23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/520 Karar No: 2018/281 Karar Tarihi: 07.02.2018
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/520 Esas 2018/281 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği taşınmazın dava dışı yüklenici adına devredildiğini, yapı kullanma izin belgesinin alınma aşamasında tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini ancak yerel belediyenin 4 adet bağımsız bölümün davalı vakfa devrinin istendiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkeme, davalı vakfa devredilen dava konusu 4 adet konutun tapularının 18.03.2008 tarihinde yapıldığını ve herhangi bir zorlama ya da tehdit bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, Tapu Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca tapu kütüğüne dayanarak tapu hükümlerinin ispat edilebilmesi, yapılan işlemlerin hukuka uygunluğunun araştırılması gerektiğini, davacının iradesinin fesada uğradığına dair delillerin dosyada yer aldığını ve bu nedenle hükmün bozulması gerektiğini belirtmiştir. İlgili kanun maddesi: Tapu Kanunu'nun 27. maddesi.
23. Hukuk Dairesi 2016/520 E. , 2018/281 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı yüklenici arasında 16.10.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği taşınmazın dava dışı yüklenici adına devir edildiğini, iskan ruhsatının alınma aşamasında tüm yükümlülüklerin yerine getirilmiş olmasına rağmen ... Belediyesi Başkanlığı tarafından 4 adet bağımsız bölümün davalı vakfa devrinin yapılmasının istendiğini, bu husus yerine getirildiğinde yapı kullanma izin belgesi düzenleneceğinin belirtildiğini, 17.03.2008 tarihli sözleşme ve yapılan tehditlerle 39-40-41-42 nolu bağımsız bölümlerin 18.03.2008 tarihinde davalıya devredildiğini ve aynı gün yapı kullanma izin belgesinin düzenlendiğini ileri sürerek; adı geçen bağımsız bölümlerin davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye devredilen dava konusu 4 adet konutun tapularının davalı vakfa 18.03.2008 tarihinde devrinin yapıldığı, 60 adet konutun 24 tanesinin 26.01.2007 tarihinde; 36 tanesinin 26.03.2008 tarihinde yapı kullanım izin belgelerinin alındığı, dava konusu devir işlemlerinde davalı tarafından yapılan herhangi bir zorlama veya tehdit unsurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyasında mevcut ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 30.10.2006 tarih ve 2005/29 E., 2006/386 K. sayılı ilamında, o tarihte ... Belediyesi Başkanı ve aynı zamanda davalı vakfın da başkanlığını yapan dava dışı Kazım Turan"ın davaya konu olayla ilgili eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu belirlenip ceza davası zamanaşımı nedeniyle düşmüştür. Ayrıca dava konusu olayla ilgili olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü"nce gerçekleştirilen teftiş raporunda da 4 adet bağımsız bölümün icbar yoluyla alındığı belirlenmiştir. Bu deliller nazara alındığında davacının, ... Belediyesince 36 adet taşınmaza yapı kullanma izni verilmesi için o tarihte belediye başkanı olan ... tarafından yapılan zorlama ile davalı vakfa taşınmazları bağışladığı davacının iradesinin fesada uğradığı sabit olup, tapu devir tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde de davanın açılmış olduğu gözetilerek,mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.