17. Hukuk Dairesi 2013/19340 E. , 2015/4005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, destek ..."ın, meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, ... plakalı karşı araç sürücüsü davalı ..."ın kazada tamamı ile kusurlu olduğunu, diğer davalı ...."nin davalı ... "ye sigortalı ... plakalı aracın maliki ve işleteni olduğunu, müvekkillerin desteğinin ise ..."ye sigortalı olan kazaya karışan diğer ... plakalı araçta yolcu olarak bulunmakta olduğunu ve hiçbir kusurunun bulunmadığını, KTK ve Poliçe hükümleri gereği bu davalı sigorta şirketinin de maddi zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, koltuk sigortasından doğan tazminat haklarına ilişkin haklarının saklı kaldığını, müvekkili ve çocuklarının bu olay nedeni ile manevi ve maddi zararlara uğradığını, tüm alacak kalemlerine ilişkin fazlaya ilişkin haklar saklı olmak kaydıyla, ... için şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan (sigorta şirketlerinden poliçe limiti ile sınırlı olarak) müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... için 40.000,00 TL, diğer davacılar ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 25.000,00"er TL olmak üzere toplan 140.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketleri dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davacıların açmış olduğu davanın haksız olduğunu, müvekkili ..."ın kusursuz olduğunu, kazaya karşı tarafın sürücüsünün sebebiyet verdiğini, emniyet kemeri takmadan yolculuk yapan müteveffanın da ağır ihmal ve kusuru bulunduğunu davacıların tüm zararının tazminini müvekkilinden ikmal etmeye çalıştıklarını, hakkaniyete ve hukuka aykırı fahiş miktarların talep edildiğini, tazmin edilecek bir husus ve ödenecek bir tazminat var ise bu hususta müvekkiline ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının sorumlu olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı .... vekili, ... plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde mecburi mali mesuliyet sigortası bulunduğunu, şirketlerinin sorumluluğunun azami limitle sınırlı olduğunu ve manevi zararlardan sorumluluğu olmadığını, davanın açılmasına sebep olmadıkları, temerrüde düşmediklerinden bahisle davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkili nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı ... plaka sayılı aracın sürücüsünün kusurlu bulunması durumunda sorumluluğun azami limit ile sınırlı olacağına, dava açılmasına sebebiyet vermedikleri için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar ... ve ... den 31/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine, diğer davacıların manevi tazminat taleblerinin kısmen kabulü ile her biri için 3.000,00"er TL manevi tazminatın davalılar ... ve ... den 31/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için ayrı ayrı takdir olunan manevi tazminatın çok düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile manevi tazminata dair hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 09/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.