18. Ceza Dairesi 2018/4802 E. , 2019/1747 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/2, 125/4, 43 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 19 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihli ve 2015/253 esas, 2015/539 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun"un 125/2, 125/4, 43 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 19 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/12/2017 tarihli ve 2017/373 esas, 2017/675 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık hakkında Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra, denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmişse de, hükmün açıklanmasına neden olan İstanbul Anadolu 42. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/05/2017 tarihli ve 2016/242 esas, 2017/177 sayılı kararında sanık hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan adlî para cezasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde yer alan “denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.” şeklindeki düzenlemelere aykırı olarak, taksirle işlenmiş bir suçtan dolayı verilen mahkûmiyet nedeniyle sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumlarının incelenmesi gerekmektedir.
a) Şikayetten vazgeçme durumu bakımından:
5237 sayılı TCK"nın 131/1. maddesinde, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır.” hükmüne yer verildiği,
Aynı Kanun"un 73. maddesinin 4. fıkrasında, “kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yine aynı Kanun"un 73. maddesinin 6. fıkrasında ise, Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.” hükmü de yer almaktadır.
5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da, “Türk Ceza Kanunu"nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
İncelenen dosyada; mağdur İlhami Özata’nın, 15/09/2015 tarihli oturumda, şikayetten vazgeçtiğini belirtmesi, bir sonraki celse de sanık ...’ın şikayetten vazgeçmeyi kabul ettiğini belirtmesi karşısında; sanık hakkında hakaret suçlarından açılan kamu davasında TCK"nın 73/4. ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince, hakaret suçlarından açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
b) Hakaret suçunda aleniyet artırımı durumu bakımından:
5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; "Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir." hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un 4. fıkrasında da “hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü düzenlenmiştir.
TCK"nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın, mağdura mesaj göndermek ve telefonla aramak sureti ile hakaret ettiğinin kabulü karşısında; sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde aleniyet artırımı yapılarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
II- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 21/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.