4. Ceza Dairesi 2014/28473 E. , 2018/15370 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın, 20.11.2012 tarihli talimat duruşmasında şikayetten vazgeçme olursa kabul etmediğini söylemesi karşısında tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede başka nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.
./..
-2-
Somut olayda, sanığın müştekiye söylediği iddia edilen "adamlarımı zor tutuyorum, sen ne yaptığını zannediyorsun, sen benim kim olduğumu biliyor musun, başsavcı benim tanıdığım olur, sen göreceksin kapat telefonu şimdi gidiyorum başsavcının yanına" şeklindeki sözlerin objektif olarak korkutucu nitelikte bulunması ve tehdit suçunda tasarlama unsurunun aranmaması nedeniyle suçun oluşacağı gözetilerek, “tehdit suçunun oluşabilmesi için failin sözleri, mağdur üzerinde ciddi bir korkut yaratmalı, sonucu almaya elverişli, yeterli ve uygun olmalıdır. Aksi taktirde yani korkutucu, ürkütücü, elverişli, ciddi olmayan sözlerde tehdit kastının varlığından ve bu sözlerin tehdit oluşturduğundan söz edilemez. Aniden oluşan gerginlikte de kızgınlıkla söylenen sözlerde bu koşullar gerçekleşmemiştir. Yapılması o an için mümkün bulunmayan ancak kızgınlıkla rastgele söylenen sözlerde açıklanan bu nitelikler bulunmadığından tehdit suçunun oluştuğu ileri sürülemez” şeklindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
2-Kanıtlar değerlendirildikten sonra sanığın mahkumiyetine karar verilmesi halinde ise;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1-2. cümle kapsamındaki tehdit suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı ve o yer ve üst Cumhuriyet savcılarının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25 /09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.