8. Hukuk Dairesi 2011/5009 E. , 2011/5571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.01.2010 gün ve 102/18 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava konusu 126 ada 10 parselin muris İbrahim Şahin’den kaldığını, terekenin taksim edilmediğini, taşınmazın müvekkillerine ait olmasına rağmen kadastro sırasında miras ilişkisi bulunmayan davalılar adına tespit edildiğini açıklayarak tapu kaydının iptaliyle İbrahim Şahin mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar yargılama oturumlarında, taşınmazın İbrahim Şahin mirasçısı Kemal Şahin’den 20.11.1978 tarihli senetle satın alındığını, tespit tarihine kadar aralıksız kullanıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazın İbrahim Şahin’den kaldığı, 1978 yılında mirasçılardan Kemal Şahin tarafından davalıların miras bırakanı ...’a satıldığı, taşınmazın kullanılmasına ses çıkarılmadığı ve davalılar lehine kazanma koşullarının gerçekleştiği açıklanarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kargir ev-arsa niteliğindeki 614 m2 yüzölçüme sahip dava konusu 126 ada 10 parsel ...’in ceddinden intikal etmiş, 1951 yılında ölmesi üzerine mirasçılarından ...’in payının 1978 yılında senetle ...’a satıldığı gerekçesiyle 24.09.1998 tarihinde ... ve ... mirasçıları adına tespit edilmiş, ... tarafından tespite itiraz edilmesi üzerine, Kadastro Komisyonunun 02.10.1998 tarihli kararıyla tespitin iptaliyle taşınmazın ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, komisyon kararının 22.12.1998 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
Dava; miras hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacılar vekili, taşınmazın miras bırakan İbrahim Şahin’den alındığını, taksim edilmediğini, taşınmazın mirasçılardan Kemal Şahin tarafından satılmasının mümkün bulunmadığını ileri sürerek istekte bulunmuştur. Keşif sırasında taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu yerin davacıların murisi İbrahim Şahin’e ait olduğunu, 1951 yılında ölmesi üzerine mirasçılardan Kemal Şahin tarafından kullanılmaya başlandığını, diğer mirasçıların buna ses çıkarmadığını, taşınmazın mirasçılar arasında taksim edilmediğini bildirmişlerdir.
Muris İbrahim Şahin’in ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, taksim edilmediği de belirlenmiştir. TMK.nun 701.maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı Kanunun 702. maddesinde, topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Başka bir anlatımla; elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde mirasçılardan birinin tek başına tasarrufta bulunma yetkisi bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın davacıların murisi İbrahim Şahin’den kaldığı ve mirasçılar arasında yapılmış bir taksim bulunmadığı anlaşıldığına göre, 1978 yılında Kemal Şahin tarafından tek başına yapılan satışa değer verilemez. Diğer mirasçıların taşınmazın kullanılmasına ses çıkarmamış olmaları taksim yapıldığı şeklinde yorumlanamayacağı gibi Kemal Şahin’in zilyetliğini tereke adına sürdürdüğünün kabulü gerekir. Eksikten getirtilen nüfus kayıt tablosuna göre mirasçılardan satıcı Kemal Şahin’in 1995 yılında ölmüş olduğu gözönde tutularak usulüne uygun taraf teşkili yapıldıktan sonra davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.