Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1592 Esas 2011/5538 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1592
Karar No: 2011/5538
Karar Tarihi: 31.10.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1592 Esas 2011/5538 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1592 E.  ,  2011/5538 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ve ... ile ... ve müşterekleri birleşen dosya davalısı ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 26.01.2010 gün ve 153/16 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar, kadastro çalışmaları sırasında adlarına tespit ve tescil edilen dava dışı 116 ada 2 ve 3 sayılı parsellerin sınırlarında kalması gereken bir kısım yerlerinin, davalılar adına yazılan aynı ada 5 parsel sayılı taşınmazın kapsamında tespit edildiğini açıklayarak, 116 ada 5 parselin bu bölümlerine ilişkin tapu kaydının iptali ile kendilerine ait aynı ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlarına ilave edilmek suretiyle adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Aynı davacılar tarafından 116 ada 4 parsel sayılı taşınmaz maliki ...’a karşı açılan ve birleştirilen davada ise, tasarruf ettikleri bir kısım taşınmazlarının 4 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde kaldığını, bu bölümlerin 116 ada 4 parselden iptali ile adlarına tesciline karar verilmesi istenilmiştir.
    Davalılardan ..., ..., ... ve ..., 11.11.2008 tarihli yargılama oturumunda ayrı ayrı alınan beyanlarında, tüm taşınmazların sınırlarının belli olduğunu ve tel örgü ile ayrıldığını, mahkemece yapılacak keşifte teknik bilirkişilerin ölçümüne göre, davacıların yerlerinin kadastro çalışmaları sırasında kendi taşınmazlarının sınırlarında ölçülmüş ise bu bölümlerin davacılara ait olduğunu kabul ettiklerini açıklamışlar, bu beyanlarını imzaları ile tasdik etmişlerdir. Birleşen davanın davalısı ... 2.12.2009 günlü oturumda, asıl davada keşif sonrası alınan teknik bilirkişinin raporuna göre davanın sonuçlanmasına bir diyeceğinin olmadığını, davacıların asıl dosyadaki davalarını kabul ettiğini bildirmiş, beyanını imzalamak suretiyle tasdik etmiştir.
    Mahkemece, her iki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, dava konusu 116 ada 5 parsel sayılı taşınmaz 27.6.1997 tarihinde ... adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 4.9.1998 tarihinde kesinleşmiştir. 116 ada 4 nolu parsel ise kadastro yoluyla 4.9.1998 tarihinde ... adına tescil edilmiştir. İlk dava 15.8.2008 tarihinde, birleşen dava ise 14.10.2009 tarihinde açılmıştır. İlk olsa bile kabul beyanı var ise bu kabul beyanları dikkate alınarak ona göre hüküm oluşturulması zorunludur. Çünkü kabul beyanları hak düşürücü süreden önce gelir. Bu nedenle bu beyanlara değer verilmesi gerekir.
    Hal böyle olunca, ilk dava tarihine göre hak düşürücü sürenin geçmediği göz önünde bulundurularak ve davacılar...,...,...ve ...’ın kabul içerikli beyanları da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, ... Sulh Hukuk Mahkemesine ait 2007/225 Esas ile aynı mahkemenin 2009/269 Esas numaralı dava dosyalarının da getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.