12. Hukuk Dairesi 2016/4192 E. , 2016/6694 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçluların icra mahkemesine başvurularında, senedin rakamla yazılı bedel kısmında tahrifat yapılmak suretiyle gerçekte 5.000,00 TL olmasına rağmen 25.000,00 TL haline getirildiğini, borçlu ..."nin borçlu şirketin yetkilisi olması nedeniyle senetteki imzasından şahsen sorumlu olmadığını ve sair itiraz-şikayet sebeplerini ileri sürerek takibin iptali ile tazminat talep ettikleri, mahkemece, borçlu...."nın imzasının kendisini bağladığı gerekçesi ile bu yöne ilişkin borca itirazın reddi ile birlikte tahrifat iddiasının kabulü ile takibin 22.595,61 TL"lik kısmının iptaline, tazminat isteminin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Borçlu ..."nin temyiz itirazları yönünden;
TTK"nun 776/1-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için "senedi tanzim edenin imzasını" ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. TTK"nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun"un 678. maddesi gereğince şirket yetkilisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK"nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun"un 701 ve 702. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekli değildir.
Senedin keşideci bölümünde şirket temsilcisinin elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde, imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın ise imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup, birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir (HGK"nun 05/10/2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı).
Somut olayda kambiyo takibine konu edilen bonoda, her ne kadar kefil bölümünde borçlu ..."nın adı ve soyadı yazılı ise de, adı geçenin imzaları, kefil kısmının hizasına gelecek şekilde basılan borçlu şirket kaşesi üzerinde bulunup açıkta imzanın bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda her iki imza da kaşe üzerinde olup açıkta imzası olmayan borçlunun senetten şahsi sorumluluğu bulunmayacağından mahkemece, borçlu ..."nın borca itirazının kabulü ile takibin bu borçlu yönünden tümden iptali ve borçtan şahsen sorumlu olmadığı açıkça anlaşıldığı halde aleyhine takip yapan alacaklının ağır kusurlu olduğunun kabulü ile alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2- Borçlular ... Ltd. Şti. ve ... yönünden;
Senet bedelinde tahrifat yapıldığı iddiası borca itiraz olup, İİK"nun 169-a/6. maddesine göre borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu (asıl) alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir.
Somut olayda, borçluların itirazlarının esasa ilişkin nedenlerle kabul edildiği görüldüğü gibi, itiraz dilekçelerinde de tazminat talepleri bulunduğundan mahkemece, İİK"nun 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz olunup kabul edilen miktar üzerinden borçlular lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken reddi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.