiği, ek raporda da bunun giderilmediği, sözleşme ile kararlaştırılan bedelin taraflar için bağlayıcı olduğu, bilirkişilerin sözleşme ile kararlaştırılan bedelin tespitinde hataya düştükleri ileri sürülmüş ise de, yukarıda belirtildiği üzere, dava konusu edilen sözleşme dışı işlerle ilgili olarak yeni bir sözleşme yapılmadığından bunların bedelleri yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle belirlenmesi gerektiğinden, ayrıca bu husustaki itirazlar alınan ek raporda karşılanmış olduğundan davacı vekilinin bu istinafı yerinde görülmemiştir. Yine davacı vekili istinafında, icra inkar tazminatı taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtilmiş ise de, dava konusu ilave iş bedelleri yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlendiğinden alacak likit kabul edilemeyeceğinden buna dair istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. Yapılan bu değerlendirmeler doğrultusunda, ilk derece mahkemesince yazılı olan gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının yerinde olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/10/2018 tarih ve 2014/659 Esas, 2018/1107 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL'nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yatırılması gereken 11.888,52 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.972,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.916,39 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere 05/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.