17. Hukuk Dairesi 2013/15731 E. , 2015/3973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı .... tarafından trafik sigortalı aracın 19.04.2007 tarihinde müvekkillerinin murisi yaya ..."a çarparak ölümüne neden olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiş, birleştirilen davada davalı sürücü ...’ın tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 1.000 TL maddi tazminat ile davacı iş ... için 30.000 TL, davacı çocuklar ... ve .... için ayrı ayrı 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle davacı eş ... için maddi tazminat talebini 112.321,32 TL’ye yükselterek bu miktarın davalı ...’den tahsili istemiştir.
Davalı .... vekili, poliçe teminat limiti 60.000.00 TL’nin yargılama sırasında SGK’ya ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, yolda daha önce meydana gelen kaza nedeniyle gerekli uyarıcı işaretlemelerin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, kazanın oluşunda davalı sürücü ...’ün %75 oranında, işaretlemenin henüz yapılmamış olmasının %25 oranında etkili olduğu, muris ..."ın kusurunun bulunmadığı, eyleme sebep olanlar arasında müteselsil sorumluluk olduğundan davalının tazminatın tamamından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin peşin sermaye değeri karşılığı olarak teminat limiti 60.000,00 TL ödeme yaptığı gerekçesiyle davalı .... hakkındaki davanın reddine, davacılar ... ve ..."ın maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı eş ... için 112.321,32 TL maddi, 15.000 TL manevi, davacı çocuklar ... ve ... için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ..."den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki (2), (3) ve (4) nolu bentler, davacılar vekilinin aşağıdaki (5) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dava, trafik kazasından kaynaklanan vefat nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece yargılama sırasında alınan kusur raporundaki görüş benimsenerek davalı sürücü ...’ün kazada %75 kusurlu olup, işaretlemenin henüz yapılmamış olmasının %25 oranında etkili olduğunun kabul edilmiş olmasına rağmen, birleştirilen davada davacıların davalı sürücü ...’ün tam kusurlu olduğunu iddia etmelerine ve tazminatın müteselsilen tahsilini istediklerine dair bir ibare kullanmamış olmalarına göre, davalı ...’un %75 oranındaki kusuruna göre belirlenecek tazminatın tahsiline karar verilmesi gerekirken, tam kusur üzerinden maddi tazminata hükmolunması doğru olmamıştır.
3)Olay tarihi itibariyle 31 yaşında olan davacı eş ...’ın, yaşadığı çevre, sosyal ekonomik durumu itibariyle AYİM tablosuna göre yeniden evlenme ihtimali %17 olup, davacının 18 yaşın altında iki çocuğunun bulunması dikkate alındığında ve her bir çocuk için % 5 oranında indirim yapıldığında davacının yeniden evlenme ihtimali % 7 olmasına karşın, hükme esas alınan 02.01.2013 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacı eş ...’nin rapor tarihi itibarıyla 36 yaşında olduğu ve çocuk sayısı gözetildiğinde evlenme şansı bulunmadığı belirtilerek tazminat hesaplanması doğru bulunmamıştır. Mahkemece, Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre eşin evlenme ihtimalinin olay tarihi itibarıyla AYİM tablosuna göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
4) Asıl davada davalı ....’den 20.000 TL maddi tazminat talebinde bulunulduğu ve davalı sigorta şirketinin yargılama sırasında ödeme yapmış olmasına göre, davanın açılmış olmasına sebebiyet verdiğinden, kabul edilen maddi tazminata ilişkin davacılar yararına hükmolunan vekalet ücretinin A.A.Ü.T.’nin 12/1. maddesi gereğince 2.400 TL kısmından sigorta şirketinin de diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
5)Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK."nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, murisin kazada kusurunun bulunmaması, davacıların vefat edene yakınlık derecesi ve diğer hususlar gözetildiğinde davacılar için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ..."a geri verilmesine 09/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.