13. Hukuk Dairesi 2013/6752 E. , 2013/18318 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı müteahhidin davadışı arsa sahibi ile yaptığı kat arşılığı inşaat sözleşmesine istinaden davalıya düşen dairelerden bir tanesini kaba inşaat halinde iken 10.12.2002 tarihinde noterden taşınmaz mal satış sözleşmesi ile satın aldığını, davalı ile düzenlenen 21.01.2004 tarihli senet başlıklı belgede de, taşınmaz satışından kalan 17.500.00.TL" dan 3.500.00.TL" sının ödendiği ve kalan 14.000.00.TL" nın da tapuyu alırken (tesliminden) en geç 3 gün içinde ödeneceğini karşılıklı kabul ettiklerini, 19.08.2004 tarihinde eksikliklerin giderilmesi için ihtarname gönderdiğini, eksikliklerin davalı tarafından giderilmemesi üzerine tespit yaptırdığını ileri sürerek şimdilik dava tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte akdin ifasına ve dairenin teslimine, akdin süresinde ifa edilmemesinden dolayı 1.000.00.TL, tespitte belirlendiği üzere ortak alanlardaki eksikliklerin giderilmesi için 36.000.00.TL, dairedeki eksiklikler ve ayıp için 7.300.00.TL, 2.000.00.TL manevi tazminat, Mayıs 2004 – Mayıs 2006 tarihleri arasında mahrum kalınan kira bedeli için 9.324.00.TL, Mayıs 2006 tarihi ve sonrası için aylık 512.00.TL kira bedeli ile ifa imkansızlığının söz konusu olması halinde durumun davalıdan kaynaklandığının tespiti ile 10.000.00.TL tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama sırasında 15.05.2012 tarihli celsede, bağımsız bölümün verilememesi halinde bağımsız bölüme düşen arsa payının hisse olarak tescili, aynen ifa mümkün değilse dava tarihindeki değeri ile eksik iş bedelinin tahsili, 22.11.2002 tarihli celsede belediyenin yıkım kararı vermesi nedeniyle arsa payının tescili ile aynen ifa mümkün değilse dava tarihindeki değeri olan 73.000.00.TL" nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2013/6752 - 2013/18318
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulü ile 59.000.00.TL" nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu" nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381, 388. ve 389. maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 388. maddesinin son fıkrası ile "Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir. Aynı hüküm 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 297. maddesinde de yer almıştır.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek davacının, dava tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte akdin ifasına ve dairenin teslimine, akdin süresinde ifa edilmemesinden dolayı 1.000.00.TL, tespitte belirlendiği üzere ortak alanlardaki eksikliklerin giderilmesi için 36.000.00.TL, dairedeki eksiklikler ve ayıp için 7.300.00.TL, 2.000.00.TL manevi tazminat, Mayıs 2004 – Mayıs 2006 tarihleri arasında mahrum kalınan kira bedeli için 9.324.00.TL, Mayıs 2006 tarihi ve sonrası için aylık 512.00.TL kira bedeli ile ifa imkansızlığının söz konusu olması halinde durumun davalıdan kaynaklandığının tespiti ile 10.000.00.TL tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama sırasında 15.05.2012 tarihli
celsede, bağımsız bölümün verilememesi halinde bağımsız bölüme düşen arsa payının hisse olarak tescili, aynen ifa mümkün değilse dava tarihindeki değeri ile eksik iş bedelinin tahsili, 22.11.2002 tarihli celsede belediyenin yıkım kararı vermesi nedeniyle arsa payının tescili ile aynen ifa mümkün değilse dava tarihindeki değeri olan 73.000.00.TL" nın davalıdan tahsili ile ilgili talepleri yönünden gerek gerekçede gerekse de hükümde ayrı ayrı karar kurulmadan sadece tapu iptal ve tescil talebi ve maddi tazminat talebi yününden hüküm kurulmuş olması nedeniyle 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.