1. Hukuk Dairesi 2017/411 E. , 2020/2284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, oğlu ile davalının kızı ..."ın 17.08.2009 tarihinde evlendiklerini, kızın yaşının küçük olması sebebi ile ailelerin rızası ile evliliğin yapıldığını, davalının izin vermesine karşılık taşınmaz devrini şart koşması sebebi ile kayden maliki olduğu 2820 ada 5 parsel sayılı taşınmazı 23.10.2008 tarihinde davalıya devrettiğini, oğlu ile gelininin boşanma aşamasında olduklarını, Borçlar Kanunu"nun 27. maddesi hükmü gereğince sözleşmenin geçersiz olup, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olduğunu ileri sürerek dava konusu 2820 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, aksini davacının yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının ahlaka aykırı olarak taşınmazı edindiği, temlik sözleşmesinin Borçlar Kanunu 27. maddesi gereğince geçersiz bir sözleşme olup, yolsuz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “ ... iddianın ileri sürülüş biçimi ve toplanan delillerden temlikin iradi olduğu, davacı her ne kadar oğlu ..."ın, davalının yaşı küçük olan kızını kaçırdığı, davalının da yaşı küçük kızının evlenmesine izin vermesine karşılık dava konusu taşınmazın devrini şart koşması sebebi ile temliki gerçekleştirdiğini, sözleşmenin ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olması sebebi ile geçersiz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış ise de, aynı bakış açısıyla sözleşmenin tarafı olan davacının da aynı amaçla işleme katılmış olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda, Borçlar Kanununun 65. maddesi hükmü karşısında davanın dinlenilmesine yasal olanak bulunmadığı, kaldı ki, oğlu ile davalının kızının boşanma aşamasına gelmesi üzerine, davacının taşınmazı geri istemesinin de hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu açıktır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzerer karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı tarafından temyiz üzerine mahkemece, davacının temyiz harç ve masraflarını muhtıra tebliğine rağmen kesin süre içerisinde yatırmadığı gerekçesiyle 09.06.2016 tarihli ek karar ile temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar, davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla,Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp , düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 54.40 TL. onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.