Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/12534 Esas 2015/4088 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12534
Karar No: 2015/4088

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/12534 Esas 2015/4088 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/12534 E.  ,  2015/4088 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazı davalı Murut"a onunda diğer davalı ..."a devrettiğini, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, müvekilinin borçlu ile ilgisi olmadığını, 13.04.2007 tarihinde 300.000,00 TL"ye aldığı taşınmazı 01.04.2008 tarihinde 400.000,00 TL"sına sattığını kar amacı güdüldüğünü ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, taşınmazın emlakçı vasıtası ile raiç bedeli üzerinden satın alındığını, davanın reddi istemiştir.
    Davalı borçlu vekili, müvekkilinin ekonomik zorlukları nedeni ile taşınmazını sattığını, davalı ..."ı tanımadığını belirtmiştir.
    Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark olmadığı, davalı ... ve ..."ın borçlunun mali durumunu ve ızrar kastını bildiği ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Bunlardan biri de satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunması halinde yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğudur. Dava konusu olayda böyle bir durumun olmadığı anlaşılmıştır. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı).
    Somut olayda, dava konusu taşınmaz 13.04.2007 tarihinde borçlu tarafından davalı ..."a, 01.04.2008 tarihinde de onun tarafından da diğer davalı ..."a satılmış, aynı taşınmazla ilgili olarak davacı alacaklı tarafından yapılan 19.08.2008 tarihli keşif sırasında halen taşınmazda borçlunun eşi ve çocuklarının oturduğu ve bu süre içinde kira bedeli alınmadığı anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, davalı ... vekili taşınmazın 300.000,00 TL"ye alındığını, bir yıl sonra 400.000,00 TL satıldığını %33 kar elde edilen yerde, kira gelirinden vazgeçilmesi karşılığında bu kârın elde edildiğini belirtmiş olmasına rağmen 400.000,00 TL satışı 16 ay vadeli olarak satış yapması çelişkili oluşturmaktadır.
    Buna göre taşınmazın 2007 yılında yapılan satışına rağmen boçlunun eşi ve çocuklarının aynı taşınmazda oturmaya devam etmiş olması ve kar amaçlı alınan taşınmazın 16 vadeli bonolara bağlanarak satılması hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davacı alacaklı vekilinin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle red edilmesi usul ve yasaya aykıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 10.03.2015 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.