Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda U. Köyü çalışma alanında bulunan .ada . parsel sayılı 195,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı H.. A.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. B.., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile murisi R. B. mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında R. B. mirasçıları davaya muvafakat vermiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının 1/2 payının iptali ile belirtilen payları oranında R. B.mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı H.. A.. tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş, davalı taraf ise, cevap dilekçesinde ekli pul bulunduğu halde bilirkişi raporlarının kendisine tebliğ edilmediği gerekçesiyle savunma hakkının kısıtlandığından bahisle hükmü temyiz etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 280. maddesine göre; “bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” Kanunun bu emredici hükmü karşısında bilirkişi raporlarının davalı yana tebliği gerektiği düşünülmeden karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.