Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/18269
Karar No: 2022/313
Karar Tarihi: 17.01.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/18269 Esas 2022/313 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/18269 E.  ,  2022/313 K.

    "İçtihat Metni"


    I- TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.11.2021 tarih ve 2021/126802 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar ... ve ...'ın haklarındaki kamu davasının düşürülmesine dair İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.01.2018 tarihli ve 2016/430 esas, 2018/22 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında kurulan hükümde, haklarında çıkarılan yakalama emirlerinin infaz edilemediği, suç tarihinin 2002 yılı olduğu ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 102/3 ve 104. maddelerine göre zaman aşımı süresinin dolduğundan bahisle düşme kararı verilmiş ise de, sanıklar haklarında silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işledikleri iddiası ve bu eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2 ve 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığı, sanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamalarında yakalanamadıkları, bu nedenle savunmalarının alınamadığı, sanıkların üzerine atılı suçun temadi eden suçlardan olduğu, yakalanamayan sanıklar hakkında kamu davası açılması ile birlikte temadinin kesintiye uğradığı, zamanaşımı süresinin iddianamenin tanzim edildiği 05.04.2016 tarihinde başlayacağı cihetle, zaman aşımı süresinin 2002 yılında başlatılması suretiyle, 765 sayılı Kanunun 104. maddesine aykırı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 05.10.2021 gün ve 94660652-105-34-14028-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    II-OLAY;
    İlçe Jandarma Komutanlığının 30.05.2003 tarihli fezlekesi ile yapılan istihbarat neticesinde PKK/KADEK terör örgütü dağ kadrosuna İstanbul ilinde katıldıkları tespit edilen ... ve ... hakkında tanzim edilen tahkikat evraklarının gönderilmesine müteakip Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığının 2003/305 hazırlık numarasına kayden sanıklar hakkında soruşturma başlatılmıştır.
    Fezleke kapsamında, 25.02.2003 tarihinde ...'ın kızının üç ay evvel örgüt mensuplarınca kandırılarak siyasi ve askeri eğitim verilmek üzere götürülmesi olayı ile ilgili bilgi ve görgüsüne başvurulmuştur. ... beyanında özetle, kızı ...'ın (5) yıldır İstanbul'da ikamet eden ve 3-4 yıldır konuşmadığı kardeşi ...'ın yanında ikamet ettiğini, İstanbul'da bir konfeksiyon fabrikasında çalıştığını, üç ay önce komşularından duyduğuna ayrıca yaptığı araştırmaya göre kızının PKK terör örgütü mensuplarınca kandırılarak bilmediği bir yere, tahminince de dağa götürüldüğünü, kardeşinin 1993 yılında örgüt mensuplarınca öldürüldüğünü, kızının nasıl kandırıldığını bilmediğini beyan etmiştir. 06.05.2003 tarihinde ise ...'ın kardeşi ... ile amcasının oğlu ...'ın bilgi ve görgüsüne başvurulmuştur. ... özetle beyanında, kardeşinin 3-4 yıldır amcası olan ...'ın yanında İstanbul'da ikamet ettiğini ve bir konfeksiyon fabrikasında çalıştığını, bundan altı ay önce İstanbul'dan gelen akrabalarının ve orada yaşayan akrabalarından gelen telefonla kardeşi ve amcasının oğlunun, İstanbul'da ikamet eden kürtçe ismini bildiği köyden olan ... isimli şahısla birlikte örgütün dağ kadrosuna katıldıklarını öğrendiğini, kız kardeşinin, halaları ...'ı aradığını, duyduğuna göre önce Ağrı daha sonra da Hakkari iline gittiklerini, yine duyumuna göre ... isimli bir şahsın örgüte eleman kazandırdığını, bu şahsın dağa götürdüğünden şüphelendiğini, götüren şahıstan şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.
    06.06.2001 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı müzekkeresi ile şahısların adreslerinin araştırılarak hazır edilmeleri, şayet Tatvan ilçesinde değiller ise ne zaman ayrıldıklarının, ayrılmadan önce bir eyleme katılıp katılmadıklarına ilişkin istihbarat bilgilerinin tahkik edilerek gönderilmesi İlçe Jandarma komutanlığından istenmiştir.
    18.06.2003 tarihinde ...'ın bilgi ve görgüsüne başvurulmuştur. ... özetle beyanında, ...'ın 08.11.2002 tarihinden itibaren eve gelmediğini, ...'in ise bu tarihten (5-6) gün önce ortadan kaybolduğunu, İstanbul'da kolluğa müracaat ettiklerinde savcılığa müraacat etmelerinin söylendiğini ancak etmediklerini, 2002 yılı Aralık ayında oğlunun telefon açarak kendisinin hangi ülkede olduğunu söylemeden ve sormasına da fırsat vermeden, Avrupa olduğunu söyleyerek telefonu kapattığını, bu tarihten itibaren konuşmadıklarını, yiğeninin nerede olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
    01.07.2003 tarihli İlçe Jandarma Komutanlığı yazısı ile şahıslar hakkında araştırmanın devam ettiği, yakalandıklarında veya adreslerinin tespiti halinde bilgi verileceği belirtilerek, tahkikat evrakları Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
    Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.09.2003 tarih, 2003/305 hazırlık ve 2003/35 nolu yetkisizlik kararı ile köylerinde yapılan araştırmalara istinaden bulunamayan her iki sanık hakkında tanzim edilen soruşturma evrakının, beyanlarda İstanbul'da ikamet ettikleri ve örgüte katıldıkları belirtildiğinden, 08.11.2002 tarihi suç tarihi olarak belirtilmek sureti ile yetkili ve görevli İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
    Soruşturma evrakı İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 2003/1935 hazırlık numarasına kaydedilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığının 13.10.2003 tarihli müzekkeresi ile Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığından sanıkların yakalanmasına çalışılması, yakalandıklarında savunmalarının alınarak evrakın ikmalen gönderilmesi istenmiştir. 28.10.2003 ve 08.12.2003 tarihli müzekkerelerle Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığı, İlçe Jandarma Komutanlığından ... ve ...'in hazır edilmeleri istenilmiştir. 05.12.2003 tarihli tutanakta, ...'ın kızından bir yıldır haber alamadıklarını, İstanbul'da amcasının oğlu ... ile birlikte kaçarak kaybolduğunu, nerede olduklarını bilemediklerini beyan ettiği belirtilmiştir. 09.12.2003 tarihli İlçe Emniyet Müdürlüğü yazısında, ...'in İstanbul'da konfeksiyon işinde çalışırken kaçıp kaybolduğu ve ailesi ile görüşmediğini, adresinin bilinmediğine dair tutanağın gönderildiği belirtilmiştir.
    İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 20.01.2004 tarih ve 2003/1935 hazırlık, 2003/6 karar sayılı görevsizlik kararı ile sanıkların İstanbul'da veya görev ve yetki alanı içerisinde örgüt adına faaliyette bulunduklarına dair delil elde edilemediğinden örgüt adına faaliyette bulundukları yerin tespiti sonrasında evrakın ilgili yer Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek, evrakın Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, itirazı kabil olmak üzere karar verilmiştir.
    Soruşturma evrakı Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığının 2004/69 hazırlık numarasına kaydedilmiştir.
    29.03.2004 tarihinde Cumhuriyet başsavcılığında tanık olarak yeminsiz beyanı alınan ..., 25.02.2003 tarihinde vermiş olduğu ifadesine benzer beyanlarda bulunarak, o tarihten itibaren kızından haber alamadığını, oğlu ... ile kardeşi ...'in daha sonra emniyete müracaat ettiklerini, oğlu ...'nin ise 4-5 ay önce, İzmir'e çalışmaya gittiğini, adresini bilmediğini söylemiştir. 29.03.2004 tarihli tutanakta da, ...'ın çalışmak için İzmir iline gittiği, adres ve telefonunun bilinmediği belirtilmiştir.
    10.06.2004 tarihinde kollukta beyanı alınan ..., ... Köyü muhtarı olduğunu, köyün boş olması nedeni ile Tatvan'da ikamet ettiğini, köyün 1994 yılında PKK terör örgütünün baskıları nedeni ile boşaltıldığını, Cezair ve ...'ın ilçe merkezinde ikamet ettiklerini, köyün boşaltılmasından sonra köy halkının büyük kısmının büyükşehirlere göç ettiğini, ... ve ...'in 2002 yılından önce İstanbul'da örgütün dağ kadrosuna katıldıklarını tanıdıklarından ve babalarından duyduğunu, ...'in 5-6 yıl kadar öncesinde örgüte yardım ve yataklıktan 3 yıl cezaevinde tutuklu kaldığını beyan etmiştir.
    Cumhuriyet Başsavcılığının 27.07.2004 tarih, 2004/69 hazırlık numaralı, suç tarihinin 08.11.2002, sevk maddelerinin ise TCK'nın 168/2, 31, 33 maddeleri olarak gösterilen fezlekesi ile terör örgütü üyesi olmak suçundan, ikamet ettikleri köyün boşaltılması sonrasında İstanbul'a gittikleri ve 2002 yılında örgütün dağ kadrosuna katıldıkları tanık beyanları ve tutanaklardan anlaşılan sanıklarla ilgili hazırlık evrakı, görev ve yetkili Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Dosya, Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2004/624 hazırlık numarasına kaydedilmiştir. Süreçe müzekkereler ile sanıkların açık adreslerinin ve örgüte katılıp katılmadıklarının araştırılması ilgili birimlerden istenilmiş, 07.09.2004 tarihli İlçe Emniyet Müdürlüğü yazısında herhangi bir kayıtlarının bulunmadığı bildirilmiş, 13.09.2004 tarihli tutanakta da jandarma kayıtlarında isimlerinin geçtiği bir terör olayına rastlanılmadığı belirtilmiştir.
    13.09.2004 tarihinde ifadesi alınan "... Köyü GKK"sı ..., ... ve ... isimli şahısları iyi tanıdığını, 1994 yılında örgütün baskıları nedeni ile köy boşaltıldığında ...'in Tatvan'da, ...'in ise ... köyünde ikamet ettiğini, her ikisinin örgüte sempatilerinin olduğunun köyde bilindiğini, 1997-1998 yıllarında İstanbul'a göç ederek orada ikamet ettiklerini, ...'in o yıllarda cezaevinde olduğunu, üç yıl kadar cezaevinde kaldığını, ...'in cezaevinden çıkmasına müteakip on beş gün sonra her ikisinin örgütün dağ kadrosuna katıldığını duyduğunu, şu anda dağ kadrosunda oldukları kanısında olduğunu beyan etmiştir. Aynı tarihte ifadesi alınan ... Köyü muhtarı ... ise ... ve ...'i iyi tanıdığını, 1994 yılında köy boşaltıldığında ...'in Tatvan'da, ...'in ise köyde ikamet ettiklerini, ikisinin örgüte sempatilerinin olduğunun bilindiğini, 1997-1998 yıllarında İstanbul'a göç ederek orada ikamet ettiklerini, ...'in o yıllarda cezaevinde olduğunu, üç yıl kadar cezaevinde kaldığını ve çıkmasına müteakip on beş gün sonra her ikisininde terör örgütünün dağ kadrosuna katıldığını duyduğunu, şu anda da dağ kadrosunda oldukları kanısında olduğunu beyan etmiştir.
    Van Cumhuriyet Başsavcılığının "01.10.2004 tarih, 2004/624 hz sayılı daimi arama kararı" ile Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığından sanıkların araştırılarak, açık kimlik ve adreslerinin tespiti ile yakalanmaya çalışılması, yazışmaya mahal bırakmaksızın her üç ayda bir bilgi verilmesi istenmiştir. 19.10.2004 tarihli tutanakta sanıkların amca çocukları oldukları ve birlikte ...'ın İstanbul'da ikamet eden babasının yanına gittikleri belirtilmiştir.
    Van Cumhuriyet Başsavcılığının 25.11.2004 tarihli yazısı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından, sanıkların ...'ın yanında oldukları bildirildiğinden, belirtilen adresten celpleri ile sorgu ve savunmalarının tespiti, adreste değilseler nerede oturduklarının sorularak düzenlenecek evrakın gönderilmesi istenilmiştir. 21.12.2004 tarihinde beyanı alınan ... ise özetle, ...'in yiğeni, ...'in ise öz oğlu olduğunu, 2002 yılı Kasım ayında ...'in kayıp olduğunu duyduğunu, iki gün sonra da oğlunun kaybolduğunu, yaklaşık 15 gün sonra kendisini telefonla arayan oğlu ...'in biz iyiyiz, artık bizi aramayın, yurtdışındayız diyerek konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattığını, ...'in konuşmada adını vermediğini, sadece biz diye konuştuğunu, adres vermediğini, konuşmadan sonra bir daha görüşmediklerini, beraber olup olmadıklarını, nerede ve ne iş yaptıklarını bilmediğini beyan etmiştir. 06.01.2005 tarihli yazı ile de Van Cumhuriyet Başsavcılığına, sanıklar bulunamadığından ifadelerinin alınamadığı, talimat evrakının bila ikmal iade edildiği bildirilmiştir. Yine süreçte 25.02.2005 tarihli Dudullu Ş. İ. Akkoyun Polis Merkezinin yazısı ile gönderilen bila tarihli ifade tutanağında da ..., oğlunun iki seneden beri kayıp olduğunu, telefon dahi etmediğini, oğlu ve yiğeninin nerede olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
    2004 ve 2010 yılları arasında sanıkları yakalamaya yönelik araştırmalarda temin edilemedikleri, hangi bölgede olduklarının veya açık ve kesin adreslerinin bilinemediği hususlarında tutanakların tanzim edildiği; 28.02.2006 tarihli İlçe Jandarma Komutanlığının kayıtların güncellenmesi için gönderdiği yazı ekinde bulunan bila tarihli (5) kişinin adının geçtiği daimi arama kararlarının devam edip etmediği sorulan şahıslara ait isim listesinde (3) ve (5) sıralarda adları ile "01.10.2004/624" numarasının belirtildiği ve 16.05.2006 tarih, 2004/624 soruşturma sayılı Cumhuriyet Başsavcılığı yazısı ile halen arandıklarının bildirildiği görülmüştür.
    Van Cumhuriyet Başsavcılığı, 23.09.2010 tarih, 2004/624 soruşturma ve 2010/40 karar sayılı yetkisizlik kararı ile sanıklar hakkında terör örgütü üyesi olmak suçundan yürütülen soruşturma kapsamında, 1994 yılında ikamet ettikleri köyün terör olayları nedeni ile boşaltılması üzerine İstanbul iline gittikleri, burada ikamet ettikleri sırada 2002 yılında PKK terör örgütüne katıldıkları, ... hakkında aynı suçtan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2003/350 esas sayılı dava dosyasında kovuşturma yürütüldüğü, ...'ın örgüte katılmadan önce İstanbul'da ayrıntıları belirtilen adreste ikamet ettiği ve bir konfeksiyon atölyesinde çalıştığı, bilinen en son adresinin bu adres olduğu, atılı suçun işlendiği yerin İstanbul ili olması nedeni ile dosyanın CMK 250 Maddesi ile görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekilliğine gönderilmesine karar verilmiştir.
    23.09.2010 tarih, 2004/624 soruşturma sayılı, Van Cumhuriyet Başsavcılığının Tatvan İlçe Jandarma Komutanlığına yazdığı, daimi aramanın iadesi konulu yazıda, ... ve ...'ın daimi arama kararı ile yakalanmalarının istenildiği fakat dosyanın yetkisizlik kararı ile gönderilmesi nedeni ile daimi arama kayıtlarının kapatılarak, bila infaz iade edilmesi istenmiştir. Yazı ekinde ... hakkında, 2005/383 gıyabi tevkif numarası ile yasadışı örgüt üyesi olmak suçundan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/350 esas sayılı dosyasından 25.10.2005 tarihinde CMK'nın 93/3 maddesinden gıyabi tevkif kararı verildiği, bir diğer sayfada ise ismi yazılı olmamakla birlikte İstanbul 1 Nolu DGM'nin 1999/178 esas ve 2002/228 karar sayılı, 05.09.2002 tarihli dosyasında mahkumiyet, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 1999/178 esas, 2002/228 karar sayılı, 05.09.2002 tarihli kararında mahkumiyet kararı verildiği, 2003/350 esas sayılı dosyada sanık bilgilerinin yer aldığı dökümün bulunduğu görülmüştür.
    Dosya, Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1952 soruşturmasına kaydedilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığının 10.11.2010 tarihli daimi arama ve araştırma talimatı ile şüpheliler hakkında araştırma yapılarak savunmaları alınmak üzere hazır edilmeleri, tekide mahal bırakmaksızın çalışmalarla ilgili 3 ayda bir bilgi verilmesi kolluktan istenilmiştir. Bu kapsamda hazırlanan 20.12.2010 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü fezlekesinde; 30.04.1999 tarihinde yapılan uygulamada yakalanarak gözaltına alınan şahıslarla örgütsel ilişki içerisinde bulunduğu tespit edilen ...'ın 02.05.1999 tarihinde yakalanarak gözaltına alındığı, 24.02.1999 tarihinde Pendik'te sağlık ocağında iki adet piknik tüpünü patlatma eylemini, 06.03.1999 tarihinde ... Muhtarlık binasının önünde bulunan doğalgaz dağıtım regülatörüne piknik tüpü koyarak patlatma eylemini, 12.03.1999 tarihinde tırın molotoflanarak yakılması, 14.03.1999 tarihinde Pendik'te bulunan kereste fabrikası deposuna molotof atılarak bir aracın hafif şekilde yanması, 21.03.1999 tarihinde yasadışı slogan atılan gösteriye katıldığının tespit edildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250 SMY) 31.10.2005 tarih ve 2005/383 arama, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250 SMY), 25.10.2005 tarih, 2003/350 esas sayılı yakalama emrine istinaden arandığı, Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığının 2004/624 sayısına istinaden arandığı, ...'in de 2004/624 sayısına istinaden İlçe Jandarma Komutanlığınca arandığı, arama ve yakalama çalışmalarına devam edildiği bildirilmiştir. 16.08.2011 tarihli yazı ile de Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturma kapsamında arandıkları bildirilmiştir.
    İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığının, 11.05.1999 tarih, 1999/1116 hazırlık ve 1999/633 esas nolu iddianamesi dosyaya celp edilmiştir. Bu iddianamede, sanık ...'ın, 18.02.1999 ve 21.03.1999 tarihleri arasında, yasa dışı PKK Terör Örgütü içinde oluşturulan Aponun Kadın İntikam Şahinleri isimli komiteye dahil olarak molotoflu örgütsel eylemleri gerçekleştirmek suçundan, 30.04.1999 tarihinde diğer şüphelilerle birlikte gözaltına alındığı, 06.05.1999 tarihinde tevkif edildiği belirtilerek, 24.02.1999 tarihinde Pendik'te sağlık ocağında iki adet piknik tüpünün yakılarak konulması ancak tüplerin patlamaması, 06.03.1999 tarihinde de ... Muhtarlık binasının önünde bulunan doğalgaz dağıtım regülatörüne iki adet piknik tüpünün patlaması amacı ile yakılıp konması ancak patlamaması nedeni ile gerçekleştirilemeyen eylemleri, 12.03.1999 tarihinde bir tır aracına molotof kokteyli atılarak yakmaya teşebbüs edilmesi, 14.03.1999 tarihinde Pendik'te bulunan kereste fabrikası deposuna molotof atılması ve bir aracın hafif şekilde yanması eylemlerini gerçekleştirdiği, 21.03.1999 tarihinde yasadışı slogan atılan gösteriye katıldığının tespit edildiği ve hakkında emniyet kayıtlarında daha önce herhangi bir eylem veya faaliyete katıldığına dair kayıt, bilgi bulunmadığı belirtilerek, diğer sanıklarla birlikte bir araya gelerek teşkil ettikleri liderliğini ...'nun yaptığı "Aponun Kadın İntikam Şahinleri" adlı komite içerisinde üye olarak diğer sanıkla birlikte birden fazla kez molotoflu eyleme iştirak etmekten dolayı 3713 sayılı Kanunun 2/2 maddesi delaleti ile TCK'nın 168/2, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK'nın 264/6-8 (beş safer tatbiki), TCK'nın 31, 33, 40 maddelerince tecziyesine karar verilmesinin istenildiği görülmüştür.
    24.08.2011 tarihli yazı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliğinden, 2010/1952 soruşturma sayısı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar hakkında, CMK'nın 100 maddesince yakalama emri çıkartılması istenmiştir. CMK 250 Maddesi ile Görevli İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi hakimince, 24.08.2011 tarih, 2011/974 değişik iş nolu kararı ile talebin kabulü ile şüpheliler hakkında CMK'nın 100 ve müteakip maddeleri gereği gıyaben tutuklanmalarına karar verilerek yakalama emri düzenlenmesine karar verilmiştir.
    30.09.2011 tarihli Emniyet Müdürlüğü yazıları ile şüpheliler hakkında yakalama emirleri doğrultusunda çalışmalara başlandığı belirtilmiştir. 08.11.2011 tarihli tutanakta, ...'ın bahse konu Ümraniye'de bulunan adreste civarında rastlanılmadığı, adres araştırıldığında babasının ikamet ettiği ancak yaklaşık üç ay önce taşındığı, babasının yeni ikametinin de tespit edildiği, şüpheliyi eski ve yeni ikamete gidip gelirken görenin olmadığı, 2002 seçimlerinden bir hafta önce evden habersiz ayrıldığı, bir daha da kendisinden haber alınamadığı, ailesince Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğüne kayıp ihbarında bulunulduğu bildirilmiş ise de herhangi bir kaydına rastlanılmadığı, şahsı yaklaşık 10 yıldır görenin olmadığı, babasının yazları Tatvan'da, kışları ise İstanbul'da ikamet ettiği, şahsın yurda giriş çıkış kaydının bulunmadığı, şahsın il dahilinde bulunabileceği başka bir adresin tespit edilemediği, 04.12.2012 tarihli tutanakta ise ...'ın, babası ve üvey annesinin belirtilen adresten taşındıkları, yeni adreslerinde ise babasının beyanına göre şahsın 15 yıl önce PKK terör örgütü saflarına katıldığı, 2005 yılında İran'da çıkan çatışmada öldüğü ve oraya defnedildiği, bu konu ile ilgili elinde resmi bir kaydın olmadığı, ayrıca kızı olan ...'inde 4-5 ay önce kaybolduğu, kendisinden haber alınamadığı, bu nedenle şahsın yakalamasının mümkün olmadığı çalışmaların halen devam ettiği bildirilmiştir.
    TMK'nın 10 Maddesi ile Görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1952 soruşturma ve 2013/94 birleştirme nolu kararı ile sanıklar hakkında ki dosyanın, 2012/1742 soruşturma numaralı dosya ile hukuki irtibatı bulunduğundan dosyaların birleştirilmesine ve soruşturmaya 2012/1742 numaralı dosya üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
    13.06.2014 tarihinde çıkartılan vukuatlı nüfus kayıtlarına göre her iki sanıkta sağdır.
    İstanbul Cumhhuriyet Başsavcılığının 13.03.2014 tarih, 2012/1742 soruşturma ve 2014/438 karar sayılı görevsizlik kararı ile aralarında sanıkların adlarının da geçtiği görülen şüpheliler hakkında ki silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen dosyanın, ayrıca her iki sanık yönünden suç tarihlerinin 08.11.2002 ve suç yerinin Tatvan olarak belirtilerek, 6526 sayılı Kanun ile 3713 sayılı TMK'nın 10 maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeni ile görevli ve yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 13.06.2014 tarih, 2014/38178 soruşturma ve 2014/1691 karar sayılı, aralarında şüpheliler ... ve ...'inde adlarının geçtiği, suç tarihinin 2007, suç yerinin İstanbul olarak belirtildiği ayırma kararı ile süreçte birleştirilmek sureti ile takipleri yapılan ve örgütün kırsal alanına katıldıkları iddia edilen sanıkların, diğer şüpheliler ile irtibatlı olduklarına dair bir bulgunun bulunmaması, ikamet adreslerinin farklı olması ve dosyaya yansıyan olgular nazara alınarak, soruşturma ve araştırmaların ayrı yürütülmesi gerektiğinden evraklarının tefriki ile 2014/84410 soruşturma numarasına kaydına karar verilmiştir.
    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/84410 soruşturma, 2014/8517 karar sayılı, suç tarihinin 08.11.2002 tarihi olarak belirtildiği yetkisizlik kararı ile de ...'ın, ...'ın, ...'ın beyanlarına istinaden sanıkların Ümraniye'de bulunan ...'ın ikametinde iken, örgüte katılmak için ikameti terk ettikleri anlaşıldığından, nerede faaliyet yürüttükleri tespit edilememişse de, CMK'nın 13/1 maddesince suç yerinin Ümraniye ilçesi olması nedeni ile yer itibari ile yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
    Dosya İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/100405 soruşturma sayılı evrakına kaydedilmiştir. 11.07.2014 tarihli müzekkere ile de kolluktan şüphelilerin aile ve yakın çevreleri araştırılarak yakalanmaları istenmiştir.
    08.08.2014 tarihinde ...'ın kollukta bilgisine başvurulmuştur. Beyanında özetle, 1999 yılında PKK terör örgütü eylemlerine katıldığından cezaevine konulan oğlunun, 05.11.2002 tarihinde cezaevinden çıktığını, 2002 yılı seçimlerine kadar yanında kaldığını ve çalışmadığını, yeğeni olan ...'in ise 2002 yılı kasım ayında örgüte katılmak üzere evden ayrıldığını, abisi ile birlikte ...'i aramışlarsa da bulamadıklarını, örgüte gitmesini engelleyemediklerini, oğlu ...'in örgüte katılabileceğinden endişe duymaya başladığını zira oğlunun cezalarının onanması halinde tekrar cezaevine girmekten korkmaya başladığını söylediğini, seçimlerden sonra yoklama kaçağı olması nedeni ile oğlunu askerlik şubesine götürdüğünü, 15-20 kasım tarihlerinde Antalya'da birliğine teslim olması gerektiğinden evden ayrılan oğlunun, yaklaşık bir hafta sonra arayarak askere gitmediğini, örgüte katıldığını, merak etmemesini söylediğini, bir daha kendisinden haber alamadığını, 2005 yılında Tatvan Jandarmadan aranarak ismini hatırlamadığı bir örgüt üyesinin 2005 yılında İranda bir çatışmada oğlunun İran askerlerince öldürüldüğünün ve oğlunun örgüt içerisindeki adının ... kod olduğunu beyan ettiğinin söylendiğini, hukuki yollardan cenazesini getirme arayışına girse de sonuç alamadığını, mahallede taziye çadırı kurduklarını, ... hakkında ise bilgisinin olmadığını fakat örgüt içerisinde olduğunu bildiğini beyan etmiştir.
    Her ikisi sanığın, sağ olduklarına dair 25.11.2014 tarihli nüfus ve adli sicil kayıtları görülmüştür.
    İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 03.03.2016 tarih, 2014/100405 soruşturma sayılı, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine hitaben, suç tarihinin 08.11.2002 olarak belirtildiği, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, her iki sanığın açık kimlik bilgileri ve yakalamalı oldukları belirtilerek, özetle süreçte ifadeleri alınan ..., ..., ...'ın ve de ...'in beyanlarından ve yapılan istihbari araştırmalardan örgütün dağ kadrosuna katıldıkları değerlendirilen, ...'ın 1999 yılında örgüt adına faaliyet göstererek gerçekleştirdiği eylemlerden yakalandığı ve tutuklu kaldığı, tahliyesinden kısa süre sonra örgütün dağ kadrosuna katıldığının değerlendirildiği belirtilerek, haklarında İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesince, 24.08.2011 tarihinde yakalama kararı çıkartılan ancak yakalanamayan her iki sanığın, örgütün dağ kadrosuna katılarak burada örgüt adına savaşçı olarak bulunmak sureti ile atılı suçu işlediklerinden TCK'nın 341/2, 53 maddelerinden cezalandırılmaları istenilmiştir.
    İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/42 iddianame değerlendirme numaralı, 14.03.2016 tarihli kararı ile sanıkların örgüt üyesi olduklarına, örgütsel bağlantılarına ilişkin olayların iddianamede açıklanmadığı, sadece arşiv kayıtlarından bahsedildiği, hangi eyleme katıldıklarının belirlenemediği, ...'ın beyanında telefonla arandığının belirtilmesine rağmen HTS kayıtlarının celp edilmediği, leh veya aleyhlerine delillerin toplanmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiştir.
    15.03.2016 tarihli yazısı ile Cumhuriyet savcısınca her iki sanığın örgüte katılmak için "08.11.2003" tarihinde evden ayrıldıklarının, dağ kadrosunda oldukları değerlendirildiğinden iddianamenin hazırlandığını, eylemleri tespit edilemediğinden iddianamede anlatılamadığını, sanıkların tespit edilen bir telefon numaraları bulunmadığından, HTS raporlarının alınmasının mümkün olmadığını, şüphelilerin yurt dışına nasıl ve neden çıktığına dair tespitin dosyaya bir katkı sağlamayacağını ayrıca bu hususun yargılama aşamasında da tespit edilebileceğini belirterek, kararın kaldırılmasına yönelik itirazda bulunmuştur.
    İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.03.2016 tarih 2016/338 değişik iş sayılı kararı ile Cumhuriyet savcısının itirazının reddine oy birliği ile karar verilmiştir.
    Dosya, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/40386 soruşturma sayısına kaydedilmiştir. 18.03.2016 tarihli müzekkere ile TEM Şube Müdürlüğünden iade kararında belirtilen eksikliklerin tamamlanarak düzenlecek evrakın gönderilmesi istenilmiştir.
    04.04.2016 tarihli İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü yazısında, ... Kod ... isimli şahsın ADNKS'de ikamet kaydının bulunmadığı, ailesinin ADNKS kayıtlarında Ümraniye İlçesinde belirtilen adreste ikamet kaydının bulunduğu, kullandığı GSM hattı tespit edilemediğinden herhangi bir HTS çalışması yapılamadığı, şahsın herhangi bir yurtdışı giriş- çıkış kaydının bulunmadığı; UYAP Kayıtlarında İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/1974 esas sayılı dosyasından 2011/825 değişik iş arama no sayılı yakalama emrine, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/350 esas, 2005/383 no sayılı yakalama emrine istinaden ve Van Cumhuriyet Başsavcılığının 01.10.2004 tarih 2004/624 hz sayılı yakalama emrine istinaden terör amaçlı örgüte üye olma suçlarından arandığı şeklinde kaydının bulunduğu, arşiv kayıtlarında örgüt üyeliğinden yakalandığı savcılıktan serbest bırakıldığı, örgüt adına faaliyetlerde bulunmak suçundan 30.04.1999 yılında yakalandığı, 1999/55 sayılı soruşturma dosyası kapsamında sevk edildiği adli makamlarca tutuklandığı şeklinde kaydının bulunduğu; ... isimli şahsın ADNKS'de ikamet kaydının bulunmadığı, ailesinin ADNKS kayıtlarında Tatvan İlçesinde belirtilen adreste ikamet ettiği, kullandığı GSM hattı tespit edilemediğinden HTS çalışması yapılamadığı, herhangi bir yurtdışı giriş-çıkış kaydının bulunmadığı, tespit edilemediği, UYAP kayıtlarında İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/974 esas ve 2011/826 değişik iş sayılı yakalama emrine istinaden ve Van Cumhuriyet Başsavcılığının 01.10.2004 tarih ve 624 sayılı yakalama emrine istinaden terör amaçlı örgüte üye olma suçlarından arandığına dair kaydının bulunduğu; arşiv kayıtlarında örgüt adına faaliyetlerde bulunma suçundan arandığı şeklinde kaydının bulunduğunun tespit edildiği ile 2010/1952 sayılı soruşturma dosyasında ...'ın 02.05.1999 tarihinde yakalanarak gözaltına alındığı tahkikat kapsamında sorumlu tutulduğu eylemlerin belirtilerek, ... hakkında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığının ancak iltisaklı kurumlarla yapılan yazışmalarda; ... kod ...'ın terör örgütü içerisinde Irak'ın kuzeyinde bulunan kamplarda faaliyet gösterdiği, ...'in ise kırsal alanda faaliyet gösterdiği şeklinde bilgiler elde edildiği bildirilmiştir.
    İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 05.04.2016 tarih, 2016/40386 soruşturma, sayılı, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine hitaben, suç tarihinin 08.11.2002 ve suç adının silahlı terör örgütüne üye olma suçu ve yakalamalı oldukları belirtilerek, ayrıntılı kimlik bilgileri verilen sanıklar hakkında özetle, ..., ..., ... ve ...'ın beyanları belirtilerek bahse konu beyanlarda örgüte katıldıkları, müracaat tarihinden itibaren yapılan araştırmalarda nerede oldukları bilgisine ulaşılamadığı, yapılan istihbari çalışmalarda dağ kadrosuna katıldıklarının değerlendirildiği, sanıklardan ...'ın 1999 yılında terör örgütü adına faaliyet göstererek eylemlerde bulunduğu ve yakalandığı, bir müddet tutuklu kaldığı, tahliyesinden kısa bir süre sonra ortadan kaybolarak örgütün dağ kadrosuna katıldığının değerlendirildiği, her iki sanık hakkında İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.08.2011 tarih ve 2011/974 d.iş sayılı kararıyla yakalama emri çıkarıldığı ve bu tarihten itibaren yakalanamadıkları, örgütün dağ kadrosuna katılarak burada örgüt adına savaşçı olarak bulunmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediklerinden, TCK'nın 314/2 ve 53/1 maddelerince cezalandırılmalarına karar verilmesi istenmiştir.
    08.04.2016 tarihli nüfus kayıtlarına göre her iki sanıkta sağdır.
    11.04.2016 tarihinde İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2016/74 dosya nolu kararı ile iddianamenin kabulüne karar vermiştir. Mahkemenin 11.04.2016 tarihli tensiple verdiği kararla, CMK'nın 13. maddesi uyarınca suçun işlendiği yer belli değilse, şüphelinin veya sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, ancak olayda sanıkların yakalanamadığı, ayrıca 08.04.2016 tarihli nüfus kayıt örneğine göre yerleşim yeri adreslerinin olmadığı anlaşıldığından, yetkili mahkemenin CMK 13/3. maddesi uyarınca ilk usuli işlemi yapan yer olan mahkeme olduğu gerekçesi ile dosyanın CMK'nın 12 ve devamı maddelerince yetkili İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.04.2016 tarih ve 2016/139 esas, 2016/106 karar sayılı gerekçeli kararı sanık ...'ın ailesinin bulunduğu belirtilen Ümraniye'deki adrese tebliğe gönderildiği, içeriğinde gerekçeli kararın bulunduğu belirtilen örnek no:25 tebligat mazbatasında adreste sorulduğunda tanınmadığı ve mahalle muhtarında kaydının bulunmadığı, yeni adresi bilinmediği şerh edilerek, 26.04.2016 tarihinde merciine iade edildiği, yine gerekçeli kararı bulundurur örnek no 25 tebligat mazbatasıyla da süreçte tahliye edildiği belirtilen ... Köyü'ndeki adrese tebligatın gönderildiği, ... Muhtarı'nın imzalı ve mühürlü beyanına göre muhatap adresten ayrıldığından 09.05.2016 tarihinde merciine iade edildiği; diğer sanık ...'ın ise Tatvan'da bulunan adresine içeriğinde gerekçeli kararın bulunduğu örnek no:25 içerir tebligatın gönderildiği, adreste tanınmadığı, adresle ilgisinin olmadığı, muhtar tasdiki ile iade şerhi ile tebligatın 29.04.2016 tarihinde merciine iade edildiği, bunun üzerine Tebligat Kanunu 35 maddesine göre ...'ın Tatvan'da belirtilen adresine tebligat çıkarıldığı, 16.05.2016 tarihli örnek no 6 tebligat mazbatasında Tebligat Kanunu 35. maddesi gereğince çıkış mercii tarafından düzenlenen örnek 6 nolu tebliğ evrakın bir parçası muhatabın kapısına yapıştırılarak tebliğ edilmiş olup, durumdan komşusu isimi imzadan imtina etmiş, haberdar edilmiştir şerhi ile diğer sanık ... içinde Tebligat Kanunu 35 maddesine göre ... Köyü'nde belirtilen adresine tebliğe gönderildiği, 17.05.2016 tarihli örnek no 6 tebligat mazbatasında Tebligat Kanunun 35 maddesi gereğince çıkış mercii tarafından düzenlenen örnek 6 nolu tebliğ evrakı parçasının muhatabın kapısına yapıştırılarak tebliğ edilmiş olup, durumdan komşusu isimi imzadan imtina etmiş haberdar edilmiştir şerhinin yazıldığı görülmüştür.
    26.05.2016 tarihli kesinleşme şerhinde, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/139 esas ve 2016/106 karar sayılı kararının itiraz edilmeden 25.05.2016 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir.
    Dosya İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/251 esasına kaydedilmiştir. 06.06.2016 tarihli mahkemeye sunulan mütalaada Cumhuriyet savcısı, sanıkların Ümraniye ilçesindeki adreslerinde ikamet ederek yine bu yerde çalıştıklarının sabit olması nedeni ile ikametgahları ve dolayısı ile suça bakmakla yetkili merciinin belli olduğu, yargılama yetki ve görevinin İstanbul Anadolu Ağır Ceza Mahkemesine ait bulunduğu anlaşılmakla yetkisizlik kararı verilmesini istemiştir. 09.16.2016 tarihli tensiple verilen, 2016/251 esas ve 2016/208 karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın sanıkların örgüte katılmadan önce "İstanbul İli Ümraniye İlçesi Yukarı Dudullu Mahallesinde ikamet etikleri anlaşıldığından, yakalama emri çıkarıldığını gerekçe gösterilerek ilk usulü işlemin yapıldığı yerin yetkili olduğu belirtilmiş ise de; TBMM tarafından 21.02.2014 tarihinde kabul edilen, 06.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanunun 1. maddesince 6352 sayılı yasanın geçici 2. maddesi gereğince görevlendirilen mahkemelerin ve CMK 250 ile görevli İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin görevinin sona erdirildiği dikkate alındığında, Cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine verilen yakalama kararının kanuni bir zorunluluktan kaynaklanması ve bu durumun ilgili yasa maddesi ile ortadan kaldırılması, sanıkların ikametgahlarının dosya kapsamından şüpheye bırakmayacak şekilde belirli olması, sanıkların bu ikametgahlarından örgüte katılma iradesi göstererek ayrıldıklarının sabit olması, sanıkların eylemlerinin İstanbul (Anadolu) Ağır Ceza Mahkemesinin yetki sınırları içerisinde olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 12. maddesince mahkemenin yetkisizliğine, olumsuz yetki uyuşmazlığı oluştuğundan, CMK'nın 4/2 maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 17.10.2016 tarih, 2016/8308 E. ve 2016/8373 K. sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.04.2016 tarih ve 2016/139 E. 2016/106 K. sayılı yetkisizlik kararının kaldırılmasına, oy birliğiyle karar vermiştir.
    Dosya, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/430 esasına kaydedilmiştir. 30.11.2016 tarihli tensipte, sanıklar hakkında soruşturma aşamasında çıkartılan yakalama kararının kaldıralarak kovuşturma aşamasına geçildiğinden yeniden yakalama kararı çıkartılmasına karar verilmiştir. 16.03.2017, 14.09.2017, 19.12.2017 tarihli duruşmalarda sanıklar hakkında çıkartılan yakalama kararlarının infazı beklenilmiştir. 23.01.2018 tarihli duruşmada, iddia makamı özetle, kamu davasının zamanaşımı nedeni ile 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2 maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi talep ve mütalaasında bulunmuş ve tefhim olunan hükümle, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılmaları istemi ile açılan kamu davasının, suç tarihi itibari ile 765 sayılı TCK'nın 102/3-4, 104/2 maddesince olağanüstü dava zaman aşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle, CMK'nın 223/8 maddesince ayrı ayrı düşürülmesine, oy birliği ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. 23.01.2018 tarih, 2016/430 esas, 2018/22 karar sayılı gerekçeli kararında sanıkların 1999-2002 yılları arasında terör örgütü lehine faaliyet gösterdikleri, 08.11.2002 tarihinden bu yana sanıklara ulaşılamadığı, dosya kapsamına göre sanıkların 2002 yılından sonra terör örgütüne üyeliğinin devam ettiğine ilşikin delil bulunmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesince temadinin 2002 yılında kesildiğinin kabulü ile suç tarihi itibariyle 765 sayılı yasanın yürürlükte olması nedeni ile lehe-aleyhe yasa değerlendirmesi yapılması sonunda, 765 sayılı yasanın 165/2 maddesi gereğince olağan üstü zamanaşımı süresi olan 15 yıllık sürenin 2017 yılında dolduğu, yasanın 66/1-d ve 67 maddesi gereğince olağan üstü zaman aşımı süresi olan 22 yıl 6 aylık sürenin 2024 yılında dolacağı anlaşıldığından, 765 sayılı yasa sanıklar lehine olduğunun kabul edildiği belirtilmiştir.
    30.11.2016 tarihli müzekkerelerle, sanıklar hakkında çıkartılan yakalama emirlerinin bila infaz kayıtlarının kapatılarak gönderilmesi istenilmiştir.
    Sanık ...'ın, karar başlığında belirtilen Tatvan'daki adresine gerekçeli kararı içerir örnek no 25 tebligat mazbatası ile kararın tebliğe çıkartıldığı, 06.02.2018 tarihli şerhte özetle "muhatap gösterilen adreste... oturan, ismen soruldu tanınmıyor olduğu tespit edilmiştir. Yeni adresi bilinmiyor. Komşusu isim ve imzadan imtina etmiştir. Ayrıca ilgili mahalle muhtarı tasdik ve imzadan imtina etmiştir. Evrak çıkış merciine iade" olunduğu, diğer sanık ...'ın Ümraniye'de belirtilen adresine gerekçeli kararı içerir örnek no 25 tebligat mazbatası ile kararın tebliğe çıkartıldığı, 08.02.2018 tarihli şerhte özetle "gösterilen adreste ...soruldu. Muhatap taşınmış. Evrak merciine iade" edildiği belirtilmiştir. Yine her iki sanık yönünden belirtilen adreslerine, tebligat kanunu 35 maddesine göre örnek no 6 mazbatası ile gerekçeli karar tebliğe gönderilmiştir. Sanık ... yönünden 26.03.2018 tarihinde "Tebligat Kanunu 35 maddesi gereğince çıkış merci tarafından düzenlenen 6 örnek nolu tebliğ evrakının bir parçası muhatabın kapısına yapıştırılarak; diğer sanık ... yönünden ise 24.03.2018 tarihinde "Tebligat Kanunu 35 maddesi gereğince çıkış merci tarafından düzenlenen 6 örnek nolu tebliğ evrakının bir parçasının muhatabın kapısına yapıştırılarak" tebliğ edildiklerine, sanık ... yönünden ... Köyüne çıkartılan tebligata ise 23.05.2016 tarihinde "Tebligat Kanunu 35 maddesine göre tebliğ edilmiştir. 6 Nolu örnek kapısına yapıştırıldı" kayıtlarının şerh edildiği görülmüştür.
    18.04.2018 tarihli kesinleşme şerhlerinde, kararın temyiz edilmeden, her iki sanık yönünden de 03.04.2018 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir.
    25.06.2021 tarihli yazısı ile HSK başmüfettişi, mahkeme denetimi sırasında dosyanın incelenmesinde, sanıklar hakkında her ne kadar düşme kararı verilmiş ise de iddianamenin 05.04.2016 tarihinde tanzim edildiği, sanıkların kovuşturma ve soruşturma sırasında yakalanamamaları nedeni ile savunmalarının alınamadığı, suçun temadi eden suç vasfında olduğu, yakalanamayan sanıklar hakkında kamu davasının açılması ile temadinin kesileceği zamanaşımı süresinin iddianamenin düzenlendiği tarihte başlayacağı gözetilmeden düşme kararı verilmesinin kanuna aykırı olması nedeni ile kesinleşen karara yönelik kanun yararına bozmaya başvurulması Cumhuriyet başsavcılığından istenilmiştir.
    İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 30.06.2021 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne yakalanamayan sanıklar haklarında kamu davası açılması ile birlikte temadinin kesintiye uğradığı, zamanaşımı süresinin iddianamenin tanzim edildiği 05.04.2016 tarihinde başlayacağı, bu haliyle zamanaşımı yönünden gözetilmesi gereken 5237 sayılı TCK'nın 66/1-d ve 67/4 maddelerince zaman aşımı süresinin dolmadığı, dolayısı ile sanıklar hakkındaki davanın düşürülmesine dair İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.01.2018 tarih, 2016/430 Esas, 2018/22 Karar sayılı kararının usul ve kanuna aykırı olduğundan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi görüşünde bulunulmuştur.
    UYAP kayıtlarında yapılan incelemede; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün 21.02.2019 tarihli yazısında ... isimli şahıs hakkında iltisaklı kurumlarla yapılan çalışmalarda; PKK/KCK-PJAK terör örgütünün kırsal yapılamasına 2002 yılının son aylarında katılım yaptığı ve örgüt içerisinde faaliyet yürütürken 2005 yılı yaz aylarında Kelareş (İran) bölgesinde etkisiz hale getirildiği, cesedinin İran da bulunduğu, İstanbul'da ikamet eden ailesi tarafından 2013 yılında taziye düzenlendiği şeklinde bilgilerin iletildiği, yapılan çalışmalarda, şahsın babası ile görüşülerek bilgi alma ve fotoğraf teşhis tutanağı düzenlenerek bir suretin sunulduğu, 14.01.2019 tarihli teşhis tutanağında ...'a terör örgütü güdümünde haber yapan internet sitesi adresinde ... isimli örgüt mensubu olabileceği değerlendirilen fotoğrafla ilgili teşhiste, haber içeriğindeki şahsın oğlu ... olduğunu, 1999 yılında içeriğini bilmediği siyasi bir konu ile alakalı ceza evine girdiğini, 2002 yılında tahliye olduğunu, askerliğini yapmadığı için ceza evinden çıktığı gün askerlikle alakalı aranması olduğundan karakolda bir gece kaldıktan sonra Ümraniye Askerlik şubesine götürüldüğünü, orda tamamlanan askerlik işlemleri sonrası Antalya iline askerlik yapması için evraklarının verildiğini, o günün gecesi ben askere gidiyorum diye evden ayrıldığını, kendisinden haber alamadıkları için araştırdıklarında askere gitmemiş olduğunu, PKK'ya gitmiş olduğunu öğrendiklerini, 2005 yılında MED TV'de ki bir yanında oğlunun İran ülkesinin Kelareş bölgesinde öldüğünü öğrendiklerini, o dönem PKK'nın içinde bulunan akrabaları ...'ın teslim olduğunu ve olduğu ifadesinde oğlunun İran'da öldüğünü söylediğini, bununla ilgili Tatvan Jandarmadan aranılıp oğlunun öldüğünün söylendiğini, konsolosluk aracılığıyla müracaatta bulunarak cenazesini getirmek için dilekçe vermiş ise de böyle ölümlü resmi olarak bir kayıtlarının bulunmadığı için yapacak bir şeylerinin olmadığı şeklinde cevap verildiğini, İran ülkesi Kelaraş bölgesinde mezarının olduğunu ama mezarının tam nerede olduğunu da bilmediğini, 2005 yılında Ümraniye Parseller mahallesinde bulunan evinde taziye yaptığını beyanla, teşhiste bulunduğu görülmüştür.
    Dosyaya yansımamakla birlikte tutanakta yazılan adrese yönelik re'sen internette açık arama yapıldığında, isim benzerliği bulunan ... adlı bir şahıs hakkında da 2016 yılında öldüğüne dair bir haber ve yayının bulunduğu görülmüştür.
    III- HUKUKİ UYUŞMAZLIK:
    Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar hakkında olağanüstü zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile verilen düşme kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmakta ise de öncelikli olarak kararın kanun yararına bozmaya konu olup olmayacağının değerlendirilmesi gereklidir.
    IV- HUKUKİ MEVZUAT;
    A-) TEBLİGAT KANUNU
    İlanen tebligat:
    Madde 28 – Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.
    Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır.
    Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. (Değişik ikinci cümle: 19.3.2003-4829/9 md.)
    Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.
    Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malüm adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar.
    İlan şekli:
    Madde 29 – İlan suretiyle tebliğ, tebliği çıkartacak merciin mucip sebep beyaniyle vereceği karar üzerine aşağıdaki şekilde yapılır.
    1. İlan alakalının ıttılaına en emin bir şekilde vasıl olacağı umulan ve varsa (…) tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde intişar eden birer gazetede ve ayrıca elektronik ortamda yapılır.
    2. Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti, tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerine de asılır.
    (1) 11.1.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “ayrıca” ibaresi metinden çıkarılmış ve aynı bentte yer alan “gazetede” ibaresi “gazetede ve ayrıca elektronik ortamda” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
    (Değişik : 6.6.1985 - 3220/9 md.) Merci, icabına göre ikinci defa ilan yapılmasına karar verebilir. İki ilan arasındaki müddet bir haftadan aşağı olamaz. Gerekiyorsa ikinci ilan, yabancı memleket gazeteleriyle de yaptırılabilir.
    İlanın ihtiva edeceği kayıtlar:
    Madde 30 – İlanda, alakalıların ad ve soyadları, işleri, ikametgah veya mesken yahut iş yerleri, tebliğ olunacak evrak muhteviyatının hulasası, tebliğin anlaşılabilecek şekilde mevzuu, sebebi, ilanın hangi merciden verildiği, ilan daveti tazammun ediyorsa nerede ve ne için, hangi gün ve saatte hazır bulunulacağı yazılmak lazımdır.
    İlanen tebligatta tebliğ tarihi:
    Madde 31 – (Değişik : 6.6.1985 - 3220/10 md.)
    İlanen tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır.İlanen tebliğe karar veren merci, icabına göre daha uzun bir müddet tayin edebilir. Ancak, bu süre 15 günü geçemez.
    Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti:
    Madde 35 – Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
    (Değişik fıkra: 11.1.2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
    (Değişik: 19.3.2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
    (Ek : 6.6.1985-3220/12 md.; Değişik fıkra: 11.1.2011-6099/9 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.
    (Ek fıkra: 11.1.2011-6099/9 md.) Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.
    B-)TEBLİGAT TÜZÜĞÜ
    Adresin meçhul olması:
    Madde 46 –Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.
    Bu Tüzük hükümlerine göre tebligat yapılamıyan ve 13 üncü madde mucibince yapılan soruşturmaya rağmen ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır.
    Adresi meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına tebliğ mazbatasına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, lüzum görürse, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden veya zabıta vasıtasiyle tahkik ve tesbit ettirebilir.
    İlan, tebligatta başvurulacak son çaredir.
    İlanen tebligat usulü:
    Madde 47 – İlanen tebliğ, alakalı merciin yukarı ki maddeye müsteniden sebebini göstermek suretiyle vereceği karar üzerine aşağıdaki şekilde yapılır:
    1– İlan, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin ıttılaına en emin bir surette vasıl olacağı umulan bir gazete de yapılır.
    Ayrıca, varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde intişar eden bir gazeteye de ilan verilir. Bu gazetenin intihabında da yukarıki fıkra hükmü nazara alınır.
    Muhatabın ıttılaına en emin surette vasıl olacağı umulan gazete, tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde intişar eden bir gazete ise, ayrıca bir diğer gazete ile ilan yapılmaz.
    2– (Değişik : 5.10.1987 - 87/12170K.) Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti bir ay süreyle tebliği çıkaran mercide herkesin kolayca görebileceği bir yere asılır.
    Merci, gerekirse, ikinci defa ilan yapılmasına karar verebilir. İkinci ilanda yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre yapılır. İki ilan arasındaki süre bir haftadan az olamaz. İkinci ilan gerekiyorsa, yabancı memleket gazeteleriyle de yaptırılabilir.
    Adresi yabancı memlekette bulunanlara ilan yoluyla tebliğ yapılmasını gerektiren hallerde, tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin bilinen en son adresine, ayrıca, iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasında saklar.
    İlanın ihtiva edeceği kayıtlar:
    Madde 48 – İlanda, alakalıların ad ve soyadları, işleri, ikametgah veya mesken yahut işyerleri, tebliğ olunacak evrak muhteviyatının hülasası, tebliğin anlaşılabilecek şekilde mevzuu, sebebi, ilanın hangi merciden verildiği, ilan daveti tazammun ediyorsa nerede ve ne için, hangi gün vesaatte hazır bulunacağı yazılmak lazımdır.
    Tebliğ tarihi:
    Madde 49 – (Değişik : 5.10.1987 - 87/12170K.)
    İlan yoluyla tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır. İlan yoluyla tebliğ yapılmasına karar veren merci, işin gereğine göre daha uzun bir müddet tayin edebilir. Ancak bu süre onbeş günü geçemez.
    İlanın yaptırılması:
    Madde 50 – İlan, tebliği çıkaran merci tarafından masrafı 6 ncı maddeye tevfikan alakalısından alınarak 47 nci madde mucibince tayin edilecek gazete de neşrettirilir.
    İlan yabancı bir memleket gazetesi ile neşredilecekse 36 ila 39 uncu maddeler hükümleri de kıyasen tatbik olunur.
    Değiştirilen adresin bildirilmesi mecburiyeti ve yapılacak muameleler:
    Madde 55 – Muhataba veya adresinde bu Tüzüğün gösterdiği usullere göre onun yerine tebellüğ edebilecek birine veya 30 uncu madde mucibince tebligat yapılmış ve fakat muhatap sonradan adresini değiştirmiş, olursa yeni adresini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
    Adresini değiştiren kimse yenisini alakalı mercie bildirmez ve fakat çıkarılan tebligat üzerine tebliğ memuru 28 inci maddenin ilk fıkrasındaki usule göre yeni adresi tesbit ederse aynı maddenin üç ve dördüncü fıkraları mucibince ve son fıkrasındaki hal vakı ise 30 uncu maddeye tevfikan muamele yapar.
    Tebliğ memuru bu suretle muhatabın yeni adresini tesbit edemezse, tebliğ evrakı, çıkaran mercie iade edilir. Bu mercie muhatabın yeni adresi bir diğer alakalı tarafından bildirilirse, tebliğ evrakı o adrese gönderilir. Aksi takdirde mercice tahkik muamelelerine tevessül olunmayarak bu Tüzüğe ekli 6 numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adrese ait kapıya ve diğer nüshası da divanhaneye talik ettirilir. Eski adresin kapısına talik tarihi, tebliğ tarihi sayılır.
    Mütaakıp tebliğler, yalnız o kazai merciin divanhanesine talik suretiyle yapılır.
    Tebliğ evrakı kapıda iki gün, divanhanede biray müddetle asılı kalır.
    (ek : 5.10.1987 - 87/12170 K.) Daha önce tebliğ yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adreslerle kamu idare, kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
    V-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;
    Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
    Sanık aleyhine yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulabilmesi mümkündür; fakat, bu halde hükmün aleyhe sonuç doğurmamak üzere bozulması gerekir (CGK'nın 21.11.2006 gün, 2006/23-246 esas, 2006/241 karar ve 14.06.2005 gün ve 55-64; 04.07.2006 gün ve 185-175 sayılı kararları).
    Usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen ve bu nedenle kesinleşmeyen kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna başvurulamaz (CGK'nın 11.05.2004 gün, 2004/10-95-114 sayılı kararı).
    Kanun yararına bozmaya dair istem yazısında belirtilen karar yerine başka bir kararın yasa yararına bozulmasına karar verilmesi de isteme bağlılık kuralına aykırılık oluşturur (CGK'nın 29.09.2009 gün 2009/6-177-210 sayılı kararı).
    Her ne kadar talepnamede İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar hakkında verdiği 23.01.2018 tarih, 2016/430 esas ve 2018/22 sayılı kararı kapsayan dosyadan bahsedilmiş ise de, gerek fezleke gerekse kanun yolu formundan ve gönderilen dosya içeriği ile UYAP dokümanlarından açıkça anlaşılacağı üzere istem ve dosya kapsamının, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.01.2018 tarih, 2016/430 esas ve 2018/22 sayılı kararına yönelik olduğu izahtan vareste olmakla, iş bu husus tevdiiyi gerektirir bir husus olarak addedilmemiş, yazım hatası kabul edilmiştir.
    Bu bilgiler ışığında somut olayda, İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığının, 11.05.1999 tarihli iddianamesi ile 18.02.1999 ve 21.03.1999 tarihleri arasında PKK terör örgütü içinde oluşturulan komiteye dahil olarak eylemler gerçekleştirdiğinden 30.04.1999 tarihinde gözaltına alınarak 06.05.1999 tarihinde tevkif edildiği ve tahliyesini müteakip askere gidecek iken 08.11.2002 tarihinden itibaren kendisinden haber alınamadığı fakat 14.01.2019 tarihli bilgisine başvurulan ve 2005 yılında İran'da çıkan çatışmada öldüğünden taziye çadırı kurduğunu belirten babasının beyanı ve fotoğraf teşhisi kapsamında örgüte müzahir sitede 2005 yılında öldüğü belirtilen ... ile akrabası olan ve yakın tarihlerde ... ve ... adlı kişilerle birlikte örgüte katıldığı, kendisinden haber alınamadığı belirtilen ... hakkında, örgütün dağ kadrosuna katıldıkları iddiası ile başlatılan soruşturma kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılmaları istemi ile tanzim olunan 05.04.2016 tarihli iddianamenin, 11.04.2016 tarihinde kabulünü müteakip yapılan yargılama neticesinde, haklarında düzenlenen tutuklama ve yakalama emirleri infaz edilemeyen, ayrıca gaiplik veya kaçaklık kararı bulunmayan sanıklar hakkında verilen düşme kararının, her ne kadar UYAP sisteminde yurt içi ikametgah ve mernis kaydı olarak adres işlendiği görülmüş ise de, süreçte tanzim edilen tutanak ve kararlarda belirtildiği üzere adreslerinin meçhul olduğunun, önceden yargı merciince usulünce yapılmış bir tebligatın bulunmadığının görülmesi karşısında, çıkarılan davetiyelerin Tebligat Kanununun 28. maddesi yerine, şartları oluşmadığı halde 35. maddesi gereğince tebliğ edilmiş kabul edildiği görülmekle talebe konu karar usulüne uygun olarak kesinleştirilmediğinden istemin reddine karar verilmiştir.
    VI- SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.01.2018 tarihli ve 2016/430 E, 2018/22 K. sayılı kararının kesinleşmemesi nedeni ile öngörülen şartlar oluşmadığı için yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi