14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/2992 Karar No: 2013/4878 Karar Tarihi: 29.03.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/2992 Esas 2013/4878 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2013/2992 E. , 2013/4878 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.11.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... kayyımı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, iki adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davalı ... kayyımı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... kayyımı temyiz etmiştir. T.C. Anayasasının 141/. maddesi uyarınca “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” 6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere; “Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.” Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297/1 c maddesi gereğince; Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri. 279/2. maddesinde ise “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olaya gelince; mahkemenin karar gerekçesinin büyük bir kısmı bu dava ile ilgili olmadığı gibi, hüküm sonucunun 8. bendinin de başka bir davaya ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, T.C. Anayasasının 141/3. maddesi ve 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesi anlamında ortada gerekçeli bir kararın varlığından söz etmek mümkün değildir. Ayrıca, mahkemece “UYAP sisteminden kaynaklanan hata” olduğundan söz edilerek karar temyiz edildikten sonra karar gerekçesi ve hüküm sonucunu değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesi de doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 29.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.