20. Ceza Dairesi 2019/7383 E. , 2020/3610 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın 03/12/2019 tarih ve 94660652-105-34- 15938 - 2019 – Kyb sayılı yazısı ile, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul 66.Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2014 tarihli, 2014/1140 esas ve 2014/283 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11/12/2019 tarihli ve 2019/124779 sayılı ihbar yazısı ekinde dosyaların Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 14/06/2010 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” eylemi nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 10/11/2010 tarihli, 2010/31174 soruşturma, 2010/20705 esas ve 2010/14870 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1,53 ve 54.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı,
2- Yapılan yargılama sonucunda İstanbul 10.Sulh Ceza Mahkemesinin 20/01/2014 tarihli, 2012/40 esas ve 2014/100 karar sayılı kararı ile; sanık savunması alınarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca sanığın denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 18/02/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
3- İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 11/03/2014 tarihli 2014/3016 DS sayılı çağrı yazısının 21/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak 20/05/2014 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4- Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul 66.Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2014 tarihli, 2014/1140 esas ve 2014/283 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1,62,50/1-a ve 52/2-4.maddeleri gereğince 6.000,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 15/12/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun yararına Bozma İstemi:
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62, 50/1-a ve 52. maddeleri gereğince 6.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2014 tarihli ve 2014/1140 esas, 2014/283 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, her ne kadar mahkemesince verilecek kararın niteliği düşünülerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 193/2. maddesine dayanılarak sanığın savunması alınmaksızın mahkûmiyet hükmü kurulmuş ise de; 5271 sayılı Kanun"un 193/2. maddesinde yer alan, "(Ek fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./28.mad) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." şeklindeki ve anılan Kanun"un 195/1. maddesinde yer alan, "Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, atıla suça ilişkin olarak sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2014 tarihli ve 2014/1140 esas, 2014/283 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi:
İncelenen dosyada, sanık hakkında, 14/06/2010 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 10/11/2010 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda İstanbul 10.Sulh Ceza Mahkemesinin 20/01/2014 tarihli, 2012/40 esas ve 2014/100 sayılı kararı ile; sanığın savunması alınarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 11/03/2014 tarihli 2014/3016 DS sayılı çağrı yazısının 21/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak 20/05/2014 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, İstanbul 66.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 28/11/2014 tarihli,2014/1140 esas ve 2014/283 sayılı kararı ile de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 193/2. maddesine dayanılarak sanık savunması alınmadan sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1,62,50/1-a ve 52/2-4.maddeleri gereğince 6.000,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
5271 sayılı Kanun"un 193/2. maddesinde yer alan, "(Ek fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./28.mad) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." şeklindeki ve anılan Kanun"un 195/1. maddesinde yer alan, "Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 195. maddesindeki istisnaî durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı,ancak İstanbul 10.Sulh Ceza Mahkemesinin 20/01/2014 tarihli, 2012/40 esas ve 2014/100 karar sayılı dosyasında sanık hakkında yakalama emri çıkarılarak sanık savunmasının alındığı, kanun yararına bozma incelemesine konu karara ilişkin yargılamada yeniden savunma alınmasının gerekmediği,sanığa CMK’nın 195.maddesinde yer alan “duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda karar verilebileceği” açıklamasını içeren duruşma davetiyesinin tebliğ edildiği gözetildiğinde, daha önceki yargılamada savunması alınan sanığın savunma hakkının kısıtlandığından sözedilemeyeceği, anlaşıldığından kanun yararına bozma istemi yerinde görülmmemiştir.
D-)Karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle; İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2014 tarihli ve 2014/1140 esas, 2014/283 sayılı kararı kanuna uygun olduğundan, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine 01.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.