Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/14145
Karar No: 2011/3706

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/14145 Esas 2011/3706 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/14145 E.  ,  2011/3706 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AKÇAABAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/05/2010
    NUMARASI : 2009/246-2010/161

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları A. E., 139 ada 12 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi. . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1915 doğumlu miras bırakan A.n 25.2.2006 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak davacı çocukları ve torunları ile dava dışı çocukları N., A., N.ve C.in kaldığı, dava konusu 139 ada 12 parsel sayılı taşınmaz miras bırakan A. adına kayıtlı iken 20.1.1998 tarihinde dava dışı oğlu A."ye satış suretiyle temlik ettiği, A..nin de tekrar 21.4.2000 tarih 687 yevmiye  nolu satış işlemi ile miras bırakan A.a, miras bırakan A.ın da 21.4.2000 tarih 688 yevmiye nolu satış işlemi ile oğlu A."nin  kayınpederi olan davalı H. İ.e temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacılar, miras  bırakan tarafından davalıya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; miras bırakanın satış ihtiyacının bulunmadığı, sağlığında oğlu A.nin yanında kaldığı, tanık anlatımlarına göre, dava konusu taşınmazı davalının damadı; murisin oğlu olan A."nin kullandığı, taşınmazın, miras bırakan tarafından önce oğlu A.satış suretiyle temlik edildiği, bir süre sonra A."nin aynı şekilde miras bırakana devrettiği, miras  bırakanın da aynı gün Ali"nin kayınpederi olan davalıya satış yoluyla devrettiği, taşınmazın resmi akitte gösterilen  değeri ile o tarih itibariyle keşfen belirlenen gerçek  değeri arasında aşırı fark bulunduğu gibi, davalının satış bedelini ödediğine ilişkin savunmasını da kanıtlamayamadığı; diğer  yandan, miras bırakanın, A.nin eşi, davalının kızı olan N.a satış suretiyle temlik ettiği 2 parça taşınmaza ilişkin olarak davacılar  tarafından N.aleyline muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan ve eldeki davadan tefrik edilen tapu iptal ve tescil davasının kabulle sonuçlandığı, temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkelerle, somut olgular birlikte  değerlendirildiğinde, çekişme konusu taşınmazın, miras bırakan tarafından, davalıya yapılan temlikinin mirasçıdan  mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu benimsenerek davanın kabulüne karar  verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı olduğu üzere  davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   30.3.2011  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.


     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi