13. Hukuk Dairesi 2013/7154 E. , 2013/18164 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, babası Hikmet’in 03.01.2010 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak çocukları .... ile ikinci eşi olan davalının kaldığını, kendisinin İsviçre"de ikamet ettiğini ve çalıştığını, banka faizlerinin yüksek olması nedeniyle birikimlerini değerlendirmek amacıyla babası ile ortak hesaplar açıldığını, tek başına açtığı hesaplarda da babasına vekaletname verdiğini, 2000 ila 2005 yılının sonuna kadar devam eden ortak hesaplardan hiç para almadığını, babasının 2005 yılında ortak hesapları kapattığını, toplam paranın 700.000,00 TL olup bunun 350.000,00 TL’sinin kendisine ödenmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile davalının miras payına isabet eden toplam 100.000,00 TL"nin hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı ile muris arasındaki hukuki ilişkide, vekalet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, 818 sayılı B.K"nun 126. maddesi gereğince vekalet sözleşmesinden doğan alacakların da 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu kabul edilmiştir. Murisin ortak hesaptan yaptığı en son işlem tarihinin 15.09.2005 olduğu ve eldeki davanın açıldığı 03.01.2011 tarihine kadar 5 yıllık zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine
karar verilmiştir. Ancak toplanan delillerden ve dosya kapsamından taraflar arasındaki uyuşmazlığın müşterek hesap sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Sözleşmeden kaynaklanan alacak istemleri, BK’nun 126. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı değil, aynı Yasa’nın 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabidir. Bu sürenin de dava tarihi itibari ile dolmadığı açıktır.
Öte yandan, davacı ile ölen babası arasında vekalet ilişkisinin varlığı kabul edilmiş olsa dahi, 126.madde de düzenlenen vekalet sözleşmesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi, son işlem tarihinden itibaren değil, vekilin, vekil edilene yapılan iş ve işlemlerle ilgili olarak hesap verdiği tarihten itibaren başlamaktadır. Dava dışı vekil babanın, davacı müvekkiline, yapılan iş ve işlemlerle ilgili hesap vermediği dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Esasen davalı tarafından bu şekilde bir savunmada getirilmemiştir. Bu tarihe göre dahi davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 Tl temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 2.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.