20. Hukuk Dairesi 2013/5069 E. , 2013/8249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 21.12.2009 tarihli dilekçesiyle, ...Beldesi, .... Yaylasında müvekkiline ait ve 256 numaralı orman sınır noktası yakınlarında bulunan taşınmazın 1987 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları dışında olduğu halde, 03.12.2009 tarihinde askı suretiyle ilânı yapılan düzeltme işlemi sırasında orman sınırları içine alındığını belirterek, düzeltme işlemenin hatalı yapıldığı iddiasıyla düzeltme işleminin iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davacının davasının kabulüne ve 53 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılıp 03.12.2009 tarihinde 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 10. maddesi uyarınca ilân edilen düzeltme işleminin, 245, 255 ve 256 orman sınır noktalarının davacının taşınmazını çevreleyen kısımları bakımından iptaline, dava konusu yerdeki orman sınır hattının 08.08.2010 tarihli krokili ve koordinatlı raporda kırmızı kalemle çizili olup, fiilî zeminde orman hattı olarak belirtilen hat olduğunun tespiti ile düzeltmenin bu şekilde yapılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, nitelik ve mülkiyet değişikliği dışında aplikasyon, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü ve fennî hataların düzeltilmesine ilişkin işlemin iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 03.04.1986 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 03.12.2009 tarihinde ilân edilen ve çekişmeli taşınmaz bakımından eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi vardır.
Mahkemece, davacının davasının kabulüne verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Hükme dayanak raporu hazırlayan orman bilirkişi ..., çekişmeli taşınmazı ilgilendiren 245 ve 256 orman sınır noktalarını yerel bilirkişilerin zeminde yer göstermeleri, açı, mesafe, tutanak ve koordinat denetimleri yapılarak zemine uyguladığını ve buna göre orman sınır noktalarını doğru yerde belirlediğini beyan etmiş ise de, bir örneği dosyada bulunan orman kadastro haritasındaki hat ile bilirkişi tarafından düzenlenen hat uygulaması çelişkili olup, mahkemece yapılan keşifte, çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları ile ilgili olarak keşif tutanağına yansıtılmış yerel bilirkişi beyanı bulunmadığı gibi zeminde orman sınır noktaları bulunmuşsa bu husus da keşif tutanağına yansıtılmamış, ayrıca orman kadastro tutanakları, orman kadastro tutanaklarının düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası uygulanarak orman kadastro tutanakları bu yolla da desteklenmediğinden, orman bilirkişi Adem Sönmez’in, yerel bilirkişilerin zeminde yer göstermeleri, açı, mesafe, tutanak ve koordinat denetimleri yapılıp zemine uygulanarak orman sınır noktalarını doğru yerinde bulup uyguladığına dair beyanını denetleme olanağı bulunmamaktadır. Yargı denetimine olanak vermeyen soyut bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle orman kadastro çalışmalarında kullanıldığı bildirilen Pafta No: ...-028-d4-III, ...-028-d3-IV; ...P28-al-II, Alanya-P28-a2-I ile yine kullanılan Fotoğraf Şerit No: 125-126, Resim No: 301, 302, 372, 373 numaralı pafta ve hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri Orman Yönetiminden temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak dört kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak çekişmeli taşınmazı ilgilendiren 245 ve 256 sayılı orman sınır noktaları zeminde bulunup fotoğraflanmalı, yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ve yukarıda belirtilen hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon, 2/B madde ve 4999 sayılı Kanuna göre yapılan haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde ve 4999 sayılı Kanuna göre yapılan harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yargı denetimine olanak vermeyen yetersiz ve soyut bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.